Çift ilişkilerinde kadınlar üzerindeki şiddetin her geçen gün arttığını üzülerek öğreniyoruz.

Daha da üzücü olan kadının hak etmiş olması ve o da böyle yapmasaymış tarzı cümleleri duyuyor olmak…Kıskançlıktan gözü dönenler, ayrıldığı eşini sokak ortasında öldüresiye dövenler, yaralayanlar ve çocuklarının gözü önünde öldürenler toplumdaki her bir ferdi üzmekle kalmayıp   endişelerini de artırmaktadır. 

Artan şiddet eğilimleri ve şiddet türleri hakkındaki bilgileri gözden geçirecek olursak

İlişkilerde uygulanan şiddet türlerini  fiziksel şiddet, cinsel ilişki şiddeti, psikolojik şiddet, dijital şiddet, sosyal şiddet, ısrarlı takip şiddeti olarak sıralayabiliriz.

Fiziksel şiddet: En yaygın ve somut şiddet biçimidir. Otoritenin kendinde olduğunu gösteren şiddet türüdür. Isırmak, itmek, dövmek, tekmelemek, tırmalamak, silahla yaralamak başlıca davranışlardır.

Psikolojik Şiddet: Partnerine bencilce bir tutum içinde yaklaşarak   küçük düşürücü konuşma ve davranışlarda bulunmaktır. Aşağılamak, değersiz hissettirmek ve kendisine mecburmuş algısını oluşturmak sayılabilir.

Sosyal Şiddet: Partnerinin sosyal çevresini kısıtlayarak onu kontrol etmektir. Kıskanmak, yargılamak, ailesinden uzaklaştırmak örnek verilebilir.

Cinsel İlişki Şiddeti: Partnerini cinsel yakınlık ve cinsel birliktelik için zorlamak ve hayır kelimesini anlamamaya yönelik davranışları içerir. Tecavüz girişiminde bulunmak, taciz etmek, cinsel istismarda bulunmak cinsel şiddettir.

Dijital Şiddet: Partnerini teknolojik araçlarla kontrol ve tehdit etmektir. Sosyal medya ağlarını kontrol etmek, şifrelerin istenmesi, partnerinin arkadaşlıklarını engellemek ve onu uygulamalar aracılığıyla takip etme davranışlarıdır.

Israrlı Takip ( Stalking ): Partnerinden ayrıldıktan sonra ya da birlikteyken sürekli izlemek ve takip etmektir. Kişinin yanlış yaptığına dair bir algı yaratmayı ve güvensiz hissedilmesini sağlamaya yönelik davranışlardır. 

Kadınlar ilişkilerini sonlandırmayı istemiyor, ilişkilerindeki   şiddetin son bulmasını   istiyor!

Kadınlar ilişkinin başında şiddete maruz bırakıldığını anlayamamakta ve zamanla bunun kendi aşklarının doğasıyla ilgili olduğu yanılsamasına düşmekte veya düşürülmektedir. Partnerin manipülatif davranışları şiddetin başlangıcını oluşturmaktadır.  Kıskançlık, suçluluk hissettirmek, zayıf noktalara basılması ve aşağılamak yoluyla başlayan manipülasyon şiddeti getirdiğinde durumun vehameti ortaya hemen çıkmayabilir. Şiddete uğrayan kişinin bunu anlaması ve anlamlandırması zaman alır. Kadın ayrılmaya karar verdiğinde ve bunu gerçekleştirdiğinde şiddet uygulayan diğer partnerin bağımlılığı ortaya çıkar. Bu yüzden partnerini kaybetmek istemeyen erkeğin  cinayete kadar uzandığı görülmektedir.  Şiddetin  psikolojik boyutunda tablo  daha da acıtıcı bir gerçeği ortaya çıkarmaktadır: Şiddet gören bir ailede büyüyen çocuklar şiddete meyilli olur.

Bir kadının defalarca şiddet gördüğü partnerinden vazgeçmemesi kolay açıklanacak bir durum değildir. Kişilik özellikleri, aşka ve ilişkiye yüklenen anlam, yanlış inanç ve değerler, sabrın sonunun selamet olduğuna dair geliştirilen tutum ve beklentiler, çocukların olması kadını gitmeyen yapabilecek güçtedir. Problemli bir ilişkide kalanın şiddet uygulayanı düzelteceğine ya da onun zamanla düzeleceğine olan inancı da duyarsızlaşmaya yol açmaktadır.  
Flört, evlilik ve romantik ilişki biçimlerinde yaşanan şiddeti tanımlamak şiddet gördüğünüz konusunda emin olmanızı sağlar. Hiç kimsenin varlığınız ve benliğiniz üzerinde oynama hakkı yoktur. Kendimize iyi davranmak ve bunun hakkını vermek var olduğumuz sürece kendimize olan borcumuzdur. 

Neslihan ASLIHAN
Aile ve Çift Terapisti 
Psikoterapist