29 Ekim… Cumhuriyet Bayramı… Yazılacak, söylenecek çok şey var. Nereden başlasam ülkedeki hangi karanlığa ışık tutup anlatmaya çalışsam bilemiyorum.

Eskilere gidelim biraz. Okulların bahçesinde her sabah uykulu gözlerle ne de güzel haykırarak Andımız okunurdu. 

Sonra ne oldu?

Birileri bu güzelliğe leke sürdü. Andımız tarihin tozlu raflarına karıştı. Bir baktık okulların sınıflarında Atatürk portresinin kaldırmasıyla çalkalandı ülke.

Yetmedi! 23 Nisan, 19 Mayıs kutlamaları kısıtlandı. 

Ve tüm bunlar yaşanırken kimileri Atatürk diyemedi. Gazi Mustafa Kemal demekle yetindi. 

Nasıl korkaklıktır bu! Bir isim bile insanları nasıl titretiyor! 

Bakalım 29 Ekim nasıl kutlanmış, bir örnek üzerinden gidelim:

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhuriyetin ilanıyla Türkiye Yüzyılı vizyonunu bir tutan Koca, aynen şu ifadeleri kullandı:

“’Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz’ sözünü, Türkiye 99 yıl önce bugün söyledi. Bugün, dünyaya söyleyecek yeni bir sözümüz var: Türkiye Yüzyılı”

Bu kutlamada yer verdiğiniz sözü Mustafa Kemal Atatürk söyledi. Bir daha haykırıyorum MUSTAFA KEMAL ATATÜRK! Korkmayın bu kadar!
***
Geçelim Mahir Ünal’ın Cumhuriyet söylemlerine. Ne dedi kendileri:

“Cumhuriyet bizim alfabemizi, dilimizi, bütün düşünmemizi yok etmiştir"

Bak sen! Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Mahir Ünal’ın açıklamalarına kızmış “gereksizdi” diyerek uyarmış. 

Neden gereksiz?
Neden yanlış değil?
Bu bir destekleme değil de ne şimdi!

***

Tüm bu yaşananların ardından bu köşeye Onuncu Yıl Nutku yakışır.

Okumaya korkanlar da olacaktır elbette fakat ben köşemden haykırmaya devam edeceğim. 

***

“Türk Milleti!

Kurtuluş Savaşı'na başladığımızın on beşinci yılındayız. Bugün Cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır. Kutlu olsun!

Şu anda, büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.

Yurttaşlarım!

Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli, Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir. Bundaki muvaffakiyeti, Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak, azimkârane yürümesine borçluyuz. Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz; çünkü, daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz.

Yurdumuzu, dünyanın en mamur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi, en geniş, refah, vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü, muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız. Bunun için, bizce zaman ölçüsü, geçmiş asırların gevşetici zihniyetine göre değil, asrımızın sürat ve hareket mefhumuna göre düşünülmelidir. Geçen zamana nispetle daha çok çalışacağız, daha az zamanda daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur.

Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir; Türk milleti çalışkandır; Türk milleti zekidir. Çünkü, Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. Ve çünkü, Türk milletinin, yürümekte olduğu terakki ve medeniyet yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir. Şunu da ehemmiyetle tebarüz ettirmeliyim ki, yüksek bir insan cemiyeti olan Türk milletinin tarihî bir vasfı da, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. Bunun içindir ki, milletimizin yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, fıtrî zekâsını, ilme bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini ve millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek millî ülkümüzdür. Türk milletine çok yakışan bu ülkü, onu, bütün beşeriyette, hakikî huzurun temini yolunda, kendine düşen medenî vazifeyi yapmakta muvaffak kılacaktır.

Büyük Türk milleti!

On beş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde muvaffakiyet vadeden çok sözlerimi işittin. Bahtiyarım ki, bu sözlerimin hiç birinde milletimin hakkımdaki itimadını sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. Bugün, aynı iman ve katiyetle söylüyorum ki, millî ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin büyük millet olduğunu, bütün medenî âlem az zamanda bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır.

Türk milleti!

Ebediyete akıp giden her on senede, bu büyük millet bayramını daha büyük şereflerle, saadetlerle, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.

Ne mutlu Türküm diyene!”

Ankara, 29 Ekim 1933
***
BİZİM CUMHURİYETİMİZ ATATÜRK CUMHURİYETİDİR.

VE GELECEĞİN TEK IŞIK KAYNAĞIDIR!

Egemenliği kayıtsız şartsız milletimize veren, düşünce ifade ve ibadet özgürlüğünün, kadın-erkek eşitliğinin bir arada yaşamanın teminatı Cumhuriyet 99 yaşında. 

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN.
Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve aziz şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.

YAŞASIN CUMHURİYET!