Bu hafta 22 yıldır dinmeyen bir acımızla karşınızdayım. 99 Depremi hala kanayan bir yaramız olmaya devam etmekte. 17 Ağustos 1999 gecesi saat 03.02 sularında 45 saniye süren ritcher ölçeğine 7.4 büyük...

Bu hafta 22 yıldır dinmeyen bir acımızla karşınızdayım. 99 Depremi hala kanayan bir yaramız olmaya devam etmekte. 17 Ağustos 1999 gecesi saat 03.02 sularında 45 saniye süren ritcher ölçeğine 7.4 büyüklüğünde yansıyan o deprem, diğer adlarıyla Gölcük ya da İzmit depremi. Resmi raporlara göre 18.373 kişinin hayatını kaybettiği, 48.901 kişi yaralandı ve 505 kişi engelli kaldığı 5.840 kişinin kayıp olduğu raporlara geçti. Peki bu geçen 22 yılda neler yaptık? Hala İstanbul’un birçok bölgesinde çarpık kentleşme hat safhada, uzmanlar zaman zaman depremin geleceğini uyarıyor olsa da. Kentsel dönüşüm projelerimiz gerekli hızı kazanmadı. Bu da şu soruyu doğuruyor doğal olarak Deprem Vergilerim nereye gidiyor? Uzmanlar İstanbul’daki birçok yapının yıkılacağını ve fazlasıyla can kaybı yaşanacağını dile getiriyorlar. Güvenli yaşam alanlarının bir an önce faaliyete geçirilmesi gerekliyken ne yazık ki hala çok gerideyiz. Olası bir depremde yıkımın çok fazla olacağı bu şekilde gözler önüne serilmiş oluyor. Biraz daha derine inerek örnekler vermek gerekirse Küçükçekmece’nin Kanarya mahallesi taraflarında oldukça çarpık bir kentleşme var ve yapılar sağlam değil. Daha önceki 99 depreminde çok can kaybı veren Avcılar’a bakarsak ise son dönemlerde kentsel dönüşüm’e giren bir çok binası olmasına rağmen hala risk altında olan bir bölge,  bu iki bölgeye Fatih, Bakırköy, Zeytinburnu, Florya depremden en çok zarar görecek bölgeler olarak eşlik ediyor. Konuyu toparlamak gerekirse depreme hazır değiliz ve gelecek olan deprem bizleri korkutuyor korkutmalı da…