21 Ekim Dünya Gazeteciler Günüydü. Öncelikle 'Tüm gazetecilerin.................' diye başlamayacağım elbette cümleye.

KALEMİNİ SATMAYAN GAZETECİLERİN
İLKELİ HABER ANLAYIŞI OLAN GAZETECİLERİN
TOPLUMU AYDINLATAN GAZETECİLERİN
TARAFSIZ OLMAYI BAŞARABİLEN GAZETECİLERİN
OMURGASIZLARIN DEĞİL; BAŞI DİK, FİKRİ HÜR GAZETECİLERİN 
YALAN HABERLERLE BESLENMEYEN, HAKİKATTEN SAPMAYAN GAZETECİLERİN
KENDİ MENFAATLERİ İÇİN BAŞKALARINI BASAMAK YAPMAYANLARIN 
DÜNYA GAZETECİLER GÜNÜ KUTLU OLSUN.

ZATEN BÖYLE OLANLAR GAZETECİDİR GERİSİ VASIFSIZDIR!

Mesela ben Balıkesir Postam Gazetesi'nde çalışan arkadaşların gününü kutlamıyorum.
Mesela ben Balıkesir Marmara Bölge Gazetesi'nde çalışanların gününü kutlamıyorum.

Bugün Postam’dan gideceğiz, sıra Marmara Bölge'ye de gelecek!  Yalan haberlerle manşetlerini süsleyenlere gazeteci demeye dilim varmıyor. Sakın kırılmayın bana. Yapmayın arkadaşlar size gazeteci deyip asıl gazetecilere haksızlık mı edeyim şimdi!

EVET, BİR KİTAP YAZDIM HEPSİ KORKTU BENDEN

“16 EKİM 2022 PAZAR”

Bu tarihi iyi yazın kafanıza. Genç bir kalemden nasıl korktuğunuzu gösterdi bize Ekim’in 16’sı.
2021 yılında düzenlenen Balıkesir Altıeylül Kitap Fuarı’na Viran isimli romanımla katıldım. Bu yıl da çıkan ikinci kitabım Gençliğimiz Var ile geldim. Dillerden düşmeyen ve düşmeyecek bir imza günüm gerçekleşti. E tabii ne olacaktı asparagas haber yapanlar elini klavyeye yapıştıracaktı. Öyle de oldu. İmza günüm bitti iki gün sonra manşetlerdeyiz.

“18 EKİM 2022 SALI”

Yalan haberlerin kralı Balıkesir Postam Gazetesi manşetine kocaman bir İHANET başlığı atıp altına da aklına ilk gelenleri, asılsız olayları gözünü kırpmadan, elini vicdanına koymadan yazmış.

Haberi okuyanlar öyle hemen inanmayın aslını anlatacağım size şimdi. Bakalım hangi yalanları dizmişler. 
Postam bünyesindeki bu çok değerli arkadaşlar, üşenmemişler eski yazılarımı bulmuşlar. Ekrem İmamoğlu yazan yerleri güzelce çizmişler haberi de buradan kurmuşlar. Bak bakkk! İmamoğlu’nu nasıl da kaleme almış bu kız yıllar önce. Ne güzel yapmışım, bravo valla bana.

Güya Babam İsmail Balcan, Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı’nın talimatıyla abim Hakkı Balcan’a şirket kurmuş. Bak sen işe. Ve o şirkete onlarca ihale vermiş. Oooo! Habere bakın! Postam’dakiler attıkları yalanlarda tıkanma yaşıyorlar belli ki. Daha yaratıcı yalan bulamadınız mı arkadaşlar! Herkesin üzerine etiket gibi yapıştırılan ihale yalanlarımı mı geldi aklınıza. Hani nerede deliliniz? Çıkarın onlarca ihaleyi de biz de görelim. “Onlarca” kelimesinin anlamını biliyor musunuz siz. Yazık bir dahakine dersinize iyi çalışın. Şöyle yalanın okkalısını yazın da bizler de okurken az da olsa ucundan inanalım be!

Haberin köşesine iliştirdiğini patlak başlığa “Bu olay parti içinde tartışma yarattı” demişsiniz. Pek kıymetli arkadaşlar ben, ailem, Hasan Avcı ve beraberindekiler hayatımıza normal akışında devam ediyoruz. Sonrasında da sizlerin karaladığı haberi gördük, okuduk güldük ve geçtik. Sizler biraz üzüleceksiniz, canınız yanacak istediğiniz olmayacak ama bizim bir sorunumuz yok merak etmeyin. Her şey yolunda. Sizin yalan haberleriniz tadımızı kaçırmadı. Kaçıramaz.

Yine yaptığınız sözde habere göre AKP’ye hakaret ediyormuşum. Cahile laf anlatmak deveye hendek atlatmaktan zormuş yemin ederim. İstanbul seçimlerini tüm şeffaflığı ile anlatan bir kitap yazdım. Öyle sizin gibi klavye başından sallayarak değil. Bizzat seçim boyunca içinde yaşayarak. Liderlerin basın toplantılarına, mitinglerine katılarak. Türkiye’deki tüm haber ajanslarının servis ettiği haberleri kaynak alarak. Birçok siyasi, sanatçı ve yazar büyüklerimizden görüş olarak.

Kitabımın içerisinde de hiçbir hakaret söz konusu değildir. Saygı çerçevesi içinde kaleme aldığım bir eserdir. Üslup konusunda yarışacaksak gelin hodri meydan buyurun. Ve bu kitap daha dosya halindeyken, üç tane yayın evinin, dört hocamın ve iki avukatın satır satır süzgecinden geçti. 

Haaa Hakaret kelimesinin anlam ve ağırlığından bir haber olan siz Balıkesir Postam Gazetesi’nin eski manşetlerine bakalım; Hasan Avcı hakkında neler yazılmış daha doğrusu nasıl da küstahlıkla hakaret etmişsiniz göz gezdirelim.

10 Ocak 2022 tarihinde atılan başlık:

BALIKESİR’İN RUHSARI

Haberin içeriğine girmeyeceğim olay beni ilgilendirmiyor. Yalnızca Hasan Avcı’nın üzerine her fırsatta nasıl da hakaret ederek gittiğinizi anlatmak istiyorum.

Haberlerde kullanılan ibareler şunlar:

“Senin abdest çoktaaan bozuldu Hasan.”

28 OCAK 2022 tarihinde manşet başlığı şu şekilde:

“DELİKANLI OL”

Eeee bana AKP’ye hakaret ediyor diye üslubuma laf eden Posta,  Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı’ya sadece ismiyle “HASAN” diye hitap eden, manşetine kocaman “Delikanlı ol” yazan, “senin abdest çoktan kaçtı Hasan” diyen Postam Gazetesi mi söylüyor? Gazetecilik bu mu? 

Sirkten falan mı kaçtınız siz? Nedir bu şaklabanlıklar. Açın kitabımı okuyun sizin haberlere yazdığınız hakaretlerin gramı yok benim kitabımda. Hiçbir siyasiye sizlerin yaptığı gibi ismiyle hitap etmedim, hakaret ise söz konusu bile değil. 

Altıeylül Belediyesi ve Başkanı Hasan Avcı, Altıeylü’e hizmet etmek için gece gündüz mücadele ederken, siz Hasan Avcı’ya oturup klavye başında çamur harcı karıyorsunuz. Attığınız eski çamurlardan bahsettik yukarda. Şimdi gelelim şimdiki çamurlarınıza.

Maddeler halinde olayların aslını da aktarayım siz benim seçkin, kaliteli, boğun eğmeyen azınlıkta kalmış yürekli okuyucularıma.

1- Balıkesir Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı’nın şahsıma ve kitabıma haberde geçenler gibi hiçbir desteği olmamıştır. Burada bir parantez açarak şunu da belirtmeliyim. Hasan Avcı, kitap tanıtım broşüründe İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamaoğlu’nun görselini kullandığım için AKP'li bir belediyenin düzenlediği etkinlik olduğunu vurgulayarak kullandığım görseli kaldırmamı talep etti. Sizce yazılan gibi Hasan Avcı beni, CHP yanlısı Hande Balcan’ı desteklemiş mi? Hayır ve asla! Siyasi görüşüm hakkında hiçbir yorum yapmadığı gibi herhangi bir maddi ve manevi bir yardımda bulunmadığının altını kalın harflerle çizerim. 

2-Haberde babam İsmail Balcan’ın belediyenin paralarını yediği yazılmış. Ah şu koca yalanınız. Ah şu koca iftiranız. Kafanızı gömdüğünüz çukurdan bi çıkarın alın teriyle çalışan ve memuriyet görevinin getirdiği sorumluluk gereği basına açıklama yapamayan bir memura mı yetiyor gücünüz! Aslında O size verecek cevabı da çok iyi bilir. Gerektiğinde gemileri yakar. 

Amaaa! Ben gemileri yakmakla kalmam limanı da ateşe veririm. Ben gazeteciyim; kalemim keskin! Can yakar! Ağzımın da düğümü yok! Düğümlemeye yeltenin de ipini keserim. Bunu da böyle bilin. 

TÜRK BAYRAĞIMIZI KİRLİ ALGILARINIZDAN ÇEKİN

O kafanızı az daha kaldırın da size içerden yalan yanlış bilgi aktaran belediyenin hainlerine, sözde kaynaklarınıza bir bakın.  Yahuu yine alın teri tökerek, büyük emek vererek bir haber yazmışsınız. “Altıeylül Belediyesi’ne bağlı Hasan Can Kültür Merkezi’nde bayrak kırılmış ve yerde sürülüyor. Görevlilerin umurunda değil” diye bir güzel işlemişsiniz.

Bu olay tamamen belediye flamasına Türk Bayrağı algısı yaratarak toplumu galeyana getirmektir. Bayrak diye okusunlar Türk Bayrağı sanıp Altıeylül Belediyesi’ni lekelesinler. Oh ne ala! Habercilik anlayışına bak.

3- Yine haberde abim Hakkı Balcan hakkında şirket kurup “onlarca ihale” aldığı ibaresi tamamen asılsız, gerçeği yansıtmamaktadır. Varsa deliliniz çıkarın gösterin. Klavyede haberi şişirip onlarca yazması kolay. Çıkın karşıma belgelerinizle konuşun. İlk ve son kez söylüyorum bir daha böylesi beni ve ailemi lekeleyen yalan haberler karşıma çıkmayın. Gazeteciliğin adına gölge düşürmeyin. Çıkartın söyleyin onlarca ihalenin verildiği abimin şirketlerini. Hadi Bakalım. 

VELHASIL...

Ben fuara katılan diğer yazarlar gibi imzamı atmaya geldim ve gittim. Alnımın Akıyla. Emeğimi sergiledim. Yazdığınız daha doğrusu iftira ettiğiniz gibi Hasan Avcı ne siyasi yönden ne de maddi yönden beni desteklemedi. Hakkı Balcan yine iftira attığınız gibi onlarca ihale almadı. İsmail Balcan da belediyenin paralarını yemedi hiç kimseye de yedirmedi. Yakın çevrelerde çok iyi bilir ki İsmail Balcan’nın böyle taraklarda bezi olmaz, işi olmaz. Aaaa bu arada yeseydik altımızda kimileri gibi son model arabalar elimizde son model telefonlar olurdu. Yakınlarımızın şirketlerine iş verirdik ya da başka yerlerden mutlaka belli ederdi kendini. 

SEVGİLİ HASAN AVCI’YA TEŞEKKÜRÜ BORÇ BİLİRİM

Altıeylül Belediye Başkanı Hasan Avcı’yı karalama beni ve ailemi de basamak olarak kullanma çabanız ortada. Önceki manşetleriniz de anlatıyor her şeyi. Bizim ile alakalı İHANET haberiniz de onlardan biri. Fakat biz aldırış etmeden yolumuza devam ediyoruz. 

Ben Hasan Avcı’ya bir teşekkürü borç bilirim. 

Neden mi? 

Altıeylül İlçe Belediyesi olarak koskoca Balıkesir’e Kitap fuarı gibi bir hizmeti seçkin ve sıra dışı bir güzellikte getirdiği için. 

Neden mi?

Politik duruşum her ne olursa olsun diğer yazarlardan ayrı tutmadığı için. Beni sadece ‘yazar’ olarak kabul ettiği için.

Neden mi?

Eskiden beri atmış olduğunuz hakaret dolu manşetlerinize, yapmış olduğunuz sözde haberlerinize (Atmış olduğunuz tüm çamurlara) ve sonrasında ispatlayamadığınız onca yalan iddialarınıza rağmen durmadan yorulmadan hizmetlerine devam ederek siz ve sizin gibileri ( yalancı, hain kaynaklarınızla birlikte) delirttiği için.

Sayfalarınızda yazamazsınız ya bari azıcık dürüst olun kendinize itiraf edin, attığınız çamurlar yapışmadıkça deliriyorsunuz. Komik!
Siz çizgisi olmayan, yalanlarla beslenen, omurgasız geçinen, çıkar ilişkilerin içinde yüzen, birilerini yaranmak için birilerinin itibarıyla oynayan gazetecilik yapıyorum diye geçinen vasıfsızlar!

Biraz ötede oynayın bakalım. Yanlış taşa çarptınız. 

Haaaa Posta olarak size şimdilik bu kadar yeter. Şimdilik! 

Unutmadan;

Şöyle bir altını çizerek belirtelim. Sırada daha çok şeyler var hani. Diğer kendini gazete sanan bir yaygaracı. Sıra sana da gelecek, bekle. 

Hani şu pek dillenmeyen, üzerine perde çekilen eşini, kızını belediyede işe sokmak isteyenler, başaranlar, başaramayanlar, tam başarırken direkten dönüp işsiz kalıverenler, Hasan Avcı’yı bu konuda sözde gazeteciyim diye tehdit edenler… Kimilerin eşleri, kimilerinin kızları işe giremeyince hemen başlar iftiralar. Ama işe girseydi ve girdikten sonra çıkartılmasaydı o zaman kimilerine göre dünyanın en iyi insanı Hasan Avcı olacaktı. Ama onlara istedikleri verilmeyince ne oldu?

“İHANET” eden oldu!!! Üzerine bir de ben ve ailem bu ihanete sürüklenen kurbanlar olduk. Hiç mühim değil. Güzel eğlendik. Ama sıra bana geçiyor. Benim de eğlence anlayışım iyidir. Merak etmeyin, yeter ki siz isteyin yakında anlatırım. Kaynaklarım, belgelerim hepsiyle beraber! ANLATIRIM!

Neyse sıra işin bu kısmına da gelecek elbette.

Biz dönelim konumuza genel olarak sözde gazetecilerimize.

Yanlış taşa çarptınız. Yanlış Taşa. 

Kalemi elinize aldığınızda önce elinizi vicdanınıza koyun da yazın.

Yalanı herkes yazar. 

Yüreğiniz varsa gerçekleri yazın.

Yüreğiniz varsa kimilerin üzerini kapattığı, saklı kapılar ardından yapılan gizli işleri yazın.

Yüreğiniz varsa siyasi görüşünüzü korkmadan söyleyin.

Yüreğiniz varsa kendi benliğinizi unutup, çıkar ilişkilerinde boğulduğunuz; boğulurken yaptığınız hataları yazın.

YÜREĞİNİZ VARSA GAZETECİ OLUN!

Şunu hepiniz aklınıza kazıyın. Ben sadece Mustafa Kemal Atatürk'ü bilir onu tanırım. Onun ilkeleriyle haraket ederim. Geride kalanlar partisi ne olursa olsun kimsenin izinden gitmem; körü körüne bağlanmam. O nedenle benim hakkımda orada burada konuşurken bir kalıba sokmayın. Ha illa ki konuşacaksınız biliyorum. 

O zaman da şunu deyin geçin:

HANDE SADECE ATATÜRKÇÜ!

HADİ EYVALLAH!

NOT: Silkelenip kendinize gelin, şu an çalıştığım gazete üçüncü ulusal gazetem. 
Sizin yazdığınız haberi Balıkesirliler duyar, benim yazdığım haberi Türkiye duyar.

Bir daha klavyedeki harfleri yan yana getirip, HASAN AVCI, İSMAİL BALCAN, HAKKI BALCAN VE HANDE BALCAN yazarken elleriniz titremeye başlasın. Aksi takdirde benim de bu defa kalemim yerinde durmaz. 

Yalnızca uyarmak istedim. 
Rastgele arkadaşlar.