CHP Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Akın seçim startını Balıkesir’de verdi. 

Ahmet Akın, Balıkesirlinin katıldığı coşkulu buluşmada hemşehrileriyle bir araya geldi. Ben de Balıkesirli olarak bu uzun seçim maratonu başlangıcında yorumlarımı aktarmak istiyorum. Öncelikle tüm adaylara bu yolculukta başarılar diliyorum. Kimsenin hakkının yenmediği adil bir seçim gerçekleşmesini temenni ediyorum.

Akın’ın konuşmasını dinledim. Ve özellikle şu başlığa dikkat çekmek istiyorum.

"BALIKESİR’E 3 YENİ GEREKİYOR"

Şöyle dedi Akın:

“Benim güzel ailem Balıkesir. Bu bir başlangıç anı. Balıkesirimiz için çok güzel günlerin başlangıcı, bugündür. Önümüzde 102 gün var. Sandığa gidip, mührü basmaya tam 102 günümüz var. Allah’ın izni, sizlerin de desteğiyle Balıkesirimiz’i partiler üstü bir anlayışla, Kuva-yi Milliye ruhuyla, hiçbir hemşerimizi ayırmadan, bugünden daha güzel günlere taşıyacağız. Peki, nasıl yapacağız, neler yapacağız? Bir kısmından çok kısa bahsedeceğim. Öncelikle; Balıkesirimize 3 yeni gerekiyor. Yeni bir vizyon, yeni bir yönetim, yeni bir anlayış gerekiyor.”

Partiler üstü bir anlayışa ciddi anlamda artık ihtiyacımız var. Bir düzen var ve bu düzen tüm Türkiye’de parti odaklı işliyor. Partiden bağımsız kimse adımını atamıyor.

Öncelik sorun çözmek değil mi?

Öncelik insanlara; insan olduğu için yaklaşmak değil mi?

X ya da Y parti diye sırt çevirmek mi doğru olan!

Öncelik birlik ve beraberlik içinde daha iyiye taşımak değil mi?

Öyleyse nedir bu kavga? Nedir bu uğultu, bu çatışma…

Yeni bir vizyona, yeni bir yönetime ve yeni bir anlayışa ihtiyaç olduğu düşüncesine katılıyorum. Lakin yeni bir yönetim geldiğinde beraberinde yeni bir anlayış gelmiyorsa orada da bir durmak gerekir. Umarım yeni seçim doğru kararlar aldırır. Ve ülkemiz için en hayırlısı olur.

Ne diyor Yaşar Kemal: “Bir bahçede hep aynı çiçekten olursa o bahçe güzel olmaz. Sen, ben, o varız diye güzel bu bahçe. Koparma farklı çiçekleri, kalsın renkleriyle kokularıyla…”

Farklı düşünceleri ekarte ederek, yalnızca iktidar partisinin her yerde var olmasını isteyerek daha iyiye ulaşamayız maalesef. Öncelikle farklı fikirlerin olduğunu kabul edip yormadan, kırmadan, görmezden gelmeden alan açılmalı. Sonrasında açılan alan içinde de yine her fikre saygı duyup birlikte yürünmeli; çıkılan o yolda. Yola çıktıklarını yolda bulduklarınla satmadan tabii ki!

Güneşe bakıp hala ışık arıyorsa gözler; güneşin neden yeterince aydınlatmadığına odaklanılmalı. Bu kadar gücü varken ve yetersiz ise orada bir durup sorgulanmalı.

Neden aydın değil?

Neden yeterince göremiyoruz?

Şimdi hep birlikte o ışığı bulabilmek için yürüyelim bir umutla…