TÜİK’e göre yüzde 83.45 olan enflasyon yüzde 200’e dayandı neredeyse. Dolar desen aldı başını gitti, 20 yılda ilk defa Avrupa Birliği’nin ortak para birimi euroyu tokatladı, geçti.

Ülkede asgari ücret 5.500 TL iken açlık sınırı 7.500 TL olarak açıklandı. Yani ülkede milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor.

Diğer tarafta Suriyelisi, Afganı bir sığınmacı problemi almış başını gitmiş. Oluşan güvenlik sorunu yanında ülkenin demografik yapısının bozulduğu gerçeği.

Tüm bu sorunlar dururken ve AKP’den kopuşların hızlandığı bir dönemde Erdoğan’ın yardımına CHP lideri Kılıçdaroğlu koştu yine.

Hiç yoktan yere, hem de hiç yoktan yere bir başörtüsü sorunu attı ortaya, sanki ülkenin başka sorunu kalmamış gibi. Vatandaş düşmüş geçim derdine Kılıçdaroğlu başörtüsü derdinde.

Başörtüsünü ve dini değerleri siyasete alet ederek iktidara gelen AKP’den ne farkın kaldı şimdi senin!

Cumhuriyetimizin ve CHP’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün sözünü de mi unuttun! O güzel insan şunu söylememiş miydi?

“Din gibi temiz bir duygu, politika gibi kirli oyunlara alet edilemez. Din, ait olduğu yerde, temiz vicdan sahnesinde yaşanmalıdır”

AKP iktidarına karşı oluşturulan 6’lı masanın en güçlü partisi CHP’nin lideri böyle bir hataya nasıl düşer anlamak mümkün değil.

Kılıçdaroğlu’nun AKP tabanını partiden uzaklaştıran başta ekonomi olmak üzere sığınmacı ve güvenlik sorunu gibi konular üzerine eğilmesi beklenirken o ne yaptı gitti Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ortayı açtı. Eeee Erdoğan’da eski topçu hiç affeder mi bu hatayı! Yapıştırdı kafayı ve topu ağlarla buluşturdu.

Kendisinden uzaklaşan tabanını yine konsolite etme fırsatı buldu. Hem de bunu yapmak için ne yaptı biliyor musunuz? Sadece geçmişi hatırlattı!

Erdoğan grup toplantısında aldı sazı eline öyle bir çaldı öyle bir çaldı ki, Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü aleyhindeki açıklamalarından girdi, 28 Şubat’tan çıktı.

En sondada bir bağlama yaptı ki senelerdir beklediği andı sanki bu an. Erdoğan Kılıçdaroğlu’na dedi ki:

“Ciddiysen gel. Başörtüsünü yasayla değil anayasa ile çözelim”

Peki Kılıçdaroğlu bu söze karşılık ne dedi? Kılıçdaroğlu dedi ki:

“Eğer arkasında yine kurnaz bir ajanda çıkmazsa tabii ki Alevi vatandaşlarımız dahil, hak ve özgürlükler konusunda getireceğiniz öneriye her türlü desteği vermeye hazırız”

Peki sonra ne dedi Kılıçdaroğlu dersiniz?

Kılıçdaroğlu Erdoğan’a şöyle seslendi: “Beklediğim gibi Erdoğan, başörtülü kadınları rehine olarak elinde tutabilmek için, konuyu alakasız yerlere taşıdın. Samimi değilsin. Zorbasın. Milletimiz görsün istedim ve sen gösterdin”

Bu konuda bir samimiyet testi yapılsa açık ara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kazanacağı su götürmez bir gerçek.

Yani Kılıçdaroğlu, Erdoğan’a gollük pası attıktan sonra söyleminden vazgeçti..

Eeee Erdoğan altı topu ağlarla buluşturdu, hem de öyle bir buluşturdu ki kaybettiği seçmenlerin bir çoğunu geri kazandı bu golle.

Peki CHP tarafında durum nasıl, Kılıçdaroğlu’nun durduk yere yaptığı çıkışlarla Erdoğan’a ve AKP’ye oy toplamasına ve sağ seçmenden oy almak için partinin temel değerlerinden taviz verilmesine kızgın seçmenler kendilerine oy verecek bir muhalefet partisi ve lideri arayışına girişti iyiden iyiye, oy vermeye mecbur bırakılacakları bir isim yerine…

Hükümete muhalefet eden vatandaşlar istemedikleri bir isme mahkum edilince sonuç bu oluyor ister istemez..

Sayın Kılıçdaroğlu, benim size naçizane bir tavsiyem var. Öncelikle erken seçim kararı alınması dışında Cumhurbaşkanı adayı olamayan Erdoğan’ın tekrar seçilebilmesini sağlamak adına, erken seçi talebinizde ısrarcı olun.

Rafa kaldırdığınız bu isteği tekrar ısıtıp gündeme getirin!

Sonrasında erken seçim kararı için yeter sayısı yakalayamayan AKP ve MHP’ye meclis oylamasınd destek olun…

Olun ki Erdoğan tekrar aday olsun ve sizi 8 seçim eze eze iktidara gelen Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı olsun…

Zaten asıl gayeniz bu değil mi?