‘‘BİR OLALIM, İRİ OLALIM, DİRİ OLALIM’’                                                                                                           Hacı Bektaş-i Veli

Yüzyıllar öncesinde böyle seslendi ser çeşmenin başı Hünkâr-ı Evliya insanoğluna. Irkı, Dini, Dili, ne olursa olsun davası İnsan ve insanlık değerleri olanlara. Birlik, beraberlik kardeşlik ve dostluk için o çağrı geçmişten günümüze günümüzden geleceğe en önemli çağrılardan olacaktır tüm insanlığa.  

‘‘BİR OLACAĞIZ, İRİ OLACAĞIZ, DİRİ OLACAĞIZ’’ 

İlk kez yüzyıllardır her türlü baskı ve zulümlere maruz kalarak yaşadıkları coğrafyalarda temel hak aidiyetler (Özlük Hakları) konusunda ötekileştirilen Alevi – Bektaşi toplumunun geçmişte olduğu gibi günümüzde de söz konusu olan eşit yurttaşlık gereği talep edilen özlük haklarına ilişkin talepleri doğrultusunda Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın onayı ile İç İşleri Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığının ortak çalışması sonucu 09.11.2022 tarihinde Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla yayımlanan Resmi Gazete’ de yer alan kararname ile Alevi-Bektaşi Kültür ve Cem evi Başkanlığı’nın kurulması Alevi Bektaşi toplumu başta olmak üzere toplumun her kesiminden büyük takdir ile karşılanmıştır. 
Hucurât Suresi 10. Ayet de ifade edildiği gibi;  Şu bir gerçek ki, müminler sadece kardeştirler. O halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve Allah'tan sakının ki, size merhamet edilebilsin. 

Her şeyden önce bilmeliyiz ki, Alevi – Bektaşi canların özlük hakları ile ilgili bu önemli çalışma insani ve vicdan meselesi olmakla beraber, hiçbir çıkar ve menfaat gözetmeksizin toplumun birlik, beraberlik, kardeşlik ve dostluğu için olması gereken doğru bir adımdır. Ötekileştirmek yerine birleştirici olarak toplumun her kesiminden oy alan Ak Parti ve kurulduğu günden bu güne kendi siyasi kabuklarını kırmış Ak Partiye oy vermiş Alevi -Bektaşi toplumu açısından Ak Parti Hükümetinin Alevi- Bektaşi canların taleplerine ilişkin bu çalışması tarihi bir sorunun çözümüne ilişkin son derece önemli ve anlamlıdır. Birleştirici ve güçlü bir Türkiye için toplumun her ferdine hitap ederek çözüm odaklı bir yaklaşımın toplumun birlik ve beraberliği acısından oldukça önemli. Görüyoruz ki Türk siyasetinde çok şey değişmiş. Gelenekçi bir anlayıştan uzak doğru kişilerle doğru diyalogların kurulduğu etkin iletişimle birlikte sorun ve problemlerin çözüldüğü yeni bir dönemi yaşıyoruz.  Bu da toplumun her kesiminden ihtiyaç duyduğu birlik ve beraberliğin, kardeşlik ve dostluğun en güzel fotoğrafını ortaya koymuştur.   

‘‘Birlik, beraberlik ve kardeşliğimiz daim olsun’’

Toplumsal birlik, beraberlik acısından oldukça önemli olan Alevi – Bektaşi canların talepleri üzerine kurulan Alevi – Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın sağlayacağı hizmetlere hep birlikte bakalım; 

Bilindiği üzere Alevi – Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile 8 Kasım 2022 tarihinde kuruldu.

Cemevlerinin ve ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik çalışmalar yapmak,

Cemevlerindeki hizmetlerin etkin ve verimli yürütülmesine destek olmak,

Cemevlerinin, başkanlıkça belirlenen hizmetlerin gördürülmesi için yerel yönetimler veya yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına ödenek aktarımına ilişkin iş ve işlemleri yürütmekle görevli olacak,

Devlet kadrolarında kariyer uzmanlığı olarak Alevi – Bektaşi Kültür ve Cemevi uzmanı olarak Alevilik – Bektaşilik alanında araştırmalar yapmış yüksek lisans ve doktoralı uzmanlara görev verilecek, 

Alevilik – Bektaşilik hakkında bilimsel araştırmalar yapmak, yaptırmak bu konular ile ilgili seminer, sempozyum ve konferanslar düzenlemek, yayınlar yapmak ve bu alandaki çalışmaları desteklenecek,

Başkanlığın Cemevlerini düzenleyici değil destekleyici bir rolü olacak. Cemevlerinin Kültür ve Turizm bakanlığı’na bağlanması söz konusu değildir,
İlgili Cemevinin üyelerinin ve yönetiminin talebi üzerine cemevi erkân hizmetlerinin yürütülmesi için Alevi – Bektaşi Cemevi önderini sözleşmeli olarak sağlanacak. 

Yine bilindiği üzere Cemevlerine yönelik düzenlemeleri de içeren kanun, 26 Kasım 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmişti.  Pekiyi cemevleri ile ilgili yeni kanunla neler değişti yine hep birlikte bakalım;

İMAR SORUNU ÇÖZÜLECEK

Yerleşim planları tanzim edilirken, beldenin ve bölgenin şartları ile olası ihtiyaçları göz önünde tutularak Cemevi yerleri ayrılacak. 

İHTİYAÇLAR KARŞILANACAK

Belediyeler Cemevlerinin yapım, bakım ve onarımını gerçekleştirebilecek; 

Malzeme desteği sağlayabilecek. 

İl Özel İdareleri;

Cemevlerinin yapım, bakım ve onarımını gerçekleştirebilecek.

SU VE AYDINLATMA SORUNU ÇÖZÜLECEK

Belediyeler tarafından Cemevlerine indirimli veya ücretsiz içme ve kullanma suyu imkânı tanınacak. 
Cemevlerinin aydınlatma giderleri devlet tarafından karşılanacak. 
Cemevlerinde kullanılan doğalgazda yüzde 42,73 indirim yapılacak.
Birlikte bakmış olduğumuz bu anlamlı ve önemli çalışmalar Alevi - Bektaşi toplumunun temel hak ve özgürlükler konusunda ki ihtiyaç duyduğu haklı talepleridir. 
           ‘‘ÇEKİN KİRLİ ELLERİNİZİ ALEVİLERİN ÜZERİNDEN’’
Çıkar ve menfaat ilişkileri doğrultusunda rant ve koltuk sevdalıları sözde Alevi temsilcileri diğer vatan hainleri gibi toplumun birlik ve beraberliğinden dolayı rahatsız ve son derece tedirgindirler. 
Bu sözde Alevi temsilcileri yıllardır kapılarında astıkları Alevi Kültür Cem Evi, Alevi Kültür Derneği, Alevi Kültür Vakfı, Alevi Kültür Federasyonu gibi ‘’Kültür’’ yazılı olan tabelalarından duymadıkları rahatsızlığı, Alevi İslam’ı yaşayan Alevi ve Bektaşi Toplumunun özlük hakları doğrultusunda Cemevlerinin önünü açarak destekleyici niteliğinde ki  ‘’Alevi – Bektaşi Kültür ve Cem Evi Başkanlığı’’ isminden duydukları rahatsızlığa dikkat etmek gerekli!  
Devlet nezdinde Ak Parti hükümetin toplumsal birlik ve beraberlik açısından kendi yurttaşlarının sorunlarıyla ilgilenmesinin önüne geçmek için yeni provokasyonlara halkın dikkat etmesi son derece önemlidir. Görünen o ki vatan hainleri ve sözde Alevi temsilcileri yine Alevi ismini kullanarak kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda toplumsal birlik ve beraberliğin karşısında durmaktadırlar. Bu durum karşısında inançlarından dolayı geçmişi acılarla dolu ve ağır bedeller ödeyen başta Aleviler olmak üzere Türk Toplumu büyük ders çıkarmalıdır. 

‘’ÇEKİN KİRLİ ELLERİNİZİ TEMİZ VE PAK OLAN ELEVİLERİN ÜZERİNDEN’’

Gerçek manada Alevi - Bektaşi Toplumu’nu temsil etmeyen fakat Alevi ismini kullanarak toplum içinde uygun olmayan davranış ve söylemelerde bulunan sözde Alevi temsilcilerine şöyle bir bakalım;

Dillerinden düşüremedikleri Aleviliği ne kadar yaşıyorlar? Temsil ettikleri kurumlarda kaç Alevi ve Bektaşi üyeleri bulunmakta? Hangi ölçüde Alevi - Bektaşi kültürüne katkı sunuyorlar?  Yaşamları Alevi – Bektaşi inanç ve felsefeyle ne kadar örtüşüyor? Alevi İslam’ın neresindeler? 
Alevi - Bektaşi Toplumu geçmişten günümüze maruz kaldığı her türlü baskı ve zulümlerde Alevi İslam yolunda ödemiş oldukları ağır bedellere rağmen hiçbir zaman zalimin zulmüne baş eğmediler. Diama yaşamış oldukları toplum içinde iyi niyet içerisinde iyimser ve büyük hoş görüye sahiptirler. Toplumsal birlik ve beraberliği tehlikeye düşürecek asla bir eylemin içinde bulunmadılar. İncin sende incitme diyen Hünkârı Evliyanın desturu ile İncindiler ama asla incitmediler! 
Sözde Alevi temsilcileri, Alevi Toplumu’nun adını ve inancını kullanarak toplumsal birlik ve beraberliğe karşı sokak eylemleri yaparak halkı provoke etmek için bu ülkede sayıları milyonları bulan Alevi Toplumu bir araya gelse sığacakları sokak ve solan bulunamazken sizin sokak eylemlerinizde dolduramadığınız bir caddeyi ve yine dolduramadığınız sözde büyük Alevi kurultayındaki salondan da anlaşılıyor ki sizlerin Alevi Toplumu’nun üzerisin de temsil etme ve bir yetkiniz yok! Dillerinizden düşüremediğiniz Alevilerin ibadetini, ibadethanesini bir kenara bıraksınlar da kim olduklarını anlatsınlar.  Sizler hangi Alevilerden bahsediyorsunuz?  Alevi İslam’ın dışındaki sözde aleviler mi? Yoksa Ali ’siz Aleviler mi bunlara da keşke açıklık getirseydiniz. Siz sözde Alevi temsilcileri uygun olmayan davranışlarınız ve biz Devletin Alevi’si olmayız sözünüz ile gerçek niyetinizi fazlasıyla ortaya koydunuz. Kadim bir geleneği yaşayan Alevi – Bektaşi Toplumu’nun yaşam felsefesinde büyük hoşgörüye sahiptirler. Tarihe baktığımızda Türk Cumhuriyetleri, 16 büyük Türk İmparatorlukları olduğu gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin de kurulmasında Alevi İslam İnancı büyük ölçüde rol olmuştur. Öz Türk olan Aleviler bu ülkenin asli unsurudur. Örneğin Osmanlı İmparatorluğunun kuruluşunda Şeyh Edebali Sultanı yok sayabilir miyiz veya Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda Atatürk’ü ve Yeni Çeri Ocağını - Bektaşileri yok sayabilir miyiz? Ülküsü Alevi İslam inancı, Vatan, Millet ve Bayrak sevgisi olan Aleviler de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Sünni’si gibi, Kürtleri gibi Alevi vatandaşıdırlar. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 3'üncü maddesine göre, "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür". İfadesi karşısında uygun olmayan davranışlarınız söylemleriniz sizi ancak vatan haini yapar. 

‘‘GÜNÜMÜZDE ALEVİYİM DİYEN HER CAN’NIN SN. PROF. DR. İZZETTİN DOĞAN’A VEFA BORCU VARDIR’’ 

"Bizim İslam inancımızda cebir, şiddet, kin ve nefrete yer yoktur"                                                                  

Prof. Dr. İzzettin DOĞAN.

Sözde Alevi temsilcileri, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı kurulma sürecinde ve sonrasında toplumsal birlik ve beraberlik için katkıda bulunan herkes için ağzınızdan çıkan sözleri kulaklarınız duymadı. Ne diyor Şah-ı Velayet Hz. İmam Ali "En tehlikeli düşman, bize benzeyip de bizden olmayandır"  Alevi Toplumu Sn. Prof. Dr. İzzettin Doğan’ı çok iyi bilir siz kendinizi boşuna yormayın!  O Alevi toplumunun yüz akıdır. Türk Toplumu’nun aydınlık meşalesidir. Davası insan, Ömrünü insanlık ve insanlık değerleri olan Sn. Prof. Dr. İzzettin Doğan Devletler Hukuk’u yani Uluslararası Hukuk Profesörü ve bilim insanıdır. Sizin İzzetin Doğan Alevi Toplumu’nu temsil edemez dediğiniz noktada bilmeniz gerekiyor ki gerçek manada Sn. Prof. Dr. İzzettin Doğan Alevi Toplumu için mürşidi kâmildir. Günümüzün Yunus’u, Pir Sultan’ı ve Hacı Bektaş-i Veli’sidir.  Evrensel boyutta insanın hak ettiği ölçüde Irk, Din, Dil, ayrımı yapmaksızın her vatandaşın hak ettiği inandığı değerler ölçüsünde bir yaşam olanağı sağlamak için haklı davasını hiçbir zaman sokağa dökmeden hukukun üstünlüğüne inanmış bilge bir kişiliktir.
Temel hak ve özgürlükler konusundaki akademik çalışmaları vermiş olduğu hukuk mücadelesi dünyada etki yaratmıştır.  Birçok Avrupa ülkesinde Alevi İslam inancına yönelik akademik çalışmalar başlatılmış ve o ülkelerde yaşayan Alevi vatandaşların talepleri doğrultusunda temel hak ve özgürlükleri yasalar ile güvence altına alınmıştır.  Türkiye içinde AHİM kararları bunun en güzel örneğidir.   

Türkiye ve dünyada gerçek manada Alevi İslam inancını ve Alevi – Bektaşi vatandaşlarını temsil eden Cem Vakfı’nın Alevi Vakıfları Federasyonundan ayrılması da Sn. Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın haklı mücadelesinin onurlu duruşudur. Bu duruş Hüseyni duruştur. Tıpkı zalimin zulmüne karşı Kerbela’da Hz. İmam Hüseyin’in duruşu gibidir. Başta Alevi – Bektaşi Toplumu olmak üzere Türk milleti bu duruşu takdir etmiştir.   
Yine ‘‘Şah-ı Velayet Hz. İmam Ali, Her şeyi affedin fakat vatanınıza ihanet edenleri asla affetmeyin’’ diyor. Vatan, millet ve bayrak sevgisi olan her can bizdendir. Toplumsal birlik ve beraberliğin karşısın da duran her kimse şüphesiz vatan hainidir.  
Sn. Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın Alevi – Bektaşi Toplumu başta olmak üzere toplumun her ferdi için temel hak ve özgürlükler noktasında ki caba ve mücadelesi, davası insan olan ve Alevi İslam inancına ve insana hizmet noktasında ki her vatandaşın başlı başına örnek alması gereken önemli bir konudur. Sn. Doğan’ın toplumsal birlik ve beraberlik için vermiş olduğu hukuk mücadelesi başta Alevi – Bektaşi Toplumu ve ülkemizin her ferdi için oldukça önemlidir. Sn. Prof. Dr. İzzettin Doğan Alevi Toplumunun gerçek manada kanaat önderi ve lideridir.  

Alevi kimliğine bürünmüş sizler iyi biliyorsunuz ki içinde bulunduğunuz kurumların bile yasal statüsündeki hukuki süreçlerinde imzası olduğu gibi, Dillerinizden düşmeyen AHİM kararları Sn. Prof. Dr. İzzettin Doğan’ın davası insan ve insanlık değerlerine uygun koşullarda tüm yurttaşların inançlarını istedikleri gibi eşit şartlarda yaşayabilmeleri için vermiş olduğu büyük hukuk mücadelesi ve emeğidir.                   Sözde Alevi – Bektaşi Toplumu’nun temsilcileri pozisyonunda ki sizin söylemlerinizin Alevi – Bektaşi toplumu üzerinde bir etkisi yoktur. Aynı zamanda Türk Toplumu için Sn. Prof. Dr. İzzettin Doğan insana hizmet etmiş çok kıymetli hukukçular yetiştirmiş değerli bir Hukukçu ve bilim insanıdır. İnsan nezdinde Hakk’a hizmet etmiş, Alevi – Bektaşi canlar başta olmak üzere bu ülkenin her vatandaşının temel hak ve özgürlükler konusunda ki mücadele ve emeğinden dolayı Sn. Prof. Dr. İzzettin Doğan Alevi Toplumu’nun vefa duyduğu kanaat önderi ve lideridir. 

BU SÜREÇTE SINITFA KALAN SİYASİ PARTİLER 

Alevi – Bektaşi vatandaşların temel hak ve özgürlükler noktasındaki talepleri doğrultusunda yapılan çalışmalar ile TBMM gelen Alevi - Bektaşi Kültür ve Cemevi

Başkanlığı kapsamında Alevi – Bektaşi toplumunu yakından ilgilendiren kanun teklifine yapılan oylamalarda ret oyu kullanan tüm siyasi partiler Alevi toplumu nezdinde sınıfta kalmışlardır. Alevi toplumunun yüz yıllardan beri haklı taleplerine yönelik bu anlamlı ve önemli çalışmaya hassasiyet gösterilmesi gereken bir durum iken siyasi çıkar ve menfaat gözeten başta CHP olmak üzere ret oyları kullanan diğer siyasi partiler Alevilere karşı bu güne kadar yapılan zulüm ve baskılardan yana oy kullanmışlardır. Siyaseti aşan ve yine siyasetçiler tarafından çözülecek noktaya gelen bu durum her şeyden önce insani ve vicdan meselesidir. 

AK PARTİ VE MHP DESTEĞİ İLE BİR İLKE İMZA ATILDI. 

Ak Parti Hükûmeti 2023 hedeflerine yürürken Cumhurbaşkanı Sn. Recep Tayip Erdoğan’ın talimatı ile İç İşleri Bakanlığı ve Kültür Bakanlığının ortak çalışması sonucu yüzyıllardan beri süre gelen Alevi – Bektaşi yurttaşlarının özlük haklarına ilişkin talepleri doğrultusunda yapmış olduğu çalışma ile Kültür bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi – Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı MHP’nin desteği ile bir ilke daha imza attı. Yüz yıllardan beri çözülemeyerek her dönemin ideolojik çıkar ve menfaatleri için su istimal edilip günümüze kadar gelen tarihi bir meseleye çözüm üretmek oldukça önemli ve anlamlıdır. Hangi acıdan bakarsak bakalım bu çalışmanın yaratacağı fayda ve katma değer Türk dünyasında toplumsal birlik ve beraberlik açısından son derece önemlidir. Bu çalışma ile bir tarih yazılmıştır. Bu tarih Türk Toplumu’nun birlik, beraberliğin ve kardeşliğinin tarihidir. Türkiye’nin yeni yüz yılında Alevi – Sünni’siyle Türk –Kürt olarak biz bize yeteriz. 

Ve bu tarih İç İçleri Bakan Danışmanı Sn. Dr. Ali Arif Özzeybek’in kalemiyle yazılmıştır. Oldukça önemli ve bir o kadar hassas olan bu süreci başarılı ekibiyle birlikte büyük bir titizlik ve özveri ile yürüten Sn. Dr. Ali Arif Özzeybek tarih sayfalarında yer alacak bu sayfanın mürekkebi olmuştur. Eminim ki bu emeği Hakk’a âşık, yola hizmet noktasında isminiz hep var olacak, daima sevgi ve saygıyla anılacaktır.  

Sn. Devlet Bahçeli’nin bu süreçteki desteği Alevi - Bektaşi Toplumu ve gerçek Alevi – Bektaşi Temsileri tarafından takdir edilirken, Söylemleri ile de adeta sözde Alevi temsilcilerine ders verme niteliğindedir. Sn. Bahçeli söylemlerinde;

"Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimiz, Cemevinin ibadethane olarak tarif ve tanımlamasının arzusundadır. Aleviliğin hem inanç boyutu hem de kültürel bir yapısı vardır. Şayet Alevi kardeşlerimiz Cemevini ibadethane görüyorsa ki öyledir, bize düşen buna saygı duymak ve peşin hükümlerin ambargosundan kurtularak yapıcı ve destekleyici bir tavır almaktır. Bunda çekinecek, tereddüt edecek, endişeye kapılacak hiçbir şey olamayacaktır. Kimin nerede ve nasıl ibadet edeceğinin yazılı bir kuralı, bağlayıcı bir hükmü, genel geçer bir ilkesi yoktur" ve ayrıca "Alevi İslam İnancına Sahip Kardeşlerimizin Haklı Talepleri Vardır" Bildiğiniz gibi, Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimizin haklı ve meşru talepleri vardır ve bu talepler temiz bir mizaçla, kardeşliğin alicenaplığıyla adil, eşitlikçi, insani, tarihi, kültürel, hukuki ve hakkaniyetli ilkeler mihverinde karşılanmalı, ortak akıl ve geniş bir uzlaşma zemini oluşturulmalıdır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak kanaatimiz hep bu yönde olmuştur. Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Ne ayrımız ne de gayrımız vardır. Cami ne kadar bizimse cemevi de o kadar bizimdir. Saz bizim, söz bizimdir. Cem bizim, semah bizimdir. "Cemevi Gerçeği, Cami - Cemevi Karşıtlığına Dönüştürülmeden Kabul Edilmelidir" Hep dedik, yine diyoruz; Alevi kardeşlerimizin hayatında tartışılmaz bir yer etmiş olan cemevi gerçeği, siyasi kaygılardan uzak, cami-cemevi karşıtlığına dönüştürülmeden kabul edilmelidir. Cemevi, inanç ve kültür hayatımızın vazgeçilemez bir gerçeğidir. Bu gerçeği tahrip ederek asıl manasından ve müktesebatından koparmak çok tehlikelidir. Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimize yönelik iyileştirici ve müspet açıklamaları tümüyle destekliyor, çok isabetli bulduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın bünyesinde Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı'nın kurulacağının, cemevi hizmetlerinden eğitim faaliyetlerine kadar tüm çalışmaların bu kurumsal yapı altında kamu güvencesi desteği ve denetimiyle yürütülecek olmasının, cemevlerinin aydınlatma, içme ve kullanma suyu, yapım, onarım, bakım giderlerinin karşılanması ve imar planlarındaki yeriyle ilgili tüm sorunların çözüleceğinin, cemevlerinde erkan hizmetlerini yürütmekten sorumlu Alevi Bektaşi inanç önderlerinden talep edenlere de bu kurumsal yapı bünyesinde kadro verileceğinin bizzat Sayın Cumhurbaşkanımız marifetiyle ilan edilmesi, milli birlik ve beraberliğimize muazzam bir katkıdır. Bu reform mahiyetli demokratik, kültürel ve inanç bazlı adımların Alevi kardeşlerimize bir lütuf değil, gecikmiş haklarının önemli bir kısmının verilmesiyle ilgili karar olduğunu ifade etmek de boynumuzun borcudur. İfadelerini kullanmıştır. Ayrıca Sn. Devlet Bahçeli’nin Horasan erenlerine bağışlamış olduğu kendisine ait arsada yine bir cem evi yapılacağı da Horasan Erenleri Federasyonu genel başkanı tarafından ifade edildi.  

Tarihi Alevi – Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na dair bilinmesi gereken diğer hususlarda kısaca aşağıda olduğu gibidir; 
Bu çalışmayla Aleviler ötekileştirilmiyor,
Alevilik tarif edilmiyor, 
Alevi – Bektaşi yurttaşların ibadeti olan Cem ibadetinin tarifi yapılmıyor,
Alevi – Bektaşi yurttaşların ibadethanesi olan Cemevi tartışılmıyor,
Hiçbir Cemevi Kültür Bakanlığına bağlanmadı,
Kurulan Alevi – Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı Cemevini düzenleyici değil destekleyici olacaktır.  

İslam Yüksek Ahlaktır.
Hz. Muhammed (Sav) 

Sevgili okurlar,
 Kadim bir geleneği yaşayan biz Aleviler, Yüce yaratıcının emri ve hazreti peygamberin    buyruğu ve duasıyla Hz. İmam Ali’yi yol eyledik. Evrenin yaratılışına sebep olan Ehlibeyt sevgisi bizim gönül hazinemizdir. İnsanı yaşamın merkezine koyarız, aşk ile sağ elimizi gönül kebemize koyup daima iyiliklere ve güzelliklere vesile oluruz. Peygamber Ocağıyız, Cem evleri Kevser süresi ve Maide süresi 67.inci ayeti gereği Hak Muhammed Ali kapısıdır. Biz Hakka ve yârin yanığına sevdalıyız. 
Davamız İnsanlık Davası, Yolumuz Hak Muhammed Ali yoludur!
Attığımız her adımın sürati müstakim üzerine olduğu gerçeği ile birlikte bin bir zorluk ve fedakârlıklarla geçmişten bu güne hak ve hakkaniyetle bu kadim geleneği süren ve yüksek ahlakın temsilcileri olan başta kanaat önderleri ve canlara nezdinizde şükranlarımı sunuyorum. Aşk olsun bu yola talip olanlara,  aşk olsun bu yolu sürenlere. 
BİR BİRİMİZİN HIZIR’I OLMAK!

Cumhuriyetimizin yeni yüzyılında toplumun birlik ve beraberliği için ayrışım ve ötekileştirme yer yok. Devleti yöneten iktidarın en önemli sorumluluğunun yanı sıra her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının sorununu kendi sorunu olarak görecek çözüm odaklı yaşamın her alanın da vatandaşın aidiyet duyacağı yeni hizmetler en önemli vazifesi olacaktır. Al bayrağın altında birlik ve beraberliğin, kardeşlik ve dostluğun zaferidir bu. Gün birlik ve beraberlik günüdür. Reisi Cumhurun dediği gibi gelin yeni Türkiye’yi birlikte inşa edelim. Daima iyiliklere ve güzelliklere vesile olmalıyız. Sevgiden ve hoşgörüden öndün vermeyerek her olguda birbirimizin kusurlarını aramak yerine birbirimizi anlamak için çaba göstermeliyiz ve her daim birbirimizin Hızır’ı olmalıyız. Türkiye için biz bize yeteriz. 
Cümlenizi Ehlibeyt’in sevgisi ile selamlıyorum.                                                                        

  Sevgi ve saygılarımla.