Gündem

DEM Parti'nin 4 gün süren Merkezi Örgütlenme Konferansı sona erdi... Doğan: "İmralı tecridi yerine çözüm politikalarına geri dönüş alternatifi düşünülebilir"

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, 4 gün süren Merkezi Örgütlenme Konferansı'nın ardından yaptığı açıklamada; partinin Türkiye’de coğrafi esaslara dayalı 12 bölge özelinde “Parti Meclisi Üyeleri Bölge Koordinasyonu” modeli ile örgütlenme kararı aldığını açıkladı. Doğan, "İmralı tecridi var. Mutlak bir iletişimsizlik haline dönüştürülen tecrit rejimi yani bu sistem değiştirilebilir. Bu sistem yerine konuşma, çözüm politikalarına geri dönüş alternatifi düşünülebilir. Bu yalnızca Türkiye'de değil, Ortadoğu'da da halkların eşit, özgür ve adil yaşamına sanıldığından çok daha büyük katkılar sağlayacaktır” dedi.

(ANKARA) - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, 4 gün süren Merkezi Örgütlenme Konferansı'nın ardından yaptığı açıklamada; partinin Türkiye’de coğrafi esaslara dayalı 12 bölge özelinde “Parti Meclisi Üyeleri Bölge Koordinasyonu” modeli ile örgütlenme kararı aldığını açıkladı. Doğan, "İmralı tecridi var. Mutlak bir iletişimsizlik haline dönüştürülen tecrit rejimi yani bu sistem değiştirilebilir. Bu sistem yerine konuşma, çözüm politikalarına geri dönüş alternatifi düşünülebilir. Bu yalnızca Türkiye'de değil, Ortadoğu'da da halkların eşit, özgür ve adil yaşamına sanıldığından çok daha büyük katkılar sağlayacaktır” dedi.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, 4 gün süren Merkezi Örgütlenme Konferansı'nın ardından sonuç bildirgesini kamuoyu ile paylaştı. Genel Merkez’de konferansta alınan kararlara ilişkin açıklama yapan Doğan'ın konuşması özetle şöyle:

"Yeni bir örgütlenme modeline geçiyoruz. Coğrafya üzerinden yeni yapılandırılan bir örgütlenme modeli. Yerelden başlayarak DEM Parti’nin örgütsel mekanizmalarının tamamını öncelikle konu başlığı ve stratejimiz çerçevesinde ele aldık. Çünkü yerelden başlayıp merkeze doğru örgütlenmenin ne kadar önemli bir şey olduğunu yıllardır verdiğimiz mücadele ile anlatmaya, yaşamaya ve yaşatmaya çalışıyoruz. İlmek ilmek ördük bu konferansı yerelden başlayarak. İl ilçe ve belde örgütlerimize onlarca toplantı, çalıştay yaptık. Örgütlenme konferansımızın esası bu buluşmalara dayanıyor. Bu konferans tarihsel bir kavşakta örgütsel yapı, model ve işleyişimizi daha da güçlü bir örgütlenmeye kavuşturmak için yeni yol ve yöntemler aramak üzere gerçekleştirildi.

"Kürtlerin nerede bir kazanımı varsa oraya yönelen bir iktidar politikasından bahsediyoruz"

Hem dünyaya, Türkiye'ye ve Kürdistan'a baktığımızda; bu tarihsel eşik ve buna uygun bir örgütlenme gücüyle harekete geçmenin ne kadar önemli olduğunu hep birlikte hatırlarız. Dünyadaki kapital sistem yeniden dizayn ediliyor. Enerji ve ticaret hatları üzerinden bir hegemonya savaşı sürüyor. Küresel ve bölgesel düzeyde kritik gelişmeler yaşanıyor. Ortadoğu’da bir kez daha soykırım trajedisi İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarıyla sürüyor. Türkiye'de iktidar, savaş ve çözümsüzlük politikalarında ısrar ediyor. Israrını artık Türkiye coğafyasının da dışına çıkarmaya başladı. Kürtlerin nerede bir kazanımı varsa oraya yönelen bir iktidar politikasından bahsediyoruz.

"Eğer Kürt sorununda demokratik çözüm yolu tercih edilirse Türkiye'nin demokratikleşmesini sağlayacağı katkılar görülecektir"

Bir yandan da süren bir İmralı tecridi var. Mutlak bir iletişimsizlik haline dönüştürülen tecrit rejimi yani bu sistem değiştirilebilir. Bu sistem yerine konuşma, çözüm politikalarına geri dönüş alternatifi düşünülebilir. Bu yalnızca Türkiye'de değil, Orta Doğu'da da halkların eşit, özgür ve adil yaşamına sanıldığından çok daha büyük katkılar sağlayacaktır. Nitekim bunu Türkiye daha önce tecrübe etmeye çok yakın bir aşamaya geldi. Yani dayatılan emperyal savaşa karşı halkların barışına dair çözüm önerileri olan, tüm ezilenlerin mücadelesine sunduğu teorik katkılarla çatışma ve savaşların son bulmasındaki anahtar rolüyle Sayın Öcalan’ın muhataplığının hayati önemini bir daha vurguladık.

Eğer Kürt sorununda demokratik çözüm yolu tercih edilir ve buna göre adımlar atılırsa; Türkiye'nin demokratikleşmesini sağlayacağı katkılar da yaşanan krizlere yapacağı olumlu etkiler de görülecektir. Bu nedenle Sayın Öcalan’ın; fiziki özgürlüğünü de kapsayacak biçimde sağlık, güvenlik ve özgür çalışma koşullarının sağlanması için mücadeleyi yükseltmenin altı çizildi. Bir tarihsel kavşakta daha güçlü bir örgütlenmeye ihtiyacımız olduğunu bazı ana başlıklarla birlikte anlatmaya çalıştık. Örgütlü bir toplumla bu krizi aşabileceğimizi söyledik.

"Partimiz önümüzdeki dönem çalışma modeli coğrafi esaslı bölge modeli şeklinde olacak"

Konferansımız, kongre partisi paradigmamıza bağlı olarak politik ve örgütsel faaliyetlerinde organların eş güdüm içinde çalışması ilkesini temel eksen olarak belirledi. Yerel çalışmalarını güçlendirmek amacıyla kongrelerle koordineli bir şekilde mahalle ve köy komisyonları kurma kararı aldı. Bu temelde her il, ilçe, belde ve köy daha güçlü bir örgütlenme için birer eğitim alanına dönüştürülecek. Partimiz önümüzdeki dönem çalışma modeli coğrafi esaslı bölge modeli şeklinde olacak. Toplumsal alanı örgütleyerek, güçlü dayanışma ağları örerek ve bunları genişleterek, mücadeleyi birleştiren, toplumu savunmayı hedefleyen DEM Parti; demokratik, konfederal, yerel ve özgürlükçü mekanizmaların inşa edilmesi amacıyla Türkiye’de coğrafi esaslara dayalı 12 bölge özelinde Parti Meclisi Üyeleri Bölge Koordinasyonu modeli ile örgütlenme kararı aldı.

DEM Parti'nin farklı kesimlerle yan yana gelme ve bu mücadele alanını genişletme stratejisi hedef alınıyor. Niye? DEM Parti'nin özü, Türkiye halklarının tümünü temsil eden, onların direniş ve itirazlarını sahiplenen, Kürt siyasi hareketinin birikimini, sosyalist devrimci demokratik güçlerin mirasıyla birleştiren bir zemine dayanıyor. Tam da bu zemin aslında hedef alınmak isteniyor. İşte biz bu zeminden vazgeçmeyeceğimizi ve kararlığımızı bu konferansta bir kez daha yüzlerce delegasyonun katılımıyla ilan etmiş oluyoruz.

DEM Parti, Kürt sorununda demokratik çözümü savunuyor, Türkiye’nin demokratikleşmesi eşit ve özgür bir toplum inşası için mücadele ediyor. Demokratik kurum ve yapılar ile eşit özgür bir ortaklaşma ilişkisi olan üçüncü yol stratejisini demokratik ittifak kararlılığını ve demokrasi mücadelesinde yan yana durmanın gerekliliğini, radikal demokrasi anlayışla savunuyor. Konferansımızda üçüncü yol stratejisinin tam anlamıyla hayatıyla geçirilmemesi temel bir eksiklik olarak tespit edildi ve örgütlenme modelini buna göre yeniden düzenleyen kararlar aldı."