Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) 2023-2024 istatistikleri ilk kez okul öncesi eğitimde düşüşe işaret ederken MEB, belediyelerin açtığı kreşlerin kapatılması, yeni kreş açmalarının engellenmesi için talimat verdi. MEB’in İçişleri Bakanlığına konuyla ilgili olarak gönderdiği yazıda şu ifadelere yer verildi: “Kreş eğitim yuvasıdır. Eğitim milli eğitimin işidir. Yenisini açtırmayın, eskisini kapatın.” Yazıda ‘eğitim MEB’in işidir’ denilse de MEB’in işini yapmadığı kendi yayımladığı istatistiklerle ortada. Bu veriler okul öncesi eğitimde kamusal bir çöküş yaşandığına işaret ederek MEB’in bu yazısı ‘Ben yapmıyorum, başkasına da yaptırmam’ demekten başka bir anlama gelmiyor. Bu talimat hayata geçirilirse muhalefet belediyeleri tabii ki etkilenir. Ama bu kararın asıl darbe vuracağı kesim hangi partiye oy verip vermediğinden bağımsız olarak emekçi aileler, onların çocukları ve kadınlar olacak. 

KAMUDA OKUL VE ÖĞRENCİ SAYISI DÜŞTÜ
O çöküşün nedenlerini ve verilerini Okul Öncesi Eğitim Uzmanı, Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Toran, 6 Ekim 2024’te gazetemize verdiği röportajda MEB’in yayımladığı istatistiklerle ortaya koymuştu. Gelin o nedenler ve veriler neler birlikte bakalım. Öncelikle Türkiye’de okul öncesi zorunlu değil. Bu yüzden de kamuya ait okullarda okul öncesi eğitim paralı. Öte yandan 2023-2024 MEB istatistikleri kamuda okul öncesi eğitimde hem okul hem de çocuk sayısının azaldığına işaret ediyor. İstatistiklere göre 3-5 yaş okullulaşma oranı yüzde 54.79’da kaldı. Kamuda okul öncesi eğitim kurumlarından yararlanan 3-5 yaş arası çağ nüfusun oranı ise sadece yüzde 44.88. Bu oran neredeyse OECD ortalamasının yarısı kadar. Yani bu yaş grubundaki çocukların yüzde 65’i kamunun okul öncesi eğitim hizmetinden yararlanamıyor. Buna rağmen 2024’te bir önceki yıla göre 399 kamu anaokulu kapatılmış. Kamunun okul öncesi eğitim kurumlarına erişen 3-5 yaş çağ çocukları sayısında ise bir önceki yıla göre yüzde 4.80 (80 bin 729 çocuk) azalma yaşanmış.

ÖZELLERİ DAHA DA GÜÇLENDİRİR
 Öte yandan özel okulların bu kademedeki oranı yüzde 46.05. Tüm eğitim kademeleri dikkate alındığında özel sektörün en fazla olduğu alanın okul öncesi eğitim olduğu görülüyor. Neredeyse, okul öncesi eğitim hizmetlerinin yarısı özel sektör tarafından verilmesine rağmen çağ nüfusunun sadece yüzde 9.90’ı bu okullardan yararlanabiliyor. Çünkü özellerin talep ettiği yüksek ücretleri ailelerin büyük çoğunluğu karşılayamıyor. Bu yüzden özel okul öncesi eğitim kurumlarında okul bazında yüzde 6.73 artış (530 yeni okul açılmış) olsa da bu okullardaki öğrenci oranı yüzde 5.46 (20 bin 419 çocuk) oranında azalmış.

BELEDİYELERİN PAYI ZATEN ÇOK KÜÇÜK
Okul öncesi eğitimde bir de MEB’e bağlı olmayan resmi kurumlardan ‘toplum temelli kurumlar’ istatistiği var. Toplum temelli kurumlar “Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı 4-6 yaş kurslar, belediyelerce açılan kreşler, derneklerce açılan kreşler” olarak tanımlanıyor. Kurumlara göre bir ayrıştırma yapılmadığı için hangi kurumun ne kadar okul açtığı ve kaç çocuğun bu kurumlarda olduğu bilinmiyor.  Ancak 3-5 yaş çağ çocuklarının yüzde 3.43’ü (122 bin 506 çocuk) bu kurumlardan yararlanıyor. Belediyelere ait net bir sayı ve veri verilmese de belediyelerin payının oldukça düşük olduğu ortada.

Mardin Emniyeti'nden zehir tacirlerine darbe Mardin Emniyeti'nden zehir tacirlerine darbe

TARİKATLARA, PATRONLARA SERBEST BELEDİYELERE YASAK!
Kamu okullarının kapısını tarikatlara sonuna kadar açan, mesleki eğitimde patron örgütlerine ‘Eğitimin içeriğini siz belirleyin’ diye seslenen MEB’in, belediyelerin açtığı kreşlerin ‘Eğitim MEB’in işidir’ diyerek kapatılmasını istemesi işin eğitim değil tamamen siyasi olduğunu gösteriyor. Öte yandan yazıda Anayasa Mahkemesinin (AYM) 2007 tarihli kararına atıf yapılması da hem bu karar yeni aklınıza geldi hem de yasayı Anayasa’yı şimdi hatırladınız sorularını akla getiriyor. Çünkü tarikatlarla yapılan protokollerin durdurulmasına ilişkin çok sayıda yargı kararına MEB’in uymadığını biliyoruz.   

VAATLERİ NEYDİ, NE YAPIYORLAR?
Okul öncesi eğitim halen zorunlu değil, kamu anaokulu ve kreşleri de halen paralı. AKP’nin ve MEB’in 2018’deki vaadi; İlkokula başlamadan önce her çocuğun en az 1 yıl okul öncesi eğitim almasını sağlamaktı. Zorunlu hale getirilmeyen ve paralı olarak hizmet verilen bu alanda oran yüzde 84’te kaldı. Türkiye’de tahmini 3-5 yaş tahmini çocuk sayısı 3 milyon 566 bin, okul öncesine kayıtlı çocuk sayısı ise 1 milyon 964 bin. 2023’teki vaat ise 3-5 yaş okullaşma oranının yüzde 90’a çıkarılmasıydı bu özeller de dahil 54.79’da kaldı. Öte yandan son yerel seçimlerde AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Murat Kurum’un vaadi de “Her mahalleye çocuklarımız için 7/24 hizmet verecek kreşler açacağız” olmuştu.

‘KAPATILMAMALI AKSİNE YENİLERİ AÇILMALI’
Dicle Tozluyurt. İstanbul Kartal’da yaşıyor. 3 yaşındaki oğlu Umut’u okul öncesi eğitim kurumuna verebilmek için adeta göbeği çatlamış. Sonunda Kartal’da MEB’e bağlı bir kreşe yarım gün olarak yazdırabilmiş oğlunu. Yarım gün kamuda okul öncesi aidatın aylık 650 TL olduğunu dile getiren Tozluyurt “Ama yemek verilmiyor. Tam gün ücreti ise 6 bin 500 TL. Ama tam gün verip bir işte çalışsam çocuğu kreşten almaya yetişemem, saatleri uygun değil” dedi. Çocuğunu Kartal Belediyesi kreşine vermek istediğini ama yer olmadığını anlatan Tozluyurt “Belediye personeline öncelik veriliyor ve kura çekiliyor. Biz kurada çıkmadık. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ise ailelerin maddi durumuna göre seçiyor. Maddi durumu en kötü olanlar İBB yurtlarına alınıyor. Aslında belediyelere olan talep çok yoğun ama kreş sayısı yeterli değil. Yani MEB buraları kapatacağına belediyelerin daha fazla kreş açmasını teşvik etmeli. Kapatma kararı belediyelerden çok benim gibi anneleri ve çocukları cezalandırmak anlamına gelir” dedi.

Editör: Balcan Hande