‘‘Ben, Zargana, Deus Ex Machina’’

Teoman’ın otobiyografik-konsept albümü olan ‘Ben, Zargana, Deus Ex Machina’; ismi ile oldukça dikkat çekiyor. Açıkçası benim de: ‘‘Acaba bu sefer Teoman’dan nasıl bir konsept albüm geliyor’’ diye merakla beklediğim bir albümdü. Teoman son yıllarda artık eskisi kadar Rock’n Roll şarkılar yapmıyor. Son albümlerinde daha çok hikaye anlatıcısı rolünde olan Teoman, bu albümde de yine hikayeyi ön planda tutmuş. Bu yönü ile de dinleyici için biraz zor bir albüm olmuş. Bu albüm için -hayranları, arkadaşları hatta bence kendisi bile inanmasa da- son stüdyo albümü olduğunu söylüyor. Bakalım, önümüzdeki yıllarda hep beraber göreceğiz. J

Biz yine de son albüm olduğunu düşünürsek; Teoman’ın 25 yıllık müzik kariyerine yakışır bir kapanış albümü olduğunu söyleyebilirim. Kendisi de albümden bahsederken; ‘‘Beni sanatsal olarak çok iyi ifade eden, olgunluk albümüm. Ticari değil, ama çok artistik bir albüm olacağını düşündüğüm, bir gençlik hayalinin tamamlanması için çıkacak şarkılar yumağı olarak düşünün’’ diyor.

Albüm toplamda 7 şarkıdan oluşuyor. ‘Nevrozumun Zindanı’, ‘1994 Berbat Bir Yıldı’ ve ‘Kavgam’ isimli şarkıları albümden önce single olarak belirli aralıklarla yayınlanmıştı. Albümle birlikte, ‘Ben, Zargana, Deus Ex Machina’, ‘Bir Potansiyel Ziyanı’, ‘Kaosa Vurgun’ ve ‘Artık Aşık Olamayan’ isimli şarkıları da dinleyici ile buluşmuş oldu. Şarkılar arasından albüme ismini veren Ben, Zargana, Deus Ex Machina; ismi kadar klibi ile de oldukça dikkat çekici. Yapay zeka teknolojisi Midjourney kullanılarak yapılan klip, müziğin ve sözlerin karanlık atmosferini iki katına çıkarıyor.

Albümü dinlerken müziğe mi veda, yoksa hayata mı ayırt edemiyorsunuz açıkçası. ‘Ben, Zargana, Deus Ex Machina’ şarkısının ritmi; sanki ölümden önce son bir yaşam telaşı, hayattan çalınan son dakikalarmış gibi ilerliyor. Siz de dinlerken eminim; bir adamın, nereye gittiğini bilmediği bir yolculuk öncesi, hayatına sığdıramadığı kalan tüm yaşanma ihtimallerini, alel-acele bir bavula sığdırmaya çalışıyormuş hissini bulacaksınız.

‘Bir Potansiyel Ziyanı’ şarkısını ise; gözlerinizi kapatarak dinlemenizi tavsiye ederim. Teoman öyle seslendirmiş ki bu şarkıyı; dinlerken hayal edin: Hasta ve yorgun bir adamın bir hastane odasında, ölümünden önceki son dakikalarında; geçmişe ve hayata dair sayıklamalarını duyacaksınız.

Hastane odasındaki o aynı his; ‘Artık Aşık Olamayan’ şarkısında da devam ediyor. Sanki biraz önceki o yorgun, hastalıklı adam sayıklamalarına devam ederken; soğuk ve kesif ilaç kokulu o hastane odasının kapısı aralanıyor ve içeriye yıllar öncesinden bir kadın giriyor, hem de geçmişe dair anılarıyla birlikte… Onun da sesi en az adamınki kadar yorgun.. Yıllar sonra aralarındaki bir hesaplaşmaya dönüyor birden, şarkıdaki tüm sözler. Şarkıda Teoman’a eşlik eden kadın ise; Oyunculuğunun yanı sıra başarılı şiir seslendirmeleriyle de tanıdığımız ‘Gonca Vuslateri’ oluyor.

Teoman her bir şarkısına ait olan hissi, ses tonu ve söyleyiş tarzı ile yaratmayı seviyor. Dinleyicinin de bu yolla o hissi yakalamasını istiyor. Özellikle yukarıda bahsettiğim bu üç şarkıda da Teoman’ın, dinleyicisine sunduğu bu küçük oyunu görebiliyoruz. Benim albümde en çok dikkatimi çeken ve beğendiğim şeylerden biri de bu oldu açıkçası.

Teoman’ı kendine ve hayata dair yaptığı depresif açıklamalarıyla artık o kadar iyi tanıyoruz ki; kendisi ve hayata karşı savaşı hiç bitmeyecek bir adam olduğunu artık bilmeyen yoktur diye düşünüyorum. Bu yönü ile kendimi Teoman’a hep yakın hissetmişimdir. Bu hayattaki en büyük savaşı kendisi ile. Bunu da albümdeki ‘Kavgam’ şarkısında; ‘‘Kavgam, kendimle kavgam hiç bitmeyecek. Beni de bitirecek sonunda’’ sözleri ile çok güzel özetliyor bence.

‘Nevrozumun Zindanı’ şarkısında da; akılla delilik, ölümle yaşam arasında bir nevrozda sıkışıp kalan bir adamı dinliyoruz. Teoman bu şarkıyı; sadece birbiriyle iniltili hikayelerden oluşan şarkılarını farklı aranjelerle, daha koyu tonda çalıp, söylediği ‘Koyu Antoloji’ konseptindeki konserlerinde söylemek için yazmış. ‘‘Bu, ‘Koyu Antoloji Konserleri’nde beni Rock yıldızı gibi değil, hikaye anlatıcısı gibi düşünün’’ diyor.

Albümde farklı tarzı ve hikayesi ile dikkat çeken bir diğer şarkı da; ‘1994 Berbat Bir Yıldı’ oluyor. Şarkının ismini ilk duyduğumda John Fante’nin ‘1933 Berbat Bir Yıldı’ romanı aklıma geliyor. Belli ki Teoman da bu romandan esinlenmiş diye düşünüyorum. Şarkıda Teoman; 94’te, 27 yaşındaki halinden ve gelecek kaygılarından bahsediyor. Şarkıyı ilk dinlediğimde Teoman’ın, ‘27’ler Kulübü’ olarak da bilinen 27 yaşında intihar eden müzisyenler listesinde olmadığına seviniyorum. Türkiye’de 90’lar rock müzik furyasında önemli bir yere sahip olan ve Teoman’la birlikte; Şebnem Ferah, Özlem Tekin, Yavuz Çetin gibi daha nice isimlerin de henüz ünlü olamadan önce sahne aldığı Kemancı da; bu şarkıya konu oluyor. Siz de benim gibi 90’lar Beyoğlu’nda, Kemancı’nın olduğu o dönemlerde yaşamış olmayı isteyip de; o döneme yetişememişseniz eğer, bu şarkı sizde de ayrı bir hüzün yaratabilir.

Albümün bir diğer şarkısı olan ‘Kaosa Vurgun’da da; Teoman şarkılarının değişmez kahramanı olan yine bir kadınla, Teoman’ın; hayatın anlamsızlığı ve ölüm hakkındaki diyaloğunu yine Teoman’ın oldukça depresif ve her şeyden bıkmış sesinden dinliyoruz.

Benim albümdeki favori şarkımı soracak olursanız: Sözlerindeki derinlik ve şarkının atmosferi açısından ‘Artık Aşık Olamayan’; sound olarak da ‘Nevrozumun Zindanı’ olduğunu söyleyebilirim.

Son olarak; albümü baştan sona dinlediğinizde, Teoman’ın otobiyografik yolculuğuna ve bu yolculuğun sonucunda şuan hissettiği: ‘‘Geçmişe özlem, ölüm korkusu, hayattaki pişmanlıklar, gençlik hayalleri, aşkın imkansızlığı, depresyon, geleceğin belirsizliğinden duyulan korku’’ gibi duygularına ortak olabilirsiniz.

Bu, Teoman’ın son albümü olsa da; ‘‘Sonrasında şarkılar yaparsam eğer, onları tek tek paylaşırım sizinle. Zaten size sunmadıktan sonra, o şarkıları yazmanın bir anlamı olmuyor’’ sözleri ile de aslında dinleyicisine yeni şarkılar üretmeye devam edeceğinin sinyallerini de vermiş oluyor. Biz de umarız ki; Teoman yeni şarkılar yazmaya ve daha uzun yıllar sahnelerde olmaya devam eder.