Haber: Hakan KAYA-Kamera: Onur DURSUN

(İSTANBUL)- Akaryakıt, elektrik, doğal gaz başta olmak üzere hemen hemen her şeye zam gelirken; kavurucu sıcakların bunalttığı bugünlerde suya gelen zamlar yurttaşların tepkisini çekiyor. İstanbul'un bazı semtlerinde vatandaşlar çeşmelerden su doldurmayı yeğlerken, zamların bunalttığı tüketiciler bir şişe su alırken bile hesap kitap yapıyor. Beykoz'da çeşmeden damacanalarını doldururken ANKA'ya konuşan yurttaşlar, "İnsanlar da çaresiz kaldı bu hususta. Her şeye zam var... Allah’ın verdiği su. Buna zam olur mu" diye sordu.

İktidar yetkilileri her ne kadar enflasyonun düşmeye başladığını açıklasa da çarşı pazar da durum çok farklı. Akaryakıt, elektrik, doğal gaz başta olmak üzere hemen hemen her şeye zam gelirken, kavurucu sıcakların bunalttığı bugünlerde suya gelen zamlara yurttaşlar tepki gösteriyor. Damacana ve litrelik sulara yapılan art arda zamlar nedeniyle bazı yurttaşlar, çeşmelere yöneliyor.

Beykoz'da cadde üzerindeki çeşmelerden su alan yurttaşlar, ANKA Haber Ajansı’na şu değerlendirmeleri yaptı:

“Damacana aldığımız zaman aldığımız ücret yetişmiyor"

Ahmet Aydoğan: Damacana kullanmıyorum ben çeşmeden su alıyorum. Damacana suyu damıtıldığı için ben suyun özüne bakıyorum. Onun için ben çeşmeden suyu alıyorum. Damıtılmış suyun mineralleri yok olduğu için içmiyorum. Bir de pahalılık da var. Şehirde oturanlar da mağdur zaten. Adamlar haklı olarak geliyorlar buraya 10-20 tane bidon dolduruyorlar. Adamlara hak veriyorsun ama insanlar da çaresiz kaldı bu hususta. Her şeye zam var. Ne yapacaksın? Yapacak bir şey yok. Şimdi bura halka açık. Herkes alıyor. Damacana aldığımız zaman aldığımız ücret yetişmiyor. Her şey pahalı.

Ayşe Ünal: Burası temiz su.  Biz burayı kullanıyoruz. Dışarıdan su almıyoruz. Çeşmemiz temiz. Ormandan geliyor, doğal su. Ben burada oturuyorum. Evimiz yakın. Şehirden su almak için gelenler de oluyor.

"Pahalı olmasa millet parayla alır"

İzzet Özhurma: Onlar fırsatçılık yapıyorlar. Suya o kadar zam olmaz. Bu Allah’ın verdiği su. Buna zam olur mu? Markette 5 litrelik suyu 15 liraya satıyorlar. Dışarıdan su almaya geliyorlar. 8-10 tane damacana dolduruyorlar ama satıyor mu, içiyor mu Allah bilir. Ben gerekirse para verip damacana alıyorum ama şimdi kendi suyumuz varken parayla niye alalım? Pahalı olmasa millet parayla alır.

"İnsanlar yoksulluktan gelip buradan su alıyor"

Gökçen Yıldız: Halkın durumu belli zaten. Geçim derdi var. Geçim derdi çok zor, insanlar geçinemiyor. Bir damacana su 150 lira. Bakkalda ufak su 25 lira. İnsanlar yoksulluktan gelip buradan su alıyor. İnşallah iyi olur durumlar. Ben 6 tane su doldurdum. Bunu bakkaldan almaya kalksam 125 lira öderdim. Burada doldurunca her hangi bir ücret ödemiyorum. Buranın yerlisi olduğum için suyumu hep buradan alıyorum. Dışarıdan buraya gelenler oluyor. Karşıdan arabalarla geliyorlar, suyu doldurup gidiyorlar.

Şişli Mecidiyeköy Meydanı'nda ise yurttaşlar su fiyatlarıyla ilgili şöyle konuştu:

"Dışarıda olduğum zaman mecburen parayla alıyorum"

Sinop'ta Canlı Yayında Dehşet: İntihar Girişimi! Sinop'ta Canlı Yayında Dehşet: İntihar Girişimi!

Samet Boy: Ekonomik durumdan ötürü suyun bu kadar pahalı olmasının sebebi. Suyun tüketimini tasarrufa dönüştürebiliriz. Hem içilebilir hem de içilemeyen suyu tasarruflu bir şekilde kullanabiliriz. İnsanların bu konuda aslında bilinçlenmesi gerekiyor. Su ihtiyacımı genellikle evde damacanayla ya da 1,5 litrelik suyla karşılıyorum ama dışarıda olduğumda mecburen 13 lira ya da 10 lira her neyse o ücreti vermem gerekiyor. Su ihtiyacımı bir türlü karşılamam gerekiyor. Sıcak olduğunda daha fazla alıyorum.

"Bodrum'da küçük suya 20 lira verdim"

Güney Oğur: Bence su İstanbul gibi bir yerde pahalı. Ben Bodrum’dan geldim. Küçük suya 20 lira verdim. Orada da pahalı burada da pahalı. Suyu rahatça alamıyorum. Pahalı geliyor. Daha önce okul dönemlerinde 5 yıl öncesine kadar suyu 6 liraya alıyorduk. 2-3 liraya aldığımız yerler de oluyordu.

"Ekonomik durum insanlara temel yaşam ürünlerini bile parayla alma mecburiyetine getiriyor"

Burhan Kulat: Normalde su insanın en doğal hakkı. Eskiden insanlar bu suya para vermezdi. Ama geldiğimiz ekonomik durum insanlara temel yaşam ürünlerini bile herhangi bir zorunlulukla, bir parayla, bir araçla alma mecburiyetine getiriyor. Suyun markası değil, o fabrikanın, plastiği üretenin, ambalajın ya da o suyu doğal yerinden getirip, kimin getirdiğinin çıkarlarının ne olduğu önemli. O suyun insanlara ulaştırılıp, ulaştırılmaması değil. Mecbur alacaksın. Su ödün verebileceğin bir şey değil. Benim 1,5 yaşında oğlum var. Ne kadar sağlıklı, arıtma suyu iyi deseler bile onlar bile sağlıksız ama mecbur gidip onu almak zorunda kalıyorum. İstanbul’da zaten musluktan su içilmiyor. Mecbur gidip almak zorunda kalıyorsun. Her gün 3-4 damacana su almak zorunda kalıyorum.  Almayayım diye ödün verebileceğim bir şey değil mecbur almak zorundasın.

İstanbul'da genel olarak 19 litrelik damacana markasına göre 85 ile 105 lira, 5 litrelik damacana 20 ile 30 lira, yarım litre küçük su ise markasına göre 10 ile 13.5 lira arasında fiyatı değişiyor. Ancak bazı semtlerde, bazı işletmelerde diğer bazı ürünlerde olduğu gibi su fiyatı da satıcıların insafına kalmış görünüyor.

 

 

Kaynak: anka