Tarihi Süleymaniye Camisi’nin siluetini bozan İlim Yayma Vakfı'na ait yurt inşaatı, stanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat'ın, sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğrafla gündem olmuştu. İBB de imar planı koşullarına uygun olmadığı, Büyükşehir Belediyesi'nin onayı olan bir yenileme avan projesi bulunmadığı gerekçesiyle inşaatı mühürlemişti. İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Nurettin Alan ise “inşaatın hukuka aykırı olarak mühürlendiğini” iddia ederek, hukuki yollara başvuracağını duyurmuştu. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat konuyu değerlendirdi. Söz konusu inşaatın hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin onayını alan bir yenileme avan projesi bulunmadığı hem yasal olmadığını bu nedenle de uygun olmadığını belirten Mahir Polat, şunları söyledi: “BURASI KAÇAK, NİZAMİ OLMAYAN, İMAR PLANINA AYKIRI BİR UYGULAMA: Burası yenileme bölgesi, o nedenle burada bir proje yapılabilmesi için onaylı bir avan projesi olma ihtiyacı yasal olarak zorunlu. Avan projenin de İBB Başkanı tarafından onaylanması şartı var. Elimizde avan projesi var ama İBB Başkanı'nın onayı eksik. Avan projesinin olmadığı bir yerde proje onaylanmaz. Dolayışla hem avan proje usule uygun değil, yasal değil hem de avan projenin olmadığı bir zeminde onaylandığı için proje uygun değil. Aksini iddia edenler bu avan projenin İBB Başkanı onayını göstermesi gerekir. Biz bunu yazıyla ilçe belediyesine ilettik zaten, böyle bir onay yok, avan proje onaysız. Bu proje açısından, uygulama açısından şöyle bir şey var. Alanda bir imar planımız var, imar planımız diyor ki zaten 9,50’ye kadar yapı yapabilirsin. Mülk sahibine verilen ruhsatta bu 11 metre 20’ye çıkmış. İmar planı 9,50 derken bu 11,20 olmuş. Dolayısıyla bu bir kaçak uygulama, nizamı olmayan bir uygulama, imar planına aykırı bir uygulama. İMAR PLANINA GÖRE 6 METRE KAÇAĞI VAR: Bu bile yetmiyor, kendisine verilen ruhsattaki 11,20'lik seviye de geçilerek 13,70 uygulamış. Yani ruhsatı verilen bir imarı ihlal ediyor, 13,70’e çıkarıyor. Ama biz bunu gördüğümüzde şu ankinden bahsediyoruz çatısı da yapılmamış, çatı yapılsa bir de öyle yükselecek bir durum var. Dolayısıyla uygulama da usul dışı. İmar planına göre 6 metre kaçağı var. Su basma kotunu 2 metreye almışlar. İmar Yönetmeliği'ne göre su basma kotunu 2 metre veremezler. Buradan da bir yükseltme var. Bunun sonucu olarak Süleymaniye’nin önüne nasıl bir yapı dikildiğini gördük. 4 noktada birden böyle bir durum var. Bu tür projeler kurulda onaylanırken siluet paftası diye bir pafta vardır. Arkasındaki yapıyla birlikte çizilir o onaylanır 'Evet siluete etki ediyor, etmiyor' diye. Böyle bir siluet paftası da yok bu da yasal olarak işletilmesi gereken şeyin dışında kalıyor. Bir alanda yasal mevzuattan kaynaklanan uygulamadan kaynaklanan bütün yasayı ihlal eden uygulamalar var, kaçak durumu var. İLÇE BELEDİYESİ VERİLEN SÜREDE İŞLEM YAPMADI: Bunlar yasa dışı diye, mühürlenmesi için ilçe belediyesine süre verdik. Biz ayın 3’ünde verdik yazıyı ilçe belediyesi 8’ine kadar işlem yapmadı. Biz de 5 gün sonra işlem yaptık. Bütün iletişim çabalarımıza rağmen resmi olarak ilçe belediyesi tarafından inşaatın durdurulduğuna dair bize bilgi verilmedi. Biz de gitmişiz inşaatı mühürleyerek durdurmuşuz. Kaçak inşaatı durdurmuşuz. Günün sonunda şöyle bir durum var. Biz mühürledikten sonra ilçe belediyesi bize demiş ki 'Burayla ilgili uygulamayı ilgili kurum ve kurullar karar verdikten sonra yapacağız.' Yani bizim durdurun dememize böyle bir cevap vermiş. Yani yapması gereken görevi yerine getirmemiş. Kanuna göre yapması gerekeni yapmamış. "BİZ DURDURDUK, NİYE MÜHÜRLETTİNİZ" DEMEK KADAR ABES BİR DURUM YOK: İBB bir kere Türkiye’nin en büyük kamu kurumlarından birisidir. Yasayla, yönetmelikle görevleri bellidir ve bu çerçevede hareket eder. İBB, bir mülk sahibinin Twitter’dan 'İnşaatı durdurdum' dediğini resmi bir belge gibi kabul edemez. Bizim bir resmî, belgeli yazımız var, resmi bir işlemdir muhatabı da ilçe belediyesidir. Çünkü ruhsat denetimi yapan yer orasıdır. Oranın da bize durdurduğuna ilişkin bir yazısı, cevabı olmadığı gibi kurul kararını beklediğini belirten cevaba yazısı var. Şunu demeye çalışıyorum, 'Biz durdurduk niye mühürlettiniz, yaptığınız yasa dışı' demek kadar abes bir durum yok. Bunu yazan kurum bir resmi kurum değildir, bu görevin muhatabı ve karşı kurumu değildir. İBB’nin bu konudaki muhatabı Fatih ilçe belediyesidir, o da durdurmamıştır durdurma yönünde de kurulun kararını bekleyeceğini belirten bir yazı yazmıştır. Dolayısıyla İBB yasalarda olan normu iletişim boyutunu hiçbir saniye eksik etmeden, muhataplarıyla kurarak, diyalog içeresinde sürdürmüştür, sonuçta icra edilmeyen yasaya uymayan inşaatla ilgili alanı mühürlemiştir. Bunun dışında bir durum yoktur. SÜLEYMANİYE'NİN NASIL KATLEDİLDİĞİNİ, PARAMPARÇA EDİLDİĞİNİ ANLATAN BİRİSİYİM: Ben göreve başladığımızdan bu yana hem kurumsal hem de kişisel medyalarımızdan Süleymaniye'nin ne hale getirildiğini, nasıl katledildiğini, yenileme adı altında nasıl paramparça edildiğini anlatan birisiyim. Geçtiğimiz günlerde olan bizim onaylamadığımız, olayın öncesinde de konuşmuş birisiyim. Şunu çok net bir şekilde söyleyeyim ki Süleymaniye o tek parseldeki o aykırı uygulamayla sınırlı bir alan değildir. Olay daha vahim daha büyüktür. Biz burada buna benzer avan projeleri onaylamadık. Süleymaniye’de yapılaşma için önümüze getirilen projeler bu vahimlikte projelerdir. Niye Süleymaniye gibi dünya mirası, Osmanlı mirasının eşsiz alanını inşaat arsası olarak gören bir motivasyonun sonucu olan durumlardır. SÜLEYMANİYE’DE AĞIR YAPILAŞMA ÖNGÖREN PROJELER ÖNÜMÜZE GETİRİLDİ: Biz başladığımızda Süleymaniye’de ağır yapılaşmayı, bir emlak rantı olarak gören yapılaşmayı öngören projeler önümüze getirildi. Ekrem Başkanımızın bu konuda son derece duyarlı ve hassasiyetiyle bu avan projelerin hepsinin karşısında durduk. Ben bunları 2 ay önce sosyal medya hesabımdan duyurdum. O zaman da kamuoyunda gündem oldu. Şu an küçük bir ölçeğini görüyorsunuz, onun bütün Süleymaniye bölgesine yayıldığını düşünün. Süleymaniye’yi ele alan bir rant projesi oluşturulmuş projelerdi ve hepsini durdurduk. ARŞİVLERDEN ÇALIŞARAK YENİDEN İNŞA OLMASI İÇİN BİR PLAN ÇIKARTIYORUZ: Süleymaniye gibi bir yeri dozerle, kazmayla, kürekle, yangınla yok edip ortadan kaldırma süreci 10 yıl olabilir. Biz yüzlerce yılda inşa edilmiş bir yeri tek tek parsel parsel tarihi yapıları çize çize hazırladığımız bir çalışma var. Biz bütün yok edilmiş, kaybedilmiş Süleymaniye’yi arşivlerden tek tek çalışarak büyük bir emekle tekrar belgeleyip yeniden inşa olması için bir plan çıkartıyoruz, proje çıkartıyoruz. Bunun yetkilisi İBB’dir. İBB üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor ve Süleymaniye gibi özel bir yerde çalışması gerektiği kadar hassasiyetle çalışıyor. BİZ YENİLEMEYE ARAZİ RANTI, İNŞAAT RANTI GÖZÜYLE BAKMIYORUZ: Bizzat ben haftada 2 gün sokak sokak Süleymaniye’yi gezen birisiyim. Bizi takip edenler Süleymaniye konusunda duyarlılığımızı çok iyi biliyor. Biz Süleymaniye’yi tek tek, konak konak, bina bina belgeleyeceğiz. Bu alanın tekrar tarihinde olduğu gibi dokuya dönüşmesinin normunu oluşturacağız. Biz yenilemeye bir arazi rantı, bir inşaat rantı gözüyle bakmıyoruz. Süleymaniye’yi bir inşaat alanı olarak görmüyoruz. Süleymaniye, İstanbul’un eşsiz Osmanlı mimari mirasının yegâne alanıdır. Vaktiyle büyük hocalarımız, büyük üstatlarımız tek tek çizmişler, belgelemişler, fotoğraflamışlar. Ama bunlar arşivde unutulmaya terk edilmiş, biz onları tek tek çalışıp çıkartıyoruz. Çok yakında birkaç ay sonra bütün proje çalışmalarımız bittiğinde tarihinde nasıldı, şimdi nasıl olması gerektiğini altlıklarını bütün kamuoyuna göstermiş olacağız. Oradaki bütün inşaat ve faaliyetler de buna uymak zorunda. Avan projelerin onay yetkisi İBB’dedir. Ekrem Başkanımızın bu konudaki hassasiyetini son süreçte de insanlar gördü, her aşamasında da Süleymaniye’nin tarihi dokusunu geri getirecek İstanbul’un hazinesine odaklanacak bir çalışmayı sürdürüyoruz. KEŞKE YOK EDİLMESEYDİ SÜLEYMANİYE: Yıkmak kolay yapmak zor. Bu altını çizeceğimiz bir şey. Süleymaniye yıkılmıştır yapınca da bu bir betondan inşaat yapma süreci değildir. Tarihi bir alanı yapmaktan bahsediyoruz. Bu zordur keşke yok edilmeseydi Süleymaniye. Şimdi tekrar geri getirmek için insan üstü emek gerekiyor.”