Yurt

Veli Ağbaba: “Türkiye maalesef Avrupa’nın mülteci ambarı durumunda”

CHP Malatya İl Teşkilatı, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102’nci yıl dönümünü Atatürk Anıtı’na çelenk bırakarak kutladı. Törene katılan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “30 Ağustos Zaferi’nin üzerinden 102 yıl geçti ama ülke halen bazı zorlukları yaşamaya devam ediyor. Türkiye maalesef Avrupa’nın mülteci ambarı durumuna geldi. Doğu ve güney kapılarımız açık ama Avrupa’ya giden sınırlarımız, kapılarımız kapalı. Avrupa’nın maalesef mülteci kampı durumundayız” dedi.

(MALATYA) -CHP Malatya İl Teşkilatı, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102’nci yıl dönümünü Atatürk Anıtı’na çelenk bırakarak kutladı. Törene katılan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “30 Ağustos Zaferi’nin üzerinden 102 yıl geçti ama ülke halen bazı zorlukları yaşamaya devam ediyor. Türkiye maalesef Avrupa’nın mülteci ambarı durumuna geldi. Doğu ve güney kapılarımız açık ama Avrupa’ya giden sınırlarımız, kapılarımız kapalı. Avrupa’nın maalesef mülteci kampı durumundayız” dedi.

CHP Malatya İl Teşkilatı, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102’nci yılı dolasıyla Atatürk Anıtı önünde bir kutlama programı gerçekleştirdi. İl Başkanı Barış Yıldız tarafından Atatürk Anıtı’na çelenk sunumunun yapılmasının ardından saygı duruşunda bulunularak, İstiklal Marşı okundu.

CHP Malatya İl Başkanı Barış Yıldız, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü önce 1915’te Çanakkale'de, ardından da 1922’de Dumlupınar’da kazandığı zaferlerle tanıdık ve bağrımıza bastık. Emperyalizme karşı verdiğimiz Kurtuluş Savaşı’nın en büyük muharebelerinden biri olan Büyük Taarruz, 1922 yılında Kocatepe’de başlayıp 30 Ağustos’ta Zafertepe’de, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kazandığımız Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile taçlanmıştır. Bu zafer, yalnızca bir savaşın değil, bir ulusun varoluş mücadelesinin de simgesi olmuştur. Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük için verdiği mücadelenin en parlak örneği ve yeniden doğuşun bir sembolüdür. Kurtuluş Savaşı’mız, bu zaferle birlikte sona ermiş ve milletimiz, emperyalizmi yendiğini tüm dünyaya ilan etmiştir. 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da gerçekleşen Başkomutanlık Meydan Muharebesi, milletimizin en büyük zaferlerinden biri olarak dilden dile anlatılan bir destan olmuştur. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkıp 'Ya istiklal ya ölüm' şiarıyla yola çıkanların, zaferle taçlanan mücadelesi sonucunda bağımsızlığımıza kavuştuk. 30 Ağustos, bizler için Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı büyük bir gündür. 26 Ağustos 1071’de Malazgirt Zaferi’ni kazanan komutan Alparslan ile Anadolu’ya adım attıysak, 26 Ağustos 1922’de de Büyük Komutan Mustafa Kemal ile 'Biz buradayız ve gitmiyoruz' dedik. Büyük Zafer’den sonra Türkiye Cumhuriyeti’ni kurduk. Şimdi ise 2. yüzyılında aynı azim ve kararlılıkla mücadele ediyoruz. Bizler, bu yüzyılda da adaleti sağlamak için çalışacağız. Tarihimizde olduğu gibi bugün de karşımıza çıkan ve gelecekte de çıkacağından emin olduğumuz tüm güç odaklarına sesleniyoruz: 30 Ağustos’un ateşini, iradesini ve inancını hatırlayınız. Biz unutmayacağız ve dünyaya da unutturmayacağız. Milli bayram ilan ettiğimiz bu büyük zaferi her yıl coşkuyla kutlayacağız. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun."

"Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlandığı bir gün"

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ise “Uzunca süren Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlandığı bir gün. Aslında 1910’dan itibaren kaybettiğimiz savaşlarında bir rövanşı, karşılığıdır. Balkanlarda, Birinci Dünya Savaşı’nda maalesef yenilen askerlerimizin başkaldırısıdır. Bu basit bir zafer değildir. O dönemki koşulları düşündüğümüz zaman neredeyse emperyalist dünyanın en büyük güçleri ülkemizi işgal etmişken, bir avuç kahraman bir umudu yeşertip, 1919’dan başlayarak 3 yılın sonunda Anadolu’daki yoksul insanları ayağa kaldırarak, bütün dünyadaki mazlum milletlere örnek olarak, Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı gerçekleştirmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının yolunu açmıştır. Başta bu zaferin büyük komutanı Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum” dedi.

“30 Ağustos Zaferi’nin üzerinden 102 yıl geçti ama ülke halen bazı zorlukları yaşamaya devam ediyor” diyen Ağbaba, “Savaşla söküp attığımız ve bir büyük ülkeyi kurduğumuz bu yıl dönümünde bazı şeyleri de paylaşmak lazım. Maalesef ülke yanlış izlenen politikalar neticesinde adeta istila edilmiş durumda. Türkiye maalesef Avrupa’nın mülteci ambarı durumuna geldi. Doğu ve güney kapılarımız açık ama Avrupa’ya giden sınırlarımız, kapılarımız kapalı. Avrupa’nın maalesef mülteci kampı durumundayız. Ülkenin kültürel, demografik yapısı hızla bozuluyor. Bu nedenle bir an önce hem Suriye’den hem Afganistan’dan hem Bangladeş hem de diğer ülkelerden gelen sığınmacıların önünün kesilmesi, gelen sığınmacılarında ülkelerine gönderilmesi lazım” ifadelerine yer verdi.

"Mücbir sebep sona ererse normalleşmeyen esnafın vergi ve sigorta ödemesi mümkün değil"

Ağbaba, törenin ardından gazetecilere TMO’nun açıkladığı kayısı alım fiyatları ve depremlerden etkilenen Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya ile Gaziantep'in İslahiye ve Nurdağı ilçelerindeki mükellefler için 31 Ağustos’ta sona erecek olan mücbir sebep haliyle ilgili açıklama yaptı.

Ağbaba, kayısı alım fiyatıyla ilgili “TMO’nun yıllar sonra kayısıyı hatırlamasını olumlu değerlendirdiğimizi belirtmek istiyorum. Emeği geçen başta çiftçilerimiz olmak üzere herkesin eline sağlık ancak açıklanan fiyat, yükselen kayısı fiyatlarının maalesef yerinde kalmasını sağlayacak gibi gözüküyor. Önemli bir adım. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin kayısı alımını geç de olsa başlatması olumlu ama yeterli bir adım değil. Maalesef piyasanın gerçeklerinden uzak bir fiyat. Dolayısıyla bu fiyatın güncellenmesi lazım. Toprak Mahsulleri Ofisi kaş yaparken göz çıkarttı gibi gözüküyor” yorumunu yaptı.

Ağbaba, 31 Ağustos’ta sona erecek olan mücbir sebep haliyle ilgili ise şunları söyledi:

“Ben bu konuyu belki elli kez Meclis’te konuştum. Bazı toplantılar yapıp, açıklamalarda bulundum, komisyonda konuştum ama maalesef Hazine ve Maliye Bakanı ve hükûmet duymadı. Adıyaman, Hatay, Maraş ve Malatya Ticaret ve Sanayi Odaları defalarca etkinlik yaparak, açıklamalarda bulundu. Maalesef duymazdan gelindi. Mücbir sebep sona ererse normalleşmeyen esnafın vergi ve sigorta ödemesi mümkün değil. Malatya’da görüyorsunuz; deprem bölgesi hayat normalleşebilmiş değil. Mutlaka uzatılması lazım ama uzatılması da yetmez vergi ve SGK borçları silinmelidir. Bu beyannameleri muhasebecilerin yetiştirmesi de mümkün değil. Maalesef deprem bölgesini yok sayen, görmezden gelen bir siyasi anlayışla karşı karşıyayız.”