Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in terör örgütü yöneticisi Remzi Kartal ile 14 kez görüştüğü öğrenilirken Temmuz 2023'te Diyarbakır Cezaevi'nde yatan PKK'lı hükümlüden ele geçirilen örgütsel dokümanlarda adının geçmesinin ardından soruşturma başlatıldığı bildirildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca, terör örgütü PKK/KCK'nın mensup ve faaliyetlerinin tespit edilmesine yönelik yürütülen soruşturmada gözaltına alınan Özer'in hakimlikteki işlemleri tamamlandı. Özer’in, buradaki ifadesinin ardından "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan nöbetçi sulh ceza hakemliğince tutuklanmasına karar verildi.

Meclis'te I Love You Tartışması! Meclis'te I Love You Tartışması!

Özer'in ifadesi ortaya çıktı. İşte Özer'in ifadesi:

'SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM'

İfadesinde suçlamaları kabul etmediğini söyleyen Özer, “İstanbul Emniyet Müdürlüğünde ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında ifade vermiştim, içeriği doğrudur, aynen tekrar ederim, üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum, siyasi bir davadır, ben bir akademisyenim, profesörüm, 40 yıl devletin çeşitli kademelerinde çalıştım, Milli Eğitim Bakanlığında çalıştım, üniversitelerde dekanlık, kurucu dekanlık, seneto ve yönetim kurulu üyeliğinde bulundum, bu süre içerisinde hakkımda hiçbir soruşturma ve kovuşturma olmamıştır, adliyeye gelmişliğim dahi yoktur, bu güne kadar böyle bir şey söz konusu değildi, Esenyurt Belediye Başkanı olduktan sonra 2 kişiden birinin oyunu alarak ki çok büyük bir ilçedir, 7 aydır başarılı şekilde belediye başkanlığı yaparım, siyasi bir yönelim yapılıyor, halk iradesi gasp ediliyor, böyle bir durum kabul edilemez, İstanbul'da düzeni bozma yönünde insanlarda infial yaratma amacıyla yapılmaktadır, hem beledi açıdan hem siyasi açıdan sonuçlar doğuracaktır, dosyadan anlaşılacağı üzere hiçbir belgeye dayanmayan iddialar ile suçlanıyorum.” Dedi.

ABDULLAH ÖCALAN İLE GÖRÜŞME

Siyasi dava olduğunu kendisinin de akademisyon olduğunu ifade eden Özer, “Örneğin 40 civarında kitap yazmış bir yazarım, bunların bir kısmı bölgesel kalkınmayla ilgili bir kısmı roman bir kısmı kürt meselesi ile ilgilidir, 200 civarında ulusal makalem ve 300 civarında bildirim yayınlanmıştır, Türkiye'nin çeşitli ulusal televizyonlarında görüşüne başvurulmuş kişiyim, hal böyleyken 2002 yılında Öcalan ile yapılan görüşmede iradem dışında ismimin geçtiği iddia ve suçlama yapılıyor, yazarım, herkes okuyabilir görüş derzedebilir, orada ismimin geçmiş olması herhangi bir delil midir? Başka bir insanın isminin zikredilmesi bu suçu mu yaratır? Benim hiçbir örgüt ile ilgim yoktur, bunu tamamen reddediyorum, bu davanın siyasi olduğunun göstergesidir, Mehmet Kaya'nın kendisi değil de akrabalarının terör örgütü üyesi olduğu söylenmiştir, ben tanımıyorum, annesi ölmüş ben başınız sağolsun değerli anneniz varmış demişim, bu ne anlama geliyormuş? Böyle şeyler söylediğimi hatırlamıyorum, söylemişsem de neresi suçtur?”

KAYYIMA DİKKAT ÇEKTİ

“Bunların hepsi uydurma zorlama siyasi atraksiyonlar ile görevden alınmam için uydurulmuştur, kayyım atanmasının alt yapısı oluşturulmuştur, daha savcılıktayken kayyım atandı şeklinde a haberde vs haberler çıkmıştır, medyader diye bir yeri ziyaret edip etmediğimi hatırlamıyorum, siyasi kimliği olan insanım, her gün onlarca insan beni arar, bazılarına cevap vermeye dahi yetişemem, o insanların kim olduğunu bilmem, arayan insanların GBT'sini soramam, yol üstünden geçerken dahi selam verilir, gittiğim yerlerde fotoğraf çekilmek isteyenler olur. Şema çizilmiş benim ne alakam vardır? Faik Kaplan isimli şahsı tanımam, burada bir evim var, o evi kiraya vermiştim, kızımdan öğrendiğim kadarıyla kiraya verilen kişi bunların yakınıymış incelenirse her ay kira parası gelmiştir bana, bu adamın kim olduğunu bilmem, avukat olan kızım vasıtasıyla emlakçılar üzerinden her ay kiram yatırılmıştır, menşeini kaynağını bilemem, Remzi Kartal da Vanlıdır, o Van milletvekiliydi, aynı aşiret mensubuyuz, yurt dışına çıktıktan sonra irtibatım yoktur, benzer bir ideolojiye ve dünya görüşüne sahip değilim, onun ailesini tanırım Van'dadır, Van'a gittiğimde kendilerine taziye dileklerimi sundum, neredeyse bundan da bir sonuç çıkaracaklar, bunlar insani yaptığımız işlerdir.”

SANATÇI ROJDA KONSERİ

Savcılık ayrıca Özer’i Esenyurt Belediyesi tarafından düzenlenen Kardeş Kültürler Festivali’nde Rojda Şenses’in konser vermesi nedeniyle suçladı. Özer bu duruma ilişkin, “Bir konser yapmışız, bu konseri Esenyurt Kaymakamı Fatih Çobanoğlu ile düzenleyip açılışı birlikte yaptık, ilk konseri kaymakam ve eşi ile 46 dernekle birlikte yapıldı, onlarca sanatçı davet edildi, Rojda'yı hayatımda görmedim o sahne harici, sağda solda şarkı türkü söyleyen birisidir, onlarca kişi davet edilmiş ve ben davet etmedim, oradaki memurlar bu işler ile ilgilendi, kim gelecek ne zaman gelecek memurlar ayarlamıştır, festivale 450.000 kişi gelmiştir, orada gruplarda 3-5 kişi neyse Öcalan ile ilgili slogan atıldığı söylenmiştir, slogan atıldıysa emniyet gözaltına alınsaydı, görmedim, duymadım, görseydim duysaydım müdahale ederdik, koca bir alan, 70.000-80.000 kişinin geldiği bir alan, kim ne yapmış nerede ne slogan atmış ben nasıl takip edeyim? CHP'nin belediye başkanıyım, milyonların katıldığı mitingler yapılıyor, sağda solda insanlar slogan atıyor, slogan atanların hepsini nasıl bileceğiz müdahale edeceğiz? Hukukun adaletin düzgün işlenmesi gerekir, bu olmadığında toplumsal zedelenme olur ve toplumu çürütür.”

‘ŞAFAK OPERASYONUYLA GÖZALTINA ALINDIM’

“Bu konuda adil bir karar vermenizi umuyorum, saat 05.30'da şafak operasyonu ile gözaltına alındım, ben 1,5 milyonluk şehrin belediye başkanıyım, çağrılsaydım koşa koşa ifade vermeye gelirdim, makam odam aranmıştır, avukatım refakat etmek istediğini beyan etmesine rağmen içeri alınmamıştır, yüzlerce kişinin içeri girip çıktığı yüzlerce derginin girdiği bir makam odası, ben ne dergi geliyor kim geliyor ben bilmiyorum, oraya gelen bir dergiden sorumlu niye tutuluyorum? Dergide ne yazıyor bilmiyorum, suç mu değil mi bilmiyorum, bunlar da iddialardır, ben bu ülkenin yetiştirmiş olduğu genç yaşta profesör olduğu bilim insanıyım, akademisyenim, 10 yıldan fazladır CHP'ye mensubum, en son seçimde aday oldum, İmamoğlu'nun danışmanlığını yaptım, Devlet Planlama Teşkilatı'nda Recep Yazıcıoğlu ile görev yaptım, bu güne kadar bir şey yok 10-15 yıl önceki bir takım olaylar gündeme getirilerek görevimden uzaklaştırılmaya çalışılıyor, bu davanın siyasi olduğu açıktır, atılı iddiaların suçların hepsini reddediyorum, 2016 ya da 2017 yılında Mersin Cumhuriyet Savcılığından bir belge aldım hakkımda bir dinlenme yapılmış, savcı bey beni çağırdı, o dinlemede bir şey tespit edilememiş ve bunun usulsüz bir biçimde yapıldı ve istersem savcı hakkında suç duyurusunda bulunabileceğim şeklinde bana bilgi yapıldı, ben de evet gerekirse suç duyurusunda bulunurum dedim, daha önce dinleme yapıldığında suç unsuruna rastlanılmadı, sabit ikametgah sahibiyim, kaçma ve saklanma şüphem yoktur. Deliller büyük oranda toplanmıştır ve toplanması muhtemel delillere etki etme ihtimalim bulunmamaktadır. Öncelikle serbest bırakılmayı, hakimliğiniz aksi kanaate varacak ise adli kontrol hükümleri ile serbest bırakılmayı talep ederim” dedi.

Editör: Balcan Hande