Türkiye Eğitim Derneği’nin düşünce kuruluşu TEDMEM, 2014 yılından bu yana her yıl hazırladığı Eğitim Değerlendirme Raporu’nun 2024 edisyonunu yayımladı.İSTANBUL (İGFA) -  “2024 yılında ülkemizde eğitimle ilgili neler yaşandı?” sorusuna kapsamlı bir yanıt sunan rapor, eğitim sistemini küresel bir perspektiften ele alarak Türkiye’nin büyüme potansiyeline dikkat çekiyor. Yönetişim ve finansman, temel eğitim ve ortaöğretim, ölçme-değerlendirme, öğretmenlik ve yükseköğretim olmak üzere beş ana bölümden oluşan rapor, eğitim politikalarına yapıcı öneriler sunuyor.

TÜRKİYE’NİN BÜYÜME POTANSİYELİ VE EĞİTİMİN ROLÜ

Rapora göre, Harvard Üniversitesi’nin Kompleksite Görünümü Endeksi’ne (COI) dayanarak Türkiye, mevcut üretim altyapısıyla yüksek katma değerli üretime geçiş potansiyeli açısından dünyada birinci sırada yer alıyor. Ancak bu potansiyelin hayata geçirilmesi için eğitimin kritik bir rol oynadığı vurgulanıyor. Japonya, Güney Kore ve Singapur gibi ülkeler, eğitim sistemlerine yaptıkları uzun vadeli yatırımlarla ekonomik başarı elde etmiş örnekler olarak gösteriliyor.

EĞİTİM FİNANSMANINDA TÜRKİYE’NİN DURUMU

Türkiye, OECD ülkeleri arasında öğrenci başına en düşük harcama yapan ikinci ülke konumunda. OECD ortalaması öğrenci başına yıllık 14.209 dolar iken, Türkiye’de bu rakam yalnızca 5.425 dolar. Ayrıca, temel eğitimin finansmanında kamu kaynaklarının oranı OECD ortalamasında yüzde 93,3 iken Türkiye’de bu oran yüzde 76,6 seviyesinde. Eğitim bütçesinin GSYH’ye oranı yüzde 3,94, merkezi yönetim bütçesine oranı ise yüzde 14,61 ile uluslararası asgari harcama oranlarının altında kalıyor. MEB bütçesinin yüzde 81,1’i personel giderlerine ayrılırken, eğitim-öğretim faaliyetleri için yalnızca yüzde 19’luk bir pay kalıyor.

HANEHALKININ EĞİTİM YÜKÜ ARTIYOR

Bursa Osmangazi'de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği eğitimi verildi Bursa Osmangazi'de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği eğitimi verildi

Raporda, Türkiye’de temel eğitim ve ortaöğretimde hanehalkının üstlendiği mali yükün OECD ortalamasını aştığı belirtiliyor. Temel eğitim harcamalarının yüzde 18,8’i, ortaöğretim harcamalarının ise yüzde 18,3’ü hanehalkı tarafından karşılanıyor. Avrupa İstatistik Ofisi’nin Ocak 2025 verilerine göre yüzde 99,9’a ulaşan yıllık eğitim enflasyonu, bu yükü daha da artırıyor ve nitelikli eğitime erişimi gelir düzeyine bağlı hale getiriyor.

OKUL DIŞINDA KALAN ÇOCUKLAR VE OKULLARIN DURUMU

Türkiye’de 612.814 çocuk zorunlu eğitim çağında olmasına rağmen okula gitmiyor. Bu sayı, bir önceki yıla göre yüzde 38,4 artarak son üç yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Okul dışında kalan çocukların yüzde 73,9’u 14-17 yaş aralığında. Ayrıca, 4 milyon 733 bin öğrenci 30’dan fazla mevcutlu sınıflarda öğrenim görüyor, ilkokul öğrencilerinin yüzde 40’ı ikili eğitim alıyor ve mesleki ortaöğretimde her iki öğrenciden biri 20 gün veya daha fazla devamsızlık yapıyor.

EĞİTİMDE YENİ DÜZENLEMELER

2024’te ortaöğretimde devamsızlık affı kaldırıldı, sınıf tekrarı geri getirildi ve açıköğretim liselerine geçişler sınırlandırıldı. İlkokullarda yazılı sınav saatleri kaldırılarak öğrencilerin gelişimi sürekli izlenmeye başlandı. Ortaokul ve ortaöğretimde açık uçlu sınavlar uygulanırken, Türkçe dersinden geçme puanı 45’ten 70’e yükseltildi ve Dört Beceride Türkçe Dil Sınavı başlatıldı.

YÜKSEKÖĞRETİMDE ULUSLARARASILAŞMA EKSİKLİĞİ

Raporda, yükseköğretimde uluslararasılaşmanın yetersiz olduğu belirtiliyor. Türkiye’deki uluslararası öğrencilerin yüzde 58,6’sı sadece 8 ülkeden geliyor, bu da diğer coğrafyalardan öğrenci çekme potansiyelinin değerlendirilemediğini gösteriyor.
 

Kaynak: İGF