Tokatlı Üreticilerden Meyve Taban Fiyatının Geçen Yıldan Düşük Olmasına Tepki
“MARKETTE BİR LİTRE SUYUN 3 LİRAYA OLDUĞU GÜNDE ÇIKIP DA BEN SİZİN MALINIZI 2 LİRAYA ALACAĞIM DEDİĞİ ZAMAN DA GERÇEKTEN KOMİK BİR RAKAM”
“Son 6-7 aydır girdi maliyetlerimiz çok yükseldi. Buna karşılık sattığımız ürünlerdeki beklentimiz gerçekleşmedi. Geçen sene meyve suyu fabrikalarının sezonu kapattığı taban fiyatı 3 lira iken bu sene 2 liradan taban fiyatı oluşturdular. Bu da otomatik olarak sofralık gidecek malın ya da ihracata gidecek malın piyasasını olumsuz yönde etkiliyor. Amacımız bağcıyı dövmek değil üzüm yemek. Böyle bir ortamda sanayi adamlarımızın, güçlü fabrikalarımızın çiftçiye bunu bu şekilde layık görmelerini abesle karşılıyoruz. Tarımın devam etmesi için, meyve ağaçlarımızın kurumaması için muhakkak fabrikaların da bizi desteklemesi gerekiyor. Şu günde 2 lira fiyat köylü ile dalga geçmekten başka bir şey değil. Markette bir litre suyun 3 liraya olduğu günde çıkıp da ben sizin malınızı 2 liraya alacağım dediği zaman da gerçekten komik bir rakam. Biz hiçbir fabrikacıya, hiçbir iş adamına bunu yakıştıramıyoruz. Çiftçiye bunu reva görmemeleri lazım. Bizim bu tepkimizden dolayı onlar da bu fiyatın çok yanlış olduğunu, tekrar bir düzeltme yapıp daha iyi fiyatlar vereceklerini umuyoruz.”
Çiftçilerden sonra söz alan CHP’li Durmaz da şöyle konuştu:
“ÇİFTÇİ 2021 YILINDA 3 TL’DEN ALINAN FİYATLARIN BUNUN ONUN ALTINDA 2 TL’DEN BAŞLAMASINDAN OLDUKÇA ZORDA”
“Bu ovada çiftçiler kiraz sezonundan sonra şeftaliye başladı. Meyve suyu yapan fabrikalarımız da meyve suyu almaya başladı. Ancak çiftçi 2021 yılında 3 TL’den alınan fiyatların bugün onun altında 2 TL’den başlamasından oldukça zorda. 2021 yılında meyve suyunun litresi 5 lira 95 kuruşken 2022’de 15 lira ile 18 lira arasında. 2021 yılında mazot 7 lira 35 kuruşken bugün 25 lira 37 kuruş. Hal böyle olunca çiftçi önünü göremiyor. Yaşadığımız pandemi süreci gösterdi ki nesillerin sağlıklı devam edebilmesi için doğru gıdanın ve temel üretimin dikkate alınması lazım. Yeni yetişen neslin kendini gurbete göçerek atmasında öteye doğduğu topraklarda doyması için, yani gübre geçen sene 160 liraymış bu sene 750 liraya çıkmış. Zirai ilacın bir tonluk depoya geçen sene 500 lirayken bu sene bin 500 bin 600 liraya çıkmış.
“HERKESİN ELİNİ VİCDANINA KOYUP ATATÜRK’ÜN MİLLETİN EFENDİSİ YAPMAK İSTEDİĞİ KÖYLÜYÜ GÖRMESİNİ, DÜŞÜNMESİNİ VE ONA GÖRE RAKAM BELİRLEMESİNİ İSTİYORLAR”
Bunların hepsi ortadayken bunun üretiminden fabrikasının çarkını döndüren sanayicilerin mutlaka köylünün, üreticinin sesini dinleyip bu rakamları güncelleyip, bir yıl önce Türkiye’de bizim girdilerimiz 3 lira iken bu malları alıyorsanız bugün bize bunu reva görmeyin diyor. Bunu en iyi de bunun milimetrik hesabını yapan sanayicilerimizin bildiğini biliyor ve inanıyor. Köylülerimiz de şöyle diyor; bir çiftçiyiz ama Allah’ın çiftçisiyiz. Bizim aldığımız gübrenin, ilacın fiyatını satan belirliyor. Mazotun fiyatını devlet belirliyor ama biz bir yıl boyunca çoluğumuzla çocuğumuzla, eşimizle 7/24 çalışıyoruz. Ancak ürettiğimiz ürünü satarken gözümüzü kapatıp elimizi uzatıyoruz. Çiftçinin bu sesinin dikkate alınmasını istiyoruz diyorlar, temel istek ve talep bu. Herkesin elini vicdanına koyup Atatürk’ün milletin efendisi yapmak istediği köylüyü görmesini, düşünmesini ve ona göre rakam belirlemesini istiyorlar, başka da talepleri yok zaten.”
Bunlar da ilginizi çekebilir