Mahkemeler tarafından alınan kararların hükümsüz sayılmasına ilişkin, mahkemelerin ya da Meclis'in bir karar alabileceğini vurgulayan Şentop, "Ama bunun mahsurları var. Sonuçta adı 'mahkeme' olan bir mahkemenin kararlarını parlamento geçersiz sayacaktı. Biz böyle bir yol açarsak ileride başka mahkeme kararları da parlamento kararlarıyla yok sayılabilir. Bu nedenle biz bunun yerine 'bu sonucu doğurabilecek ama hukuk sistemi bakımından da bir sorun çıkartmayacak bir şey bulalım' dedik. O da Yassıada Mahkemesini kuran kanunu yürürlükten kaldırmaktı. Bunu kaldırdığınız zaman zaten mahkeme yok hükmüne geliyor ve kararları da geçersiz hale geliyor. Bu kanunu da geriye dönük olarak da yürürlüğe soktuk" diye konuştu.
27 Mayıs darbesinin, 12 Eylül ve 12 Mart darbesinden farklı yönleri olduğunu vurgulayan Şentop, "12 Eylül ve 12 Mart darbelerinde yeni bir mahkeme kurulmadı. Mevcut mahkemelerde yargılamalar yapıldı. Ama 27 Mayıs darbesinde yeni bir mahkeme kuruldu. Yassıada Mahkemesi olmayan bir mahkeme. Bu durum hukukun temel ilkelerinden biri olan 'tabi hakim' ilkesine aykırı" ifadelerini kullandı.