Gündem

Prof. Dr. Türkan Saylan'ın adı Beşiktaş'ta yaşadığı sokağa verildi, sokağın tabelası bugün asıldı

Yaşamını hastalarına adamış ünlü tıp profesörü, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) kurucusu, FETÖ kumpası mağdurlarından Türkan Saylan’ın adı, Arnavutköy’de uzun süre yaşadığı evinin bulunduğu sokağa verildi. Sokağın yeni tabelası Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın da katılımıyla asıldı. Akpolat, "Bugün, gururla hep beraber bu tabelayı buraya asıyoruz. Türkan hocamızın fikirlerini geleceğe taşımak, bizim en önemli görevlerimizden biri olmaya devam edecek" dedi.

Haber: EDDA SÖNMEZ - Kamera: MEHMET ÇALPAR 

(İSTANBUL)- Yaşamını hastalarına adamış ünlü tıp profesörü, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) kurucusu, FETÖ kumpası mağdurlarından Türkan Saylan’ın adı, Arnavutköy’de uzun süre yaşadığı evinin bulunduğu sokağa verildi. Sokağın yeni tabelası Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın da katılımıyla asıldı. Akpolat, "Bugün, gururla hep beraber bu tabelayı buraya asıyoruz. Türkan hocamızın fikirlerini geleceğe taşımak, bizim en önemli görevlerimizden biri olmaya devam edecek" dedi.

Türkan Saylan’ın evinin bulunduğu sokağa adının verilmesine yönelik öneri İBB Meclisi’nde Cumhur ittifakının çoğunlukta olduğu dönemde AKP ve MHP'li üyelerin oylarıyla reddedilmişti. 31 Mart seçimiyle çoğunluk CHP'ye geçince öneri, geçen ay kabul edildi. İBB Meclisi’nin temmuz ayı 3’üncü oturumunda Türkan Saylan’ın Arnavutköy’de evinin bulunduğu sokağın adının ‘Türkan Saylan Sokağı’ olarak değiştirilmesine karar verildi.

Sokağın tabelası da bugün, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın da katılımıyla yerine asıldı. Törene Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın yanısıra, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi avukat Gülsen Akbulak, ÇYDD Onur Kurulu Başkanı ve avukatı Hüseyin Karataş, İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı ve ÇYDD Genel Merkez Onur Kurulu üyesi avukat Ali Gürbüz, sinema ve tiyatro oyuncusu Nergis Çorakçı ile Türkan Saylan'ın sevenleri katıldı. 

Törende konuşan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, şunları söyledi:

"Çok sevgili Türkan Saylan dostları bugün çok özel bir gün 30 Ağustos Zafer Bayramımız. Biz Beşiktaş’ı konuşurken Beşiktaş’ı ifade ederken bir çok özelliğinden bahsediyoruz ama Beşiktaş'ın en önemli özelliği yaşattığı ve geleceğe taşımakla görevli olduğu tarihi mirasıdır.  Bu tarihi mirasın en önemli bölümünü Cumhuriyet, Cumhuriyet değerleri, milli bayramlarımız, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün evinin olması bütün Kurtuluş Savaşı’nın planlarını yapması, Cumhuriyet fikrini geliştirmesi, 15 Mayıs günü evinden çıkıp Akaretler'de yürüyüp Kartal isimli motoruna binip Bandırma Vapuru’na geçmesi, Kurtuluş Savaşı’nı başlatması. Hep Beşiktaş'ı anlatırken ifade ettiğimiz, en önemli gördüğümüz konular oluyor. Dolayısıyla bu hassasiyeti taşımak, geleceğe taşımak, bu mirası bizim sorumluluğumuz. Her gün güne başlarken bu sorumluluk duygusuyla güne başlıyoruz ve bu sorumluluk duygusuyla da işlerimizi yapmaya devam ediyoruz. Bundan sonra da devam edeceğiz. Türkan Hocamız bütün hayatını bu Cumhuriyet değerlerine adamış, Cüzzamla Mücadele Derneği’ni kurup orada belki de yüz binlerce insanın bu anlamda hayatını kurtarmış. Yüz binlerce kız çocuğunun okumasını sağlamış ve ona öncülük etmiş birisi. Dolayısıyla Beşiktaş'ın en önemli değerlerinden bir tanesi olarak tarihteki yerini de almış oluyor.

"Önemli olan Türkan Hocamızın yaptıklarını anlatmak, ifade etmek, takip etmek"

Türkan Hoca hem yurt içinde yaptığı, hem Cumhuriyet değerleriyle ilgili verdiği mücadelesiyle Beşiktaş'ta komşumuz. Bulunduğumuz sokakta yaşamış, bütün hayat mücadelesini burada vermiş bu evde yaşamış bir bilim insanı. Dolayısıyla onun yaşadığı yerde belediye başkanlığı yapmak ayrıca bizim için bir gurur kaynağı. Sorumluluklarımızdan bir tanesi göreve gelir gelmez yaşadığı sokağa isminin verilmesi. Buradaki komşularımızın ve Türkiye'nin dört bir yanından bize gelen taleplerden bir tanesiydi. İki talep vardı birincisi yaşadığı sokağa isminin verilmesi. İkincisi yaşadığı evinde bir müze olarak hayata geçirilmesiydi. Göreve gelir gelmez sokağa isminin verilmesiyle ilgili Beşiktaş Belediye Meclisi'nden kararımızı aldık İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclisi'ne bu kararı gönderdik ama o günün şartlarında İstanbul Belediyesi'ndeki çoğunluğunun siyasi temsilcileri maalesef bu kararın oradan geçmesine engel oldular. Biz Beşiktaş Belediyesi Meclisi'nden geçirdik ama orada çok kötü ifadelerle, çok kibirli ifadelerle dediler ki; biz olduğumuz sürece, biz yaşadığımız sürece o ve onun gibi kişilere sokakların isimleri asla verilmeyecek denildi. Tabi çok üzüldük, bu ifadelerden çok rahatsız olduk ama o günün şartlarında yine buradaki komşularımızla beraber buraya astık, asarken de hepimiz kendi kendimize şunu söyledik: Bir dahaki seçimlerde İBB'deki çoğunluğu kazanacağız ve gerçek anlamda bu tabelayı buraya asacağız ve sokağın adını değiştireceğiz. Hepimizin dileği kabul oldu. O gün sözünü verdiğimiz, olması gerekeni bugün başardık ve bugün gururla hep beraber bu tabelayı buraya asıyoruz. Önemli olan Türkan hocamızın yaptıklarını anlatmak, ifade etmek,  takip etmek. En önemli takip fikri takiptir. 

"Bu siyasi grup temsilcileriyle mücadele etmeye hep baraber devam edeceğiz"

Kibir siyaseti artık Türkiye'de yok olmaya mahkum bir durum haline geldi. Biz orada Büyükşehir Belediye Meclisi’nden bu kararı geçirirken dedik ki, kişi, kurum, cemaat, vakıf, dernek yok. Millet var. Millet ne derse o olacak. Millet o gün bir şeyi ifade etti, dedi ki bu sokağın adı Türkan Saylan Sokağı olacak dedi. Kısa bir süreliğine evet resmi olarak bunu başaramamış olabiliriz ama bir zaman sonra vatandaşımız hakkı teslim etti. Sadece burada değil 31 Mart seçimlerinde vatandaşlarımız bir duruş gösterdiler. Vakıf, cemaat meselesinin karşısında durmaya devam edeceğiz. Her bir çocuğumuzun eğitim hakkını korumaya, onların eşit eğitim haklarını almaya yardım etmeye ve yerel yönetimler olarak üzerimize düşen hangi sorumluluk varsa sonuna kadar yerine getirmeye devam edeceğiz. Bu siyasi grup temsilcileriyle mücadele etmeye hep beraber devam edeceğiz. Eviyle ilgili geçtiğimiz ay içinde İBB Başkanımız Ekrem İmamoğlu'yla bu konuyu paylaştık. İBB Başkanımız, süreci beraber yönetelim dedi. Beşiktaş Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu evin alımıyla ilgili resmi görüşmelerine başladı. Çok kısa bir zaman sonra evi alacağız. Müzeye çevireceğiz. Onun adına yakışır bir müze oluşturacağız.  Tabii ki buradaki paydaşlarımızla beraber. Onun da müjdesini buradan verelim. 

"Hüseyinciğim 'Bak evi basan polislerden birisi tanıdığının çocuğu için burs istiyor, biz verelim onlar burada görevlerini yapıyorlar' diyecek kadar gönül insanıydı"

Türkan Saylan'ın avukatı Hüseyin Karataş ise konuşmasında şunları söyledi:

"Öncelikle başkanıma bu konuda gösterdiği çabalar, verdiği emekler için sonsuz teşekkürler. Türkan Saylan dokunulmazlara dokunan kadın idi. Kimsenin dokunamadığı cüzzamlara dokundu, kimsenin dokunamadığı, eğitim alamadığı çocukların eğitim almasıyla ilgili ne gerekiyorsa yaptı. Ve Türkiye'de çağdaşlaşmak adına ne yapılması gerekiyorsa gereken mücadeleyi verdi. Bu ev 13 Nisan uğursuz ve haysiyetsiz insanların baskınına neden olan o gün ben inanın evden çıktığımda arabamın ön tekerlekleri yere değdi mi değmedi mi bilmiyorum o hızla geldim. Ve buradan o hukuksuzlukları, burada sahte delil koyma arzularının tamamını engellemiş ve hocamın o gün Hüseyinciğim 'Bak evi basan polislerden birisi tanıdığının çocuğu için burs istiyor, biz verelim onlar burada görevlerini yapıyorlar' diyecek kadar gönül insanıydı. Dolayısıyla bu sokağın bu ismi alması Türkan Saylan'ın zaten yaşıyor olan ve yaşayacak olan kimlik ve ruhunun bir devamı olacak."       

"Bu anlamlı günde, anlamlı bir şey yaşadık bu karanlıkta"

Nergis Çorakçı da törende yaptığı konuşmada, "Atatürk'ün torunu olarak, Türkan Saylan'ın kızı olarak çok teşekkür ediyorum bu anlamlı günde, anlamlı bir şey yaşadık bu karanlıkta. Müze meselesi çok önemsediğim ve değer verdiğim fikir. Türkan hanımla da bu tür şeyleri hep konuşurduk. Sadece müze olarak değil en büyük hayalim onu şöyle görmek, şu camda asılı satılık yazısını görmeden. Gerçekten bir alan yarattı. Ama müzenin yanında şunu düşünürsek  Türkan hanımın sizin de anlattığınız gibi en önem verdiği şey çocuktu, gelecekti. O müzenin içerisine üç tane piyano, olağanüstü çocuklara burada gelip her hocanın keyifle vereceği bir ders olabilir ve bu da geleneksel hale dönüşebilir. Hayallerim büyük, çok çabuk bir yere geldim biliyorum, teknik imkansızlıkları tahmin edebiliyorum. Şehir Tiyatrosu oyuncusuyum. Bu çok uzun bir yol olacak, yanınızdayım. Elimden gelen her şeyi yaparım, taş da taşırım."