Haber: İLEYDA ÖZMEN / Kamera: CEMAL BERK AYTEKİN
(KÜTAHYA) - CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Kütahya’da 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla düzenlenecek olan resmi törende kendisine protokol konuşmalarında yer verilmediğini açıkladı. Özel, “Bir kişinin dolma kaleminden çıkmış bakan konuşacak. Son seçimlerin en çok oy almış, ülkenin kurucu partisi konuşmayacak. Ne olacak orada? Bizim partililerimiz bunu kaldıramayacak, hazmedemeyecek. Patırtı, gürültü çıkacak. Bu gerginlikten medet umuyorlar. Vallahi bu fırsatı onlara vermeyeceğim” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Dumlupınar İlçe Başkanlığı ve Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk Sosyal Tesisi ziyaretinin ardından Dumlupınar Belediyesi’ni ziyaret etti. Özel'e; CHP Genel Başkan Yardımcıları İlhan Uzgel, Zeliha Aksaz Şahbaz, Gülşah Deniz Atalar, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Afyon Belediye Başkanı Burcu Köksal, CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan ve CHP Kütahya İl Başkanı Eyüp Kahveci eşlik etti.
Özel, Kütahya’da 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla düzenlenecek olan resmi törende kendisine protokol konuşmalarında yer verilmemesini eleştirerek, ana muhalefet partisi liderinin protokolde üçüncü sırada yer aldığını hatırlattı.
Özel, Kütahya’da 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarındaki ''protokol krizi''ne ilişkin şöyle konuştu:
''Resmi törenlere Valilik ısrarla bizim gelmemizden endişe duyuyor''
“Resmi törenlere Valilik ısrarla bizim gelmemizden endişe duyuyor. ‘Protokol konuşmalarında yer veremeyiz’ diyorlar. Önce Spor Bakanı’nın geleceği duyuruldu. Ali Yerlikaya, apar topar gelmeye karar vermiş. Yürütme adına protokol konuşmasında sayın bakanlar konuşsun ama genel başkan konuşmasın. Neden? Resmi törende yok. Sayın İçişleri Bakanı da teyit ediyor. Biz ülke protokolünde başbakanlık olmadığı için üçüncü sıradayız. Eğer Cumhurbaşkanı Yardımcısı da katılırsa dördüncü sıradayız. Bakanlar çok geride. ‘Bakan konuşsun, Özgür Bey dinlesin.’ Ben şahsen dinlerim. Sayın Bakan çetelerle ilişkilenmiş bir süreçten sonra kritik bir görev yapıyor. Ayrı siyasi partilerdeyiz ama sayın Bakan’ın bu çeteleri devletten temizlemek için bir irade ortaya koyması noktasında olumlu konuştuk. Ama CHP’ye bu tören için ‘Siz gelin oturun. Bakanlar konuşsun. Siz konuşmayın’ diyorlar. Sadece CHP’yi değil, anayasal konumu olan ana muhalefet partisini de ezdirmek doğru olmaz. Sayın Bakan milletin affedemeyeceği bu kusuru telafi edecek olurlarsa biz törenlere katılırız. Ama görülüyor ki sayın Bakan da bu konularda ‘Resmi tören. Bu töreni de geçelim de seneye yönetmelik düzenleyelim’ diyor. Her tıkanıklıkta aynısını söylüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin inisiyatif kullanabilecek İçişleri bakanları, ülkenin ana muhalefet partisine ki partinin kurucusu da Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ni kazanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, gerekli saygıyı hürmeti gösterecek olgunlukta olmaları lazım.
''Gerginlikten medet umanlar bugün burada gerginlik istiyor''
Demişler ki ‘Özgür Bey'in normalleşme dediği mesele vatandaşta karşılık buldu ama onlara yarıyor. Biz yine eskisi gibi kavga edelim. Onlarla konuşmayalım, el sıkışmayalım. Onlara konuşma vermeyelim.’ Çünkü Amasya'da siyaset yapmadık. Son derece yapıcı bir konuşma yaptık. Gerginlikten medet umanlar bugün de burada gerginlik istiyorlar. Ben gideceğim. Onlar bize söz vermeyip bakana verecekler. Bakan milletvekili olsa Meclis’ten güven oyu almış olsa başka bir şey. Öyle de bir şey yok. Bir kişinin dolma kaleminden çıkmış bakan konuşacak. Son seçimlerin en çok oy almış, ülkenin de son genel seçimlerde ana muhalefet partisi olmuş, ülkenin kurucu partisi konuşmayacak. Ne olacak orada? Bizim partililerimiz bunu kaldıramayacak, hazmedeyecek. Patırtı, gürültü çıkacak. Bu gerginlikten medet umuyorlar. Vallahi bu fırsatı onlara vermeyeceğim.
''Atatürk'ün partisini Dumlupınar'da konuşturmayacaklar''
Adalet ve Kalkınma Partisi şunu bilsin. Bu koltukta Adalet ve Kalkınma Partili oturuyordu. Sizi, yaptıklarınızı gördü. Onu kaldırdı bir CHP'liyi Zekeriya Yılmaz’ı oturttu. Siz bugün Dumlupınar'daki resmi törenlerde Zekeriya Yılmaz'a da konuşma vermiyorsunuz. Milletin dediğine karşı devlet bir şey diyorsa millet sabreder sadece. Eğer devletle milleti yarıştırırsanız millet kazanır. Devletle millet çatışırsa millet kazanır. Ama günü gelince buradan partinin genel başkanı olarak söylüyorum. O gün de tekrarlarım partinin genel başkanı olarak. CHP’li belediye başkanları, CHP’li bakanlar olacak. CHP’li Cumhurbaşkanı gelecek burada konuşacak. O gün başka bir partinin genel başkanı geliyorsa o da konuşacak. Biz devleti böyle yöneteceğiz. Bu AK Parti'nin bize yaptıklarını biz asla AK Partililere yapmayacağız. O günkü yöneticilerle de milletvekillerine de AK Parti'nin üyelerine de. Ama bugünkülerin yaptıklarının hesabı sorulacak mı? Kanun çerçevesinde sorulacak. Her türlü suça bulaşan gelmişler şimdi Atatürk'ün partisini Dumlupınar'da konuşturmayacaklar. Konuşmasını biliriz de. Devlet töreninde bize yakışmaz. Yoksa partililerimiz diyor ki ‘Biz gidelim orada seni konuşturmasını biliriz.’ Hepsi burada partililerin, binlerce kişiyiz. Ama bize yakışmaz. Onlar bunu istiyor. Tansiyon yükselsin. Kutuplaşma olsun. Eskisi gibi aç bıraktıkları bile onlara oy versin. Neden? Kavga var. CHP - AK Parti çatışması var. Olmayacak arkadaşlar. Boşa beklersiniz.”
Özel, İzmir’de sokak röportajındaki sözleri nedeniyle tutuklanan Dilruba Kayserilioğlu’nun tahliye edilmesine ilişkin şunları söyledi:
''Tutuklanma ne kadar yanlışsa bu serbest bırakılma o kadar doğru''
''Dilruba’nın gözaltına alınması bile yanlıştı. Hadi ifadesini aldınız bırakın, mahkeme açılması yanlıştı. Hadi dava açtınız. Tutuklu yargılanması dünyanın en saçma şeyiydi. Bir gün yatarı bir suçtan nasıl oluyorsun da sen 33 yaşında genç bir kadına yaşlı, hasta annesinden ayırıp hala kadını cezaevine koyuyorsun, 20 gün orada tutuyorsun. Tutuklanma ne kadar yanlışsa bu serbest bırakılma o kadar doğru.
''Bir suçsuzun, günahsızın serbest kalması için ana muhalefet liderinin ziyareti gerekiyorsa bu da başka bir çelişki''
‘Özgür Özel ziyaret etti, serbest kaldı.’ Bir suçsuzun, günahsızın serbest kalması için ana muhalefet liderinin ziyareti gerekiyorsa bu da başka bir çelişki, başka bir çarpıklık. 3 Eylül'de davası var. Arkadaşlarımız aynı ciddiyetle takip edecekler. Hak yerini buldu diyemeyeceğim. Haksızlık ortadan kalktı. Dilruba’yla dün tanıştım. Bir cumhuriyet kadını. Son derece iyi niyetli, kibar. Dilruba ‘Çıkınca kendi düşüncelerimi ben aktaracağım. Öyle bir yansıttılar ki ben sanki seçmenlere hakaret etmişim gibi. Oysa ben başka bir şey söyledim. Kendi aklıyla davranmayıp başkasının peşine takılan, düşünmeyen demek isterken yanlış anlaşıldı’ dedi. Bugün onları da açıklama imkanı olur. Akşam fuardayız, fuarın açılışı için İzmir'e gideceğim. Arkadaşlara söyledim, ulaşırlarsa fuarın açılış törenine Dilruba’yı de bekleriz. 9 Eylül'de partinin törenine de bekliyoruz.''