(ANKARA) - Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu parti merkezinde ziyaret etti. Görüşme sonrası yapılan açıklamada Davutoğlu, Dışişleri Bakanlığı döneminde ortaya koyduğu Suriye politikasına ilişkin, "13 yıllık Suriye krizinin 8 yılında ben yokum. Yönetimde olmadığım gibi, dışlanmışım. Siyasetçi insandır, hata yapabilir" dedi. Davutoğlu, "8 yıldır görevde olmayan birine saldırmak kolay. Hesap sormak kolay. Peki 13 yıldır bu ülkeye yöneten insanlara, niye bu sorulmuyor?" ifadelerini kullandı.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nu parti genel merkezinde ziyaret etti. Gelecek Partisi Genel Merkezi’ne ilk kez gelen Özdağ’ı kapıda Ahmet Davutoğlu karşıladı. Saat 14.00’de başlayan görüşme 2 saat sürdü. İki liderin görüşmesinde Türkiye'nin göç ve mülteci politikasının yanı sıra gündeme ilişkin gelişmeler değerlendirildi.

Özdağ ve Davutoğlu görüşme sonrası kameraların karşısına geçerek açıklama yaptı. Davutoğlu, “Ortak sorun alanlarını açık yüreklilikle konuştuk, tartıştık. Karşılıklı olarak güzel değerlendirmeler yaptık” dedi.

“Dosyalarımızı sunduk”

Özdağ ise görüşmeye ilişkin ”Burada olma amacımız çok teknik bir konuda görüşmek. Mesele sınırda Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının, silah kullanma yetkisinin hukuken yeniden belirlenmesiyle ilgili bir düzenleme yapılması ve yine sınırda Ottawa Anlaşması’ndan çekilerek mayın döşenmesi hususuydu. Bu iki konuyu görüşürken, Orta Doğu'nun genel jeopolitik durumu ve jeopolitiğin nasıl geliştiği konularını da sayın genel başkan bizzat yaşadığı deneyimlerle izah etti. Bizim sunduğumuz dosyayı değerlendirecekler. Teknik görüşmeler olacak. Daha sonra bu konuların Meclis gündemine gelip gelmeyeceği de bu görüşmelerden sonra netleşecek” diye konuştu.

“Hukukçularımız dosyaya bakacak”

Özdağ sonrası konuşan Davutoğlu ise görüşmenin içeriğine dair “Sınırda bir müdahale dolayısıyla hukuki bir yargılama sürecine tabi olan bir askerimizle ilgili bir dosya, hukukçularımız dosyaya bakacaklar. Türkiye’de sınır güvenliği konusunda Silahlı kuvvetlerimize ve emniyet yetkililerimize verilen yetkiler açıktır. Terörle mücadele esnasında birlikte görev yaptığımız Şanlıurfa Valimiz İzzet Küçük de yanımızdaydı onun da tecrübelerini dinledik” ifadelerini kullandı.

“13 yıllık Suriye krizinin 8 yılında ben yokum”

"Türkiye'de büyük bir göç ve sığınmacı sorunu var. Bunu görmemiz ve tedbir almamız lazım. Halkımızda karşıtlı açıklamalarla ortaya çıkmış biriken bir öfke ve tedirginlik var. Bu gerçeği görüp, buna göre tedbir almak lazım. Ancak tedbirlerin hepsi, Türkiye’nin hukuk kurallarına uygun olmalı” diyen Davutoğlu’nun açıklamasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

“Hukuk devletinin temel ölçüsü, kamu düzenidir. Kamu düzenini kim tehdit ederse etsin, ister Türk ister yabancı kamu düzeninin korunması konusunda gerekli tedbirleri almak devletin görevidir. Göç dünyada küresel bir sorun. Açık ifade edeyim. Birçok çevreler haksız ithamlarla üzerime gelirler. 13 yıllık Suriye krizinin 8 yılında ben yokum. Yönetimde olmadığım gibi, dışlanmışım. Türkiye'de büyük bir göç idaresi sorunu var ve bunun sorumlusu iktidardır. Türkiye devletinin paşası, insan kaçakçılığından tutuklanmışsa tuz kokmuş demektir. Paşa, insan kaçakçılığı yapmaz. Mayın olması bu durumu değiştirmez. Araya ne koyarsanız koyun bu sorunun gerçek müsebbibi Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurumlarındaki çürümeye sebep olanlardır.

“Kayseri’de yaşananlar göç sorunu olduğunu ortaya çıkardı”

Mülteci sorununu çözerken Göç İdaresi yeniden yapılandırılmalı. Göç Bakanlığı kurulmalı. Net kurallar ortaya koyulmalı. 250 bin dolarlık vatandaşlık verme işlemi derhal durdurulmalı. Sınır boyunda Ocak 2016’dan beri başlatılan modül duvar uygulaması etkin biçimde hayata geçirilmeli. İran - Türkiye sınırından gelen Afganlar için İran ile görüşülmeli. Her türlü tedbir alınmalı. Bu konuda çok ciddi bir zaaf görüyorum. Ama bu zaafın bedeli Türkiye'nin kamu düzenini bozmak olmamalı. Kayseri'de yaşanan olaylar Türkiye'de kamu düzeni sorununa dönüşebilecek bir göç sorunu olduğunu ortaya çıkardı.

“Örgütlü yapı, Türkiye’de kaos çıkarmak istiyor”

Kayseri olaylarında çarpıcı bir istatistik beni çok ciddi bir şekilde kaygılandırdı. 855 kişi gözaltına alındı. Bunun 468 kişisi, içinde cinsel taciz de dahil olmak üzere uyuşturucu kaçakçılığı da dahil olmak üzere sabıkalılar. Bu işlemleri yapanların yarısından çoğu sabıkalıysa ben çok ciddi kaygılanırım. Bu demektir ki örgütlü bir yapı Türkiye'de kaos çıkarmak istiyor. Suriye'deki Şebbiha'lara benzer şekilde Türkiye'de birileri kendi hukukunu uygulamaya kalkarsa o zaman düşünmeye başlamamız lazım. Kayseri olayları için de ayrıca bir Meclis araştırma kurulu kurulusun.

“Geri Kabul Anlaşması bahane edilerek herhangi bir mülteci Türkiye'ye girmişse girenler suç işlemiştir”

Geri Kabul Anlaşması'nın mülteci sorunuyla hiçbir alakası yoktur. Geri Kabul Anlaşması 2009 yılında serbest vize uygulaması için başlayan bir süreçle imzalanan bir anlaşmadır. Suriye krizi yokken. Serbest vize uygulaması başlamadıkça da devreye girmemiştir. Geri Kabul Anlaşması bahane edilerek herhangi bir mülteci Türkiye'ye girmişse girenler suç işlemiştir. Buna izin verenler suç işlemiştir.

“Göç yönetimini düzene koyacağız”

Geri Kabul Anlaşması feshedilse bile sadece Türkiye'nin Avrupa'ya serbest vize uygulamasında geri gidilmiş olur, mülteci sorunu çözülmez. Yapmamız gereken, içerde düzeni sağlayacağız, göç yönetimini düzene koyacağız. Sınırları kontrol edeceğiz. Bütün ülkelere gerekli uyarılarda bulunup, sınırlarımızdan geçişi engelleyeceğiz. Ama her zaman hukukla kamu düzenini sağlayacağız.”

Davutoğlu, kendisine yöneltilen ve Dışişleri Bakanı olduğu dönemde uygulanan Suriye politikasına ilişkin özeleştirisinin ne olduğu sorusuna şu yanıtı verdi:

“Siyasetçi insandır, hata yapabilir. Bir devlet adamı, hata varsa gözden geçirir. Şunu ifade edeyim, 8 yıldır görevde değildim derken şunu kast ediyordum. 8 yıldır görevde olmayan birine saldırmak kolay. Algı operasyonu yapmak kolay. Hesap sormak kolay. Çünkü bedeli yok. Peki niye 13 yıldır bu ülkeye yöneten insanlara, 8 yıldır da bensiz yönetenlere bu soru sorulmuyor? Bahsettiğiniz dönemde Dışişleri Bakanı olarak benim görevim, Türkiye'nin diplomatik ilişkilerini yönetmek, uluslararası sorunlara çözüm bulmak ve Türkiye’yi temsil etmek. Yani sınırları korumak benim görevim değil. Türkiye içindeki göçmenlerin, kamptaki düzeni benim alanıma girmez. Şehirlerdeki demografik değişim benim görev alanıma girmez. O dönemde Milli Güvenlik Kurulu toplantıları yapıldı, kararlar oradan geçti. O toplantılar açıklansa, görülür ki her aşamasında Dışişleri Bakanı olarak gerekli uyarıları yapmışımdır. Tampon bölge kurulsun dedim. Ben mi kuracağım tampon bölgeyi Dışişleri Bakanı olarak? Kravatlı diplomatları mı göndereceğim tampon bölgeye. Kimseyi suçlamıyorum ama eğer bu ülkeye hizmetten başka hayatında hiçbir rant elde etmemiş bir devlet adamına yıllardır alçakça medya algı operasyonları yapılıyor da onun arkadaşları susuyorsa konuşmak zorundadır.”

"Temurci'nin AK Parti'ye geçme iddiası üretilen bir senaryo"

Davutoğlu, Gelecek Partisi İstabul Mileltvekili Selim Temurci'nin partiden istifa edip, AK Parti'ye katılacağı iddialarına ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmeye ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

"Bu haberle Gelecek Partisi'ne algı operasyonu yapıyorlar. Temurci bizim kurucumuz. Birileri Gelecek Partisi mevcudiyetinden rahatsız. Birileri Gelecek- Saadet Grubu'ndan rahatsız. Bizim muhalefetimiz, CHP muhalefeti gibi olmuyor. İçeriden ve doğrudan hitap eden bir muhalefet oluyor. Selim Temurci, Cumhurbaşkanımızla görüştü. Bunda hiçbir yanlış görmüyorum. Benim arkadaşlarıma güvenim tam. Herkes, herkesle görüşür. Bizi bilgilendirmek kaydıyla... AK Parti'ye geçme üretilen bir senaryo."

 

 

 

Kaynak: anka