Gündem

Özçağdaş, "Kendini ekonomi profesörü ilan eden AKP Genel Başkanı'nın yaratmış olduğu büyük ekonomik buhranın pençesindeyiz"

CHP'nin eğitim alanındaki sorunlara dikkati çekmek için başlattığı farklı illerdeki "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. Yalova'da konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "Kendini ekonomi profesörü ilan eden AKP Genel Başkanı'nın yaratmış olduğu büyük ekonomik buhranın pençesi içindeyiz bütün ülke olarak. Dünyanın en yüksek enflasyonlarından birindeyiz. Savaşan ülkelerin ekonomisinden daha kötü durumdayız ama o iktisat profesörünün yaratmış olduğu enkazı henüz kaldıramıyoruz. Bunun başta eğitim olmak üzere çok önemli sonuçları var" dedi. 

(YALOVA) - CHP'nin eğitim alanındaki sorunlara dikkati çekmek için başlattığı farklı illerdeki "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. Yalova'da konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, "Kendini ekonomi profesörü ilan eden AKP Genel Başkanı'nın yaratmış olduğu büyük ekonomik buhranın pençesi içindeyiz bütün ülke olarak. Dünyanın en yüksek enflasyonlarından birindeyiz. Savaşan ülkelerin ekonomisinden daha kötü durumdayız ama o iktisat profesörünün yaratmış olduğu enkazı henüz kaldıramıyoruz. Bunun başta eğitim olmak üzere çok önemli sonuçları var" dedi. 

CHP'nin "Eğitim Maratonu" programı kapsamında farklı illerde düzenlediği "Eğitim Buluşmaları" devam ediyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş'ın başkanlığındaki CHP heyeti, Yalova'yı ziyaret etti. Heyet, Mustafa Kemal Atatürk tarafından yaptırılan "Yürüyen Köşk" ziyaretinin ardından eğitimcilerle bir araya geldi.

Burada konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, şunları kaydetti:

"Bundan daha anlamlı bir yer olamazdı. 1930 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çok beğendiği bir çınarın altına son derece mütevazı iki tatlı bir ahşap köşk hayal etmesiyle yapılmıştı. Buradaki çınarın zamanla uzayan dallarının kesilmemesi için köşk, raylar ile ileri taşınmıştı. Çok mütevazi bir yer. Bugünün bin odalı saraylarına benzemiyor. Daha çevre bilincinin, ekosistem anlayışının ve sürdürülebilirliğin konuşulmadığı, tartışılmadığı bir dönemde bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün doğaya, çevreye ekosisteme ne kadar önem verdiğini gösteren net bir örnek. Maalesef bunları eğitim sistemimizde aktaramıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı, 'tarikat cemaat dedikleriniz çocukların dağa gitmesini engelliyorlar' diyerek öğretmenlere hakaret ettiği, çocukların camilerde bowling oynamaya, oralardan gelen pedagoji formasyonu olmayan görevlilerin çocukları sınıflarda maketlerin başında ağlattığı, pedagojik olarak son derece zararlı etkinliklerle karşı karşıyayız ÇEDES adı verilen projelerle. Türkiye'de çocukların asıl öğrenmesi gereken, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde bu ülkenin yokluklar içerisinde nasıl kurtulduğu, bu cumhuriyetin nasıl kurulduğu, hangi gerçek değerler üzerinde kurulduğunun öğrencilere aktarılmasıdır. Şundan emin olabilirsiniz, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu değerler üzerinden ilerleyişimizi sürdüreceğimizi buradan bir kere daha ilan etmek istiyorum."

"Çocukların üçte biri okula aç geliyor"

Ekonomik koşullar nedeniyle birçok çocuğun okula aç gitmek zorunda kaldığını belirten Özçağdaş, şunları söyledi:

"Yalova bizim Cumhuriyet Halk Partisi olarak göğsümüzü kabartan bir yer. Yalova'da 8 belediyemiz var. İlk defa kazandığımız belediyelerimiz var. Demek ki burada güzel işler yapılıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın eksik bıraktığı işleri tamamladıkları için de özellikle tüm belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Eğitim Türkiye'nin en temel sorunu. Türkiye'de 1.2 milyon öğretmen var. 20 milyon öğrenci var. Bir milyon atanmayan öğretmen var. Toplamda 23 milyon civarında eğitimin içinde her gün olan insan var. Türkiye'de eğitimin içinde olmayan hiç kimse yok. Dolayısıyla eğitim her hanenin içinde var. Kendini ekonomi profesörü ilan eden AKP Genel Başkanı'nın yaratmış olduğu büyük ekonomik buhranın pençesi içindeyiz bütün ülke olarak. Dünyanın en yüksek enflasyonlarından birindeyiz. Savaşan ülkelerin ekonomisinden daha kötü durumdayız ama o iktisat profesörünün yaratmış olduğu enkazı henüz kaldıramıyoruz. Bunun başta eğitim olmak üzere çok önemli sonuçları var. En iyimser tahmininle çocukların üçte biri bazı bölgelerde yarıya yakını okula aç geliyor. İktisat profesörü Recep Tayyip Erdoğan'ın 'faiz sebep, enflasyon sonuçtur' tezi nedeniyle Türkiye'nin geldiği ekonomik buhran ailelerin çocuklarına bir yumurta verememelerine, bir dilim ekmek, bir dilim beyaz peynirle kahvaltı yaptıramamalarına neden olmaktadır. Türkiye'nin gerçek beka sorunu budur. Türkiye'nin gerçek beka sorunu Erdoğan-Bahçeli ikilisinin iktidarının devam etmesi değildir. Türkiye'nin gerçek beka sorunu, önümüzdeki on yıllarda Türkiye'nin geleceğini belirleyecek çocuklarımızın bugün nitelikli, laik, bilimsel, demokratik, kamusal ve parasız eğitimden yararlanmasıdır. Bu olmadığı sürece Türkiye'nin geleceği tehdit altındadır." 

"Hazırlamış olduğunuz Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nden vazgeçin"

Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi'nin katılımcı bir süreçle hazırlanması gerektiğini vurgulayan Özçağdaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve onun görevlendirmiş olduğu liyakatsiz ve ideolojik takıntılı milli eğitim kadroları Türkiye'yi el birliğiyle karanlık bir tarafa götürmeye çalışıyorlar. Kendi siyasi partilerinin sloganlarını koydukları Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nden başlayarak 1.2 milyon öğretmenin ve bir milyon atanmayan öğretmenin hakkını gasp etmeye çalıştıkları Öğretmenlik Meslek Kanunu ile devam ederek, Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği rektör atamalarına yönelik kanun hükmünde kararnamelerle üniversitedeki düzenlerini sürdürmeye yönelik çabalarıyla Türkiye'deki geleceğin kötüye doğru gitmesinin en önemli sebebini oluşturan kadrolar bunlardır. Her gün söylüyorum, Sayın Bakan'a her gün söylemeye devam edeceğim. Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi Meclis’te tartışılırken 22’nci maddede durduruldu. Bakan ölü taklidi yapmasın, çıksın açıklama yapsın. Sayın Yusuf Tekin 2 ay süre var. Eğitim fakültelerinin dekanlarıyla, sendika başkanlarıyla, uzmanlarla bir araya gelin. Sadece öğretmenleri elemeye yönelik hazırlamış olduğunuz Öğretmenlik Meslek Kanunu'ndan vazgeçin. Sizi, yeni bir kanun teklifini katılımlı bir süreçle hazırlamaya davet ediyorum." 

"İl ve ilçe emri atamaları bir haktır"

Özçağdaş, öğretmenlerin bazı mazeretler kapsamında il-ilçe emri atamalarına ilişkin ise, "Öğretmenlerimiz bazen sağlık sorunları nedeniyle, bazen aile birleşmeleri nedeniyle maalesef ayrı illerde görev yapıyorlar.  Bir yıl önce mazeret atamaları söz konusu olduğunda Sayın Bakan il emrinin ne kadar gerekli olduğunu söylemişti. Bu sene ortadan kalktı mı bu ihtiyaç? İkiz çocuğu olan eşiyle ayrı illerde yaşayan öğretmen var. Sizde hiç vicdan yok mu? 22 yıldır bu ülkeyi yönetiyorsunuz, cevap olarak 'norm kadro fazlası var.' Peki norm kadro açığı olan birçok yer de var. Siz neden hiçbir işi başaramıyorsunuz? İl ve ilçe emri atamaları bir haktır. Geçen sene yaptığınızı yeniden yapın sayın Bakan" dedi.

"Sizin becerdiğiniz tek spor, bu tür yerlere kafileler halinde bedavaya insan götürme sporu"

Olimpiyatlarda başarı elde edebilmek için okullara spor alanında yatırımlar yapılması gerektiğine dikkati çeken Özçağdaş, "Siz eğer okullarda sporu, hareket eğitimini, bilimi, sanatı, felsefeyi dışlarsanız bu bugün spor alanında, yarın sanat alanında başka bir sorun, öbür gün üniversitelerimiz başarısız olur. Ülkeye yaptığınız en büyük kötülük, eğitim programlarından bilimi, sporu, sanatı, kültürü, felsefeyi uzaklaştırmaktır. Siz kafayı hayatta tek bir alana takmışsınız, oysa hayat çok zengin. Siz ilkokuldan başlayarak çocuklara hareket eğitimi vermezseniz beş yaşında, altı yaşında, yedi yaşında, sekiz yaşında bir hareket pratiği sağlamazsanız o çocuklardan on beş yaşında, on altı yaşında, yirmi yaşında, yirmi iki yaşında, dünya çapında sporcular olmasını da bekleyemezsiniz. Sizin becerdiğiniz tek spor, bu tür yerlere kafileler halinde bedavaya insan götürme sporu. Türkiye'de bazı spor kulüplerinin özel çabaları da olmasa muhtemelen olimpiyatlardaki temsilimizde daha kötü bir yerde olur. O spor kulüplerimize de özel olarak teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.

"Bizler devlet okullarının verdiği iyi eğitimle yetişmiş emekçi ailelerin çocuklarıyız"

Özçağdaş, yeni eğitim ve öğretim döneminin başlamsıyla okul ve servis ücretleri ile kırtasiye masraflarına ilişkin şunları kaydetti:

"Okullar açılıyor. Ben ikisi de emekçi bir anne babanın üç çocuğundan biriyim. Okullar açıldığında yapılan masrafların bir emekçi aileye maliyetinin ne olduğunu kendi yaşamında yaşamış biriyim. Öyle Recep Tayyip Erdoğan'ın 'boğazda elitler var, ellerinde kadehler' falan dediklerinden değilim. Bir Cumhuriyet Halk Partililer olarak da değiliz. Bizler devlet okullarının verdiği iyi eğitimle yetişmiş emekçi ailelerin çocuklarıyız. Eylül ayında okulların açılması ile velileri tatlı bir heyecan, büyük bir de dert basar. Çünkü aile ekonomisi için büyük bir yüktür. Servis ücretleri, kırtasiye masrafları, kıyafetler, beslenme... Siz çocuklara bir öğün yemek vermeyi beceremediğiniz için çocuklar okullara aç geliyor Sayın Yusuf Tekin. Siz öyle kötü bir bakansınız ki sizden önceki bakan okul öncesindeki çocuklara bir öğün yemek verme kararı vermişti. Siz yemediniz, içmediniz okul öncesindekileri de iptal ettiniz. Çocuğun yemeğini önünden alana iyi diyemem. Çocuklarımıza bir öğün yemek ve temiz su vermelisiniz. Türkiye Kırtasiyeciler Derneği diyor ki, ‘kırtasiye malzemeleri ortalamada yüzde 55 arttı.’ Geçen yıl 1053 liraya dolan çanta, bu yıl 1625 liraya doluyor. Bunun mütevazı bir çanta olduğunu da hatırlatmak isterim ama bu kadarı bile 1625 lira olmuş. 22 kalemden oluşan listede her üründen sadece bir tane seçilmiş. Bir sene bir kalemle geçmez. Ankara'da yeni eğitim öğretim döneminde okul servis ücretlerinde yüzde 40 zam yapıldı. İstanbul’da da fiyatlar arttırıldı. İstanbul’da en düşük okul fiyatları 300-400 bin liralardan başlıyor. Neden insanlar çocuklarını özel okullara gönderiyor? Çünkü Bakanlık olarak okulların güvenliğini dahi sağlayamıyorsunuz. Tuvaletleri temizlemekte bile acizsiniz. Rehber öğretmen atamadınız. ÇEDES projesi altında ne oldukları belirsiz kişileri dolduruyorsunuz. Doğal olarak da aileler çocuklarını özel okula göndermek zorunda kalıyor."