Birçok projede rol olan başarılı oyuncu Veysi Aktaş, gazetemize verdiği röportajda dikkat çeken konulara değindi. Aktaş, oyunculuk mesleğine âşık olduğunun altını çizdi.

“Asla oynamam dediğim karakterleri bile oynadım” diyen Aktaş kendine güveninin sonsuz olduğunu yineledi.

V1-1

Türkiye’de insanların hak ettiği parayı alamadığını söyleyen Aktaş, Türkiye’de oyuncu olmak güzel. Türkiye’de insanlar hak ettiği   değeri görüyor ama hak ettiği parayı alamıyor. Telif hakkı diye bir şey yok, olmalı. Ve bu konunun üzerine özenli bir şekilde düşülmeli” diye ekledi.

 Ceyda Düvenci’nin viral olan,“Şirket çalışanı erkekler çekmecelerinde ped bulundursun” yorumunu eleştiren Veysi Aktaş, “Bir kadının bir erkekten ped istemesi eşitlik değil edepsizliktir” dedi.

V2-1

İŞTE VEYSİ AKTAŞ İLE YAPTIĞIMIZ RÖPORTAJ:

Nasıl bir ortamda yetiştiniz, nerede büyüdünüz? Büyüdüğünüz yerin meslek seçiminizde ne gibi bir etkisi oldu?

İstanbul’un Bağcılar semtinde büyüdüm. Zor, mücadeleci bir hayatım vardı. Yaklaşık 15 yıl orada yaşadım. Aile içinde problemler yaşadığım için Bağcılar’dan uzaklaşmak istedim. Şişli’ye taşındım. Tabii burada da zorluklar yakamı bırakmadı. İş bulamadım. Stresli günlere “merhaba” dedim. Ardından dönem dizilerine yardımcı oyuncu olarak gitmeye karar verdim. Set atmosferinde o heyecanı görünce oyuncu olmaya karar verdim. Büyüleyici etkisine daha ilk günden kapılmıştım…

Bu doğrultuda da ailevi sorunlarım beni bu mesleğe kavuşmamı sağladı diyebilirim…

Oyuncu olmanın size hissettirdiği duyguyu bir kelime ile anlatacak olsanız bu ne olurdu?

Sabırlı olmak.

 Canlandırdığınız karakterlerde kendinize en çok benzettiğiniz karakter hangisiydi? Hangi yönleriyle…

Genelde kötü adam karakterini canlandırdığım için hiçbir karakteri kendime yakın hissetmedim.

Hayatınız boyunca kaç farklı karakter canlandırabileceğinize inanıyorsunuz?

Yaklaşık 2 yıldır oyunculuk eğitimi alıyorum. Asla oynamam dediğim karakterleri dahi oynamaya çalıştım. Her türlü karakteri oynayacağıma inanıyorum. Kendime bu konuda güveniyorum.

 Hiç mesleğinize dair pes ettiğiniz, geri çekilmek istediğiniz bir dönem oldu mu?

Birçok ajansta çalışanlar samimi olduğu kişilere öncelik veriyor. Bu durum can sıkıcı. Neticede herkes kendi yeteneği ve emeği ile orada bulunuyor. Seçimlerin de bu doğrultuda yapılması gerekiyor. Bir de sette maalesef yardımcı oyunculara tepeden bakılıyor. Statü farkı iliklere kadar hissediliyor. Eşitsizlik söz konusu. Bu durumlar beni biraz geri itmeye çalıştı. Ama pes etmedim ve etmeyeceğim. 

V3-1

Oyunculuğun sizi besleyen tarafları neler?

Murat Kaynak 'Oysa' ile Piyasaya yine bomba gibi bir giriş yaptı. Murat Kaynak 'Oysa' ile Piyasaya yine bomba gibi bir giriş yaptı.

 Oyunculuğa başladığım dönemde agresif biriydim. Eşimden yeni ayrılmıştım. Zor bir dönemden geçiyordum. Öfkeli halim hayatımda birçok şeye de yansıyordu. Fakat mesleğe adım attığımda daha sabırlı olmayı öğrendim. İnsanlara yaklaşım şeklimi, anlaşmak için ne tür yollar gerektiğini öğrendim. Boşandığım için psikolojik olarak iyi bir süreç değildi fakat mesleğin içinde bu durumu iyi anlamda yönetebilmeyi amaçladım ve başardım. Ve ardından mesleğe âşık oldum.

 Sizce bir oyuncu her rolü oynamalı mı?

Oyunculuk, evrenseldir. Fakat bazı durular bizim toplumumuza ters. Değerlerimize aykırı. Toplumun kabullenmediği bazı davranışları oyunculukta da sergilememek lazım. Bu konuya bir örnek vermek istiyorum. Geçen meslektaşım Uraz Kaygılaroğlu sahnede bir erkek ile öpüşmüş. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Asla doğru bulmuyorum. Elbette tartışmaya açıktır lakin benim dünya görüşüme ters. Mesleğim içinde kendi çerçevemde kurallarım var. Ve bu çerçeve içinde de bir erkeğin bir erkek ile öpüşmesi yok.

“Türkiye’de oyuncu olmak dersek…” neler söylemek istersiniz? Sizce hak ettiği değeri görüyor mu?

Türkiye’de oyuncu olmak güzel. Türkiye’de insanlar hak ettiği   değeri görüyor ama hak ettiği parayı alamıyor. Telif hakkı diye bir şey yok, olmalı. Ve bu konunun üzerine özenli bir şekilde düşülmeli.

Dizi ve filmlerde aslında yaşamın yansımasını görürüz. Siz nasıl bir toplum hayal edersiniz ve şu an içinde bulunduğunuz toplumdan memnun musunuz?

Şu an içinde bulunduğum toplumda pek ilerlemiş değilim. Türkiye’de film yapmak, tiyatro yapmak muazzam bir detay. İnsanlarımız da çok ilgili. Ama toplum bazen sinemayı çok ciddiye alarak farklı yönlere çekebiliyor. Özellikle işin içine siyaset giriyor ve bambaşka noktalara gidiyor. Her şeye rağmen ülkemin sinema anlayışını beğeniyorum.

V4-1

“Türkiye’de ………. değişmeli” dersek boşluğu nelerle doldurursunuz?

Türkiye’de değişmesi gereken kadın – erkek eşitliği kavramı. Evet, kadın-erkek birçok kavramda eşit ama bazı yerlerde eşit olmaması gerekiyor. Mesela geçenlerde Ceyda Düvenci, “Şirket çalışanı erkekler çekmecelerinde ped bulundursun. Çünkü bazen istemediğimiz bir gün regl olabiliyoruz. Kadın çalışan arkadaşın ‘Ya ped var mı’ diye sorabilsin. Sen de çekmecenden çıkar ver. İşte o zaman hayat değişecek ve ezber bozacak” diye bir yorumda bulundu.

Burada amaç kadın-erkek eşitliği değildir. Eğer kadın-erkek eşitliği bir ped ile sağlanacaksa pedi çekmecede değil, cebimizde taşıyalım. Buradaki amaç edep kavramını yok etmek. Zaten 100 yıl önce Cumhuriyet kurulduğunda kadın-erkek eşitliği sağlanmıştır. Yine de ne olursa olsun bir kadının bir erkekten ped istemesi eşitlik değil edepsizliktir.”

Editör: Balcan Hande