(ANKARA) - Hava sıcaklıklarının giderek artmasıyla orman yangınları yeniden Türkiye'nin gündemine girdi. Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkaya, orman yangınlarına karşı alınması gereken önlemler hakkında ANKA Haber Ajansı’na konuştu. Özkaya, bu önlemler arasında, enerji nakil hatlarının gözden geçirilmesi, orman içinde üretim faaliyetlerinin sınırlandırılması ve yangınla mücadele edecek personelin eğitiminin önemini saydı.
Son günlerde İzmir, Çanakkale, Bolu, Muğla ve Manisa'da başlayan ve uzun çabalar sonucu söndürülen ve kontrol altına alınan orman yangınlarına karşı alınması gereken önlemler tartışılıyor.
ANKA Haber Ajansı’na konuşan Türkiye Ormancılar Derneği Başkanı Ahmet Hüsrev Özkaya, orman yangınlarına ilişkin alınacak önlemler hakkında konuştu. Orman yangınlarının asgari düzeye inebilmesi için önerilerini sıralayan Özkaya, ''Depremle mücadelede olduğu gibi orman yangınlarıyla mücadeleye ilişkin de afet çalışmaları olmalı'' dedi.
''Enerji nakil hatlarıyla ilgili çözüm üretilmeli''
Özkaya, Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nda çıkan orman yangınını değerlendirdi. Yangının enerji nakil hatlarından kaynaklı çıkan bir sorun nedeniyle oluştuğunu söyleyen Özkaya, yangının şu anda 110 hektar alanda etkili olduğunu dile getirdi. Orman yangınlarının çıkış nedeninin yüzde 5'inin enerji nakil hatlarından kaynaklandığını belirten Özkaya, alan olarak ise yüzde 25’ini kapsadığını kaydetti. Enerji nakil hatlarıyla ilgili çözüm üretilmesi gerektiğini ifade eden Özkaya, şöyle konuştu:
''Sorunlar ortada duruyor. Sorunların oluşturduğu bataklığı kurutmadan bu mücadelenin verilebilme şansı yok. Bu bize enerji nakil hatlarıyla ilgili çözümler üretmemiz gerektiğini gösteriyor. Hatları mümkün olduğu kadar orman içlerinden geçirmememiz lazım. Geçiriyorsak mümkün olduğu kadar yer altı imkanlarından yararlanmamız lazım. Bunlar çözüm olarak ortaya konulamıyorsa o zaman hatların yıllık bakımlarının yapılması lazım. Hangi şirket, hangi kurum bunu işletiyorsa bu sorumluluğu alması ve ciddi çalışmalar yapması lazım.''
Bolu'nun Göynük ilçesinde çıkan yangının anız yakılmasından kaynaklandığını bildiren Özkaya, yangının 5 bin hektar üzerinde alanı etkilediğini belirtti. Bu konuda caydırıcı cezalara, iyi bir eğitim ve denetime ihtiyaç olduğunu söyleyen Özkaya, anız yakımının devletin gözetimi altında gerçekleşmesi gerektiğini kaydetti.
''Orman içindeki üretim faaliyetlerinin yaygınlaşması kabul edilemez''
Orman içerisinde yapılan maden, taş ocağı, atık tesisi, altın arama gibi faaliyetlerin yaygınlaşmaması gerektiğini belirten Özkaya, ormandaki üretim faaliyetlerinin artmasının kabul edilemeyeceğini kaydetti. Özkaya, ''Üretimi, devamlılığı etkilemeyecek düzeyde sınırlı tutmalıyız. Aksi takdirde ormanlar görüntüde orman olur, fonksiyonlarını yerine getiremez. Orman içerisindeki faaliyetler ne kadar yaygınlaşırsa baş etmek o kadar zorlaşır. Öncelikle bu konuda da siyasi iktidarın samimi olması lazım'' diye konuştu.
''Orman yangınlarıyla mücadele edecek tüm kesimler, mutlaka eğitim sürecinden geçmeli”
Orman Genel Müdürlüğü’nün orman yangınlarıyla mücadele etmek üzere görevlendirdiği personelin eğitimine önem göstermesi gerektiğini ifade eden Özkaya, arazözde yangın söndürme personel sayısının çok az olduğuna dikkat çekti. Çanakkale’de orman yangınına müdahale esnasında bir arazözün yandığını hatırlatan Özkaya, şöyle devam etti:
''Orman yangınlarıyla ilişkisi olan tüm kesimlerin mutlaka bir eğitim sürecinden düzenli ve devamlı olarak geçmesi lazım. Pratik, sahada dayanıklılığı olan kadroların olması lazım. Gelecekte bu sorunları çözmek gibi bir iradeleri yok. Bu yangın bu şekilde bizleri mahvediyor, nasıl mücadele eder kitlelere yaygınlaştırır, duyarlı bir toplum yapısı oluştururuz diye bir düşünce yok. Lafla konuşunca olmuyor bu işler, bunun kurumsal bir yapıya dönüştürülmesi şart.''
''Kırsal alanda çalışma yapılmalı''
Özkaya, depremle mücadeleye ilişkin kentsel dönüşüm çalışması gibi orman yangınlarına ilişkin de afet çalışmalarının yapılması gerektiğini dile getirdi. Aksi takdirde orman köylerindeki hayvan ve insan yaşamlarının zarar gördüğünü belirten Özkaya, şunları ifade etti:
“Kırsal alandaki yerleşim yerlerinin ciddi anlamda taraması yapılarak belki belli yerlerde kırsal merkezler oluşturmak, buraları orman yangınlarına dirençli hale getirip, burada yaşayan insanları bir orman yangını anında mücadeleye katılabilmesi, bir çalışması yapılması gerekiyor. Köy etraflarının özellikle ormanla oluşturulmuş yerleşim alanlarındaki ara kesitlerin yangın süreçlerinde bakımlarının yaptırılıp, kuru ot, ağaç temizliğinin yapılması hazır hale getirilmesi lazım.''
''Yangınla mücadele en önemli unsurun örtü yangının tepe yangınına dönüşmemesi olduğunu'' söyleyen Özkaya, ''Eğer yangın tepe yangınına dönüşmüşse yangınla baş etmeniz mümkün değil. İstediğiniz hava aracını getirin sonuç alamazsınız. Bu nedenle yangında merdiven oluşturan kuru ot, çalı, ağaççık formlarının tepeye ulaşmasına hizmet veren ekosistemdeki düzenlemenin yapılması gerekiyor'' dedi.
''Tahliye planı olmalı''
Ahmet Hüsrev Özkaya, yangın anında yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:
''Yangın anında tahliye planı olması gerekiyor. Hayvanlar, yaşlı ve çocuklar nereye konulacak belirlensin ki rahat mücadele edilebilsin. Basınçlı su sistemi dahil olmak üzere su tankının ve sistemlerin hazır olduğu, yangınla mücadele edecek kişilerin hazır olduğu bir düzeneği sanki her an yangın çıkabilecekmiş gibi hazır tutmak gerekmektedir. Yangınla mücadele esnasında sorun çıkartacak unsurların devre dışı bırakılması ancak böyle sağlanabilir. Diğer bir durumda kurumun alması gereken tedbirler var. Yangın emniyet şeritlerinin ve yangın yollarının hazır hala getirilmesi, yanıcı maddenin ortamdan çıkarılması gibi.''