Niğdeli Besici: "Hayvanın Yediği Yem 100 TL. Bana Getirdiği Et Olarak 53 TL. 40- 50 TL Zarardayız"
"DAMIZLIK HAYVAN GETİRMEK ZORUNDA KALACAĞIZ"
Hayvancılığın her noktasında varım. Süt tedarikinde varım, yem satma noktasında varım. Biz daha öncesinden tankerimiz 20 tonla köylerden üreticilerden süt toplayıp buradaki fabrikaya teslim ediyorduk. Şu an 14 tonla geliyoruz yani çok ciddi oranda süt üretiminde bir düşüş var. Maalesef ki mezbahalarımızdan kan yerine süt akıyor. Maliyetlerin altından kalkamayınca milli serveti olan ineklerimizi, damızlık ineklerimizi mezbahalarda kestirmek zorunda kaldılar. Üzücü durum.
Ben yem satıyorum. Ben yem sattığım halde bu kadar sıkıntı çekiyorum. Dertleniyorum, bunu dışardan tedarik eden arkadaşlarımız çok daha zor durumda. Biz günlük fiyat vermekten utandık. Vatandaşımız zaten yem tüketimini düşürdü, minimuma indirdi. Benim birçok böyle çok lüks ahırlar gerekse devlet destekli gerekse kendi özel imkanlarıyla yaptırmış birçok lüks ahır ciddi kapasiteli ahırlar süt üretimini bıraktılar. Zarar ettikleri için, bıraktılar. Şu an ahırlar altın vaziyette duruyor.
Bu şartlar altında da üretemeyeceğiz. Vatandaş üretemeyecek. Yani bununla alakalı bizim başka bir şeyimiz var hani insanlar yükleniyor üreticilere. İşte süt üreticisine, et üreticisine yükleniyor nihai tüketici haklı mı? Kesinlikle haklı. Aldığı ürünler çok pahalı, ulaşmakta zorluk çekiyor ama maliyetli bir sebep eminim üreticiye kimse bir şey demeyecek. Maalesef üretici birliklerimizde çıkıp bunları açıklamıyorlar, anlatamıyorlar bu da daha çok üzücü bir durum. Yazık yani bunlar bizim milli servetlerimiz biz yarın damızlık süt hayvanı bittiğinde yurtdışından damızlık getirmek zorunda kalacağız bugün yurtdışından gelen damızlıkların tanesi Türk lirası olarak 55- 60 bin Türk lirası maliyeti var. Yazık, yani bu dışarıya giden para yani hayvancılık ölüyor tüm ahırlar âtıl vaziyette çok üzücü durum.
"BEN ONLARA SORUYORUM, NEYE GÖRE BELİRLİYORSUNUZ?"
Vatandaşımız dini vecibeleri gereği mecburen kendisi almak zorunda hissediyor ama zorlanacaktır kesinlikle, fakat bizim maliyetlerimiz kurtarmıyor şimdi Diyanet ve bazı cemaatler çıkıp kurban fiyatı belirliyor. Ben soruyorum onlara neye göre belirliyorsunuz? 1400 Türk lirasına nasıl kurban kesiyorsunuz? Küçükbaşı 1400 liraya nasıl kesiyorsunuz? 2 bin liraya hisseye nasıl veriyorsunuz? Yani 2 bin liraya bir danada hisseye nasıl veriyorsunuz? Bunu nasıl kurban olarak nitelendiriyorsunuz? Ben merak ediyorum lütfen onlarda bu besi hayvanlarının maliyetini çıkarsınlar bizde görelim. Biz de onlara göre besleyelim yani onlar kurtarıyorsa biz de onlara göre besleyelim, doğru tektir. Yani bir de bununla alakalı gerçekten bu et üreticiliği birliklerinin bu konuyu iyi geniş bir açıklama getirmeleri lazım. Biz takip ediyoruz birçok kasap ucuza kurban mal edeceğim diye günler öncesinden hayvanları kesip dolaba koyuyorlar. Et satar gibi kurban vasfı olmayan hayvanları ucuza mal edip kesip kurban olarak satıyorlar. Bununla alakalı da gerekli merciler ilgilenirlerse seviniriz en azından bir noktada üreticinin elinden tutmuş onlara destek olmuş olurlar."
Bunlar da ilginizi çekebilir