Haber: AHMET ÜN

(DİYARBAKIR) - Diyarbakır Barosu, Narin Güran’ın cinayetinde ilişkin sürdürülen soruşturmaya ''müşteki'' olarak başvuruda bulundu. Baro Başkanı Nahit Eren, Güran ailesinin soruşturma kapsamında şüpheli oldukları için ''müşteki'' olmayacaklarını belirterek, “Aile bireylerinin bu dava dosyası açısından şüpheli konumda ve tutuklu oldukları için müşteki sıfatını kazanamayacaklarından dolayı Diyarbakır Barosu olarak, dosyaya müşteki olma talebinde bulunduk'' dedi. Eren, soruşturma dosyasındaki belgelerin basına yansımasının soruşturmaya zarar verdiğini de vurguladı.

4 şehirden eğitime kar engeli 4 şehirden eğitime kar engeli

Bağlar ilçesindeki kırsal Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustos günü kaybolduktan sonra cansız bedeni 8 Eylül günü mahalleye yakın Eğertutmaz Deresi’nde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma sürüyor.

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, Narin Güran cinayeti soruşturmasında yaşanan gelişmeler ilişkin düzenlediği basın toplantısında, davaya müşteki olarak başvurduklarını söyledi. Güran ailesinin, soruşturmada şüpheli ve tutuklananların olması nedeniyle davada müşteki olmayacaklarını aktaran Eren, Narin’in faillerinin hak ettikleri cezaları alması için tüm çabayı sarf edeceklerini bildirdi. Eren, şöyye konuştu:

''Diyarbakır Barosu, Narin’in kaybolduğu ilk andan itibaren, hem yönetim kurulu hem Çocuk Hakları Komisyonu üzerinden, soruşturma sürecinde kamuoyunda duyarlılık göstermek üzere çalışmalara katkı sunduk. Evet, dosyada gizlilik kararı vardı. Ama soruşturma makamlarına hep şunu söyledik, baroların asli görevi insan haklarını ve hukukun üstünlüğünü savunmaktır. Narin ve Narin gibi çocukların dosyalarına Diyarbakır Barosu yıllardır müdahil olmuştur. Bu davalardan, bu mücadeleden elde ettiğimiz birikim ile Narin’in faillerinin yakalanabilmesi, tespit edilmesi için soruşturma makamına kurduğumuz temasla soruşturma dosyasına dahil edildik. Bu gizliliği ihlal eden bir olgu değil. Biz Narin için adaletin tesisi ve faillerinin hak ettikleri cezaları almaları için bugün dava dosyasına müşteki olarak başvuru yaptık. Diyarbakır Barosu, öldürülen Narinimiz'in aslında müştekisi olarak başvuru yaptık. Dava süreçlerinde biz buna katılma sıfatı diyoruz. Ama bugün bütün aile bireylerinin bu dava dosyası açısından şüpheli konumda ve tutuklu oldukları için müşteki sıfatını kazanamayacaklarından dolayı Diyarbakır Barosu olarak, yazılı başvurumuzda dosyaya müşteki olma talebinde bulunduk.''

''Soruşturmaya çok açık bir şekilde zarar verici bir durum yarattı''

Soruşturma dosyasındaki belgelerin basına yansımasına tepki gösteren Eren, belgelerin yayınlanmasının soruşturmaya zarar verdiğini belirterek, şunları söyledi:

''Eğer bu belgeler bizler ve soruşturma makamlarındaysa şu da bilinmelidir, soruşturma makamlarının aynı zamanda bir yargı bürokrasisi de var. Bu çerçevede belgeler oraya da gönderilmişse bize göre soruşturma gizliliği, belgenin gönderilmesiyle zaten ihlal edilmiştir. Adalet Bakanı, bakan yardımcısı, basın müşaviri dosya hakkında bilgi notları alabilir ama bize göre, hiçbir belge bu anlamda soruşturma makamları dışında kimseyle paylaşılmamalı. Bu anlamda eğer paylaşılmışsa bizim dışımızda bir olgu olduğunu söyleyebilirim. Ama yanlış olmaması gerekiyor. Soruşturmaya çok açık bir şekilde zarar verici bir durum yarattı. Soruşturmaya zarar veriyor. Burada bana göre, bir habercilik yarışı gibi geldi. Evet, paylaşılması, zaman ve yer itibarıyla soruşturmaya zarar verdiğini söylüyorum ama bu  tür belgeleri paylaştıkları zaman neyi aklayacaklar? Bilmediğimiz bir fail mi var? Bir an önce bir fail mi yaratmak istiyorlar? Soruşturmanın gizliliğiyle ilgili onlarca paylaşım yaptım. Özellikle dün akşam 22 kişinin ifadesinin kamuoyuyla paylaşılması gerçekten bana çok manidar geldi. İfadedeki önemli olgular basına yansıdığı için ifade işlemleri uzun süre durdu. Basın mensubun yargılayıcı ifadeyi analiz etmesi, ifadede suçlu kim noktasında tartışması hukukçuların ve soruşturma makamlarının işidir. Tabii ki basın kamuoyunu bilgilendirme adına sürece takip etmeli ama paylaşacağı bilgilerinin de soruşturma çerçevesinde bir sınırı olmalı.''

 

Kaynak: anka