Gündem

Murat Emir: "Bu şekilde internetin kapatılabildiği 3- 4 ülke var yeryüzünde diktatörlükle yönetilen. Maalesef Türkiye'yi o konuma taşıdılar"

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Instagram’a erişim engeli getirilmesiyle ilgili, "Türkiye'yi böylesine keyfi ve kişisel düşünceleriyle yöneten, hiçbir kurala bağlı olmaksızın yöneten bir anlayış var. Bu anlayış Türkiye'yi basın özgürlüğünde, haberleşme özgürlüğünde üçüncü lige düşürüyor. Bu şekilde internetin kapatılabildiği, girişlerin yasaklandığı 3- 4 ülke var yeryüzünde diktatörlükle yönetilen. Maalesef Türkiye'yi o konuma taşıdılar" dedi. Emir, Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay ile ilgili kararına ilişkin de "15 Ağustos'ta Meclis toplanacak ve biz orada da Can Atalay'ın o güne kadar görevine başlayacağı tahliye işleminin yapılmasını bekliyoruz" diye konuştu.

Haber: DUYGU NİL ÖZER/ Kamera: AZİZ METİN TURAN

(ANKARA) -  CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Instagram’a erişim engeli getirilmesiyle ilgili, "Türkiye'yi böylesine keyfi ve kişisel düşünceleriyle yöneten, hiçbir kurala bağlı olmaksızın yöneten bir anlayış var. Bu anlayış Türkiye'yi basın özgürlüğünde, haberleşme özgürlüğünde üçüncü lige düşürüyor. Bu şekilde internetin kapatılabildiği, girişlerin yasaklandığı 3- 4 ülke var yeryüzünde diktatörlükle yönetilen. Maalesef Türkiye'yi o konuma taşıdılar" dedi. Emir, Anayasa Mahkemesi'nin Can Atalay ile ilgili kararına ilişkin de "15 Ağustos'ta Meclis toplanacak ve biz orada da Can Atalay'ın o güne kadar görevine başlayacağı tahliye işleminin yapılmasını bekliyoruz" diye konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Anayasa Mahkemesinin Can Atalay kararının bir an önce hukuka uygun bir şekilde uygulanması gerektiğini belirten Emir, Hamas lideri İsmail Haniye'nin ölümünün ardından Türkiye'de yas ilan edilmesinin de keyfi bir karar olduğunu, İdlib'de 36 şehit verildiğinde ya da Çorlu tren kazasında böyle bir yas ilan edilmediğini vurguladı.

"Basın ve haberleşme özgürlüğü yerlerde sürünmeye devam ediyor"

Instagram'a Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) tarafından erişim engeli getirilmesini değerlendiren Murat Emir, şunları söyledi:

"Instagram, dünyada milyarlarca insanın kullandığı son derece yaygın, önemli bir platform. Ticaret yapılıyor, bilgilendirme yapılıyor, haberleşme aracı olarak kullanılıyor. Dolayısıyla çok önemli bir alan. Bunu bir kişi, kendi paylaşımı yayınlanmadı diye kapatıyor. O kişi kim; Fahrettin Altun. Bu, Türkiye'nin geldiği yeri gösteriyor. Türkiye'yi böylesine keyfi ve kişisel düşünceleriyle yöneten, hiçbir kurala bağlı olmaksızın yöneten bir anlayış var. Bu anlayış Türkiye'yi basın özgürlüğünde, haberleşme özgürlüğünde üçüncü lige düşürüyor. Bu şekilde internetin kapatılabildiği, girişlerin yasaklandığı 3-4 ülke var yeryüzünde diktatörlükle yönetilen. Maalesef Türkiye'yi o konuma taşıdılar. İstemedikleri hiçbir şey duyulsun, bilinsin istemiyorlar. Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı kararnamesini iptal ediyor, biz götürdük. Kararnamede olan şu; BTK'nın bu şekliyle özellikle dezenformasyona karşı mücadele edeceğim diye kapatma yetkisinin ölçüsüz olacağı kararı var. Tam da aynı güne denk geliyor, onu bile AYM'nin sitesine giriyorsunuz bulamıyorsunuz. Çok giriş varmış gecikme oluyormuş... Buna kim inanır? Burada bir anlayış var; duymasınlar, görmesinler, bilmesinler, haberleşemesinler. Maalesef Türkiye'de basın ve haberleşme özgürlüğü her geçen gün yerlerde sürünmeye devam ediyor."

"Bu hukuksuzluğa bir an evvel son verilmek zorundadır"

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Atalay kararıyla ilgili ise Murat Emir şu ifadeleri kullandı:

"Can Atalay kararı bizim Anayasa Mahkemesi'ne götürdüğümüz bir karar. Daha önce açıklanmıştı ama gerekçeli kararın açıklanması çok uzun sürdü. Özet olarak Anayasa Mahkemesi Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşmediğini çünkü milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik tezkerenin okunmasının Anayasa'ya aykırı olduğunu söylüyor. Daha önce iki kez Can Atalay'ın hapiste tutulmasının da Anayasa’ya aykırı olduğunu söylediği gibi. Can Atalay fiilen cezaevinde tutuluyor dolayısıyla gelip yemin edemiyor ama kendisi milletvekilidir. Ama bu hukuksuzluğa bir an evvel son verilmek zorundadır. Burada mahkemelere görev düşüyor, Yargıtay'a görev düşüyor çünkü herkes yasama, yürütme, yargıya Anayasa Mahkemesi ile bağlıdır. Hepimiz Anayasa’ya uymak zorundayız. Anayasaya uymak üzere yemin ettik. Dolayısıyla bizim beklentimiz, olması gereken, Anayasa'ya saygılı bir ülkede, bir hukuk devletinde Can Atalay'ın biran evvel serbest bırakılması, gelip yeminini etmesi ve milletvekilliği görevini yapmasıdır. 15 Ağustos'ta Meclis toplanacak ve biz orada da Can Atalay'ın o güne kadar görevine başlayacağı tahliye işleminin yapılmasını bekliyoruz. İlgililerin Anayasa Mahkemesi kararına uyması şarttır."

"Türkiye'de milli yasın neye göre yapıldığı hakkında bilgi yok"

Hamas lideri İsmail Haniye'nin ölümünün ardından Türkiye'de yas ilan edilmesinin keyfilik olduğunu ifade eden Emir, açıklamalarını şöyle tamamladı:

"Türkiye'de milli yasın neye göre yapıldığı, hangi ölçütlere göre ilan edildiğine dönük hiçbir bilgi yok. Tamamen Cumhurbaşkanının kendi duyguları kendi bilgisi kendi algılarıyla karar verdiği bir şey. Son derece keyfi bir durum. Çorlu tren kazasında 25 vatandaşımızı yitirdik, 300'ün üzerinde yaralı vardı. 'Milli yas ilan edildin' dedik, ila etmediler. Gara'da 13 askerimiz şehit edildiğinde milli yas ilan etmediler. İdlib'de 36 askerimiz şehit olduğunda milli yas ilan etmediler. Şimdi Haniye öldürüldüğünde milli yas ilan ediyorlar. Daha önce Suudi Arabistan kralı öldüğünde milli yas ilan etmişlerdi. Tamamen keyfi davranıyorlar. Bunun mutlaka bir kurala göre, ölçüte göre olması gerekiyor. Türkiye böylesine bir keyfilikle daha fazla yoluna devam edemez."