Sağlık ve Sosyal Emekçileri Sendikası (SES) Malatya Şube Başkanı Sakine Doğan, insanların MR çekimi için 7-8 ay beklediklerini belirterek, “Hasta psikolojisiyle yaklaştığınız zaman MR’ın 7-8 ay sonraya atılması insanlar için yıpratıcı bir durum çünkü tanınız konulmamış, hastalığınızın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Tedavi süreci için uzun süre beklemek zorunda kalıyorsunuz. Beklenen süreç bu anlamda çok sancılı oluyor” dedi. SES Malatya Şube Eş Başkanı Sakine Doğan, babasının rahatsızlığı sonrası tetkiklerinin yapılması için yönlendirildikleri hastanede 7-8 ay sonraya MR randevusu verildiğini söyledi. "İNSANLAR İÇİN YIPRATICI BİR DURUM" Doğan, rahatsızlığı nedeniyle babasını hastaneye götürdüğünü ve tanı konulabilmesi için birtakım tetkikler için MR’a yönlendirildiklerini anlatarak, MR için 23 Ekim’e randevu verildiğini ifade etti. MR’ın uzun süre sonraya verilmesinin nedenini sorduklarını, bazı cihazların çalıştığı, bazı cihazların ise çalışmadığı yanıtını aldıklarını anlatan Doğan, "Yıllardır sağlıktaki dönüşümden dolayı pek çok sorun yaşanıyor. Ben sağlık hizmeti sunarken, aynı zamanda sağlık hizmeti de alıyorum. Herkesin olduğu gibi benim için de ailem önemli. Hasta psikolojisiyle yaklaştığınız zaman MR’ın 7-8 ay sonraya atılması insanlar için yıpratıcı bir durum çünkü tanınız konulmamış, hastalığınızın ne olduğunu bilmiyorsunuz. Tedavi süreci için uzun süre beklemek zorunda kalıyorsunuz. Beklenen süreç bu anlamda çok sancılı oluyor" diye konuştu. Doğan, MR çekim randevusunun çok ileri tarihlere atılmasından dolayı insanların mağdur olduğunu ifade ederek, "Ben bir sağlık emekçisi olarak bu konuda onlarca telefon alıyorum. Hastalar sıra almakta, MR ve diğer tetkikler için randevu almakta çok zorlanıyorlar. Bunun nedeni sağlık çalışanları değil, sağlıkta dönüşüm sonucunda yapılan özelleştirmeler, sağlık çalışan sayısının çok az olması bir bütün olarak bu sorunların yaşanmasına neden oluyor" dedi. "HASTANEDE KUYRUK YOK AMA İNSANLAR AYLARCA EVLERİNDE SIRA BEKLİYOR" Yaşadığı sorunu Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı etiketleyerek, sosyal medyadan paylaştığını aktaran Doğan, şunları söyledi: “Bana dönüş yapıldı ancak sanki hastanenin suçu varmış gibi konuşma yapıldı. Buradaki asıl sorun sağlık emekçisinden kaynaklanmıyor. Bu sistem kaynaklı bir sıkıntı ve bunun çözülmesi gerekiyor. Malatya’da neden sadece Turgut Özal Tıp Merkezi’nde MR çekiliyor? İnsanlar neden MR çektirmek için 7-8 ay beklemek zorundalar? MR’ı çektiriyorsunuz, sonucu göstermek için de bir o kadar sıra bekliyorsunuz. Bunların kesinlikle çözüme kavuşturulması gerekiyor. Ben yaşadığımız sorunu sosyal medyadan paylaşmasaydım, şikâyetimi kime bildirecektim? Babam 76 yaşında ve sosyal medya kullanmayı bilmiyor, onun en büyük şansı benim sağlık çalışanı olup, kendisine yardımcı olmam yoksa babam sesini duyuramazdı. Kaldı ki benim gücüm var, özel hastanelerde MR çektirip, diğer tetkikleri yaptırabilirim ama sorun bunu yapmak değil, birçok insan aylar sonrasına randevu alabiliyor. İnsanlar sıra almak için günlerce bekliyorlar, randevu alamıyorlar. Yetkililer, 'Hastane kuyrukları yok' diyorlar. Evet, hastane kuyrukları yok ama insanlar evlerinde aylarca bekliyorlar." "MERKEZDEKİ HASTANE DEĞİL, İLÇEDEKİ HASTANE RANDEVU VERİYOR" Bir sağlık çalışanı olarak Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden göz tedavisi için sıra almaya çalıştığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bana 18 Nisan’a Darende’den, Doğanşehir’den randevu veriyor. Malatya merkezde 3 tane hastaneden randevu alamıyorum, 60-80 kilometrede bulunan ilçelerdeki hastanelerden randevu alabiliyorum. Bunun gibi birçok sıkıntı yaşanıyor. Dünya Sağlık Günü’nde sağlık emekçileri olarak insanların nitelikli, parasız ve ulaşılabilir bir sağlık hakkının olmasını istiyoruz. Gelinen süreçte ben de aynı sorunları yaşıyorum. İnsanın en değerli varlığı sağlıktır, bunun için nitelikli, güvenceli bir sağlık hizmeti verilmesini istiyoruz ama benim babam 7-8 ay sonraya MR randevusu alabiliyor. 7 aylık süreçte babamın hastalığının nasıl ilerleyeceğini bilemiyorum. Bunun çözümü de kamuda çalışan sayısının artırılması, güvenceli işyerlerinin olması, idari ve mali hakların verilmesinden geçiyor. Bunun yanında kamudan sağlık göçünün önlenmesi de gerekmektedir."