(ANKARA) - Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) haziran ayı özetinde, “Daha yakın döneme ilişkin göstergelerle birlikte tüketim göstergelerine bir bütün olarak bakıldığında, talebin Enflasyon Raporu’nda öngörülen ölçüde yavaşlamıyor olabileceği değerlendirilmektedir” denildi.

TOBB Emeklileri Derneği, TOBBES Genel Kurulu'na katıldı TOBB Emeklileri Derneği, TOBBES Genel Kurulu'na katıldı

TCMB 27 Haziran tarihli PPK toplantı özetini yayımladı. Özette, “Göstergeler aylık kira artış oranının haziran ayında, kontrat güncelleme oranında beklenen artışın etkisiyle bir miktar yükseleceğini ima ediyor” ifadelerine yer verildi.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun haziran ayı toplantısından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Türk lirası mevduat faizleri, 24 Mayıs haftasından bu yana 191 baz puan azalarak, 21 Haziran itibarıyla yüzde 56,15 seviyesinde gerçekleşmiştir. Aynı dönemde Türk lirası ticari kredi faizleri 43 baz puan artışla yüzde 63,13 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel tarafta, ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 44 baz puan azalarak yüzde 76,50 olarak gerçekleşirken; konut kredisi faizleri, yatay seyrini sürdürerek yüzde 44,58 seviyesinde oluşmuştur. Taşıt kredisi faizleri ise son dönemde kampanyalı satışların azalması ile 21,41 puan yükselerek 21 Haziran itibarıyla yüzde 55,31 olmuştur.

“Brüt uluslararası rezervler,  147,6 milyar dolar seviyesine yükseldi”

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) brüt uluslararası rezervleri, önceki PPK toplantı haftasından bu yana 5,38 milyar ABD doları artarak 21 Haziran 2024 itibarıyla 147,6 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) önceki PPK toplantı haftasından bu yana sınırlı bir miktarda artarak 26 Haziran 2024 itibarıyla 279 baz puan seviyesine yükselmiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 26 Haziran 2024 itibarıyla yüzde 14,52 seviyesine yükselirken, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 24,25 seviyesine yükselmiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana 3,03 milyar ABD doları Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına giriş ve 1,69 milyar ABD doları hisse senedi piyasasından çıkış olmak üzere toplam 1,33 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir.

“Talebin Enflasyon Raporunda öngörülen ölçüde yavaşlamıyor olabileceği değerlendiriliyor”

Yakın döneme ilişkin göstergeler yurt içi talebin, halen enflasyonist düzeyde olmakla birlikte, yavaşladığını teyit etmektedir. Nisan ayında perakende satış hacim endeksi, aylık ve çeyreklik bazda düşüş kaydetmiştir. Aynı dönemde, ticaret satış hacim endeksinde daha yüksek oranlı bir düşüş gerçekleşmiş, perakende ticaretin yanı sıra endeksin diğer iki ana kalemi olan motorlu taşıtların ticareti ve toptan ticarette de azalış izlenmiştir. İlk çeyrekte ılımlı artış gösteren hizmet üretim endeksi, nisan ayında aylık bazda düşüş kaydetmiştir. Haziran ayı itibarıyla imalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, iç piyasa siparişlerinde çeyreklik bazda azalış olduğunu göstermektedir. Firma görüşmelerinden edinilen tüketim harcamalarına ilişkin tespitler de iç talepte ilk çeyreğe kıyasla yavaşlamaya işaret etmektedir.

Diğer yandan, ikinci çeyrekte iki bayram tatili ve bunlarla bağlantılı idari izinler kaynaklı köprü günlerinin yer alması, talepteki yavaşlamanın seviyesi hakkında net bir görüntü alınmasını zorlaştırmaktadır. Kartla yapılan harcamalar nisan ayında azalırken, mayıs-haziran dönemi dâhil edildiğinde kart harcamalarının çeyreklik bazdaki artışını, hız kesmekle birlikte, sürdürdüğü gözlenmiştir. Diğer taraftan, mevsimsellikten arındırılmış olarak tüketim malı ithalatı, mayıs ayında düşmekle birlikte halen seviye olarak bir önceki yıl ve 2024 yılı ilk çeyrek ortalamasının üzerinde seyretmektedir. Bu çerçevede, daha yakın döneme ilişkin göstergelerle birlikte tüketim göstergelerine bir bütün olarak bakıldığında, talebin Enflasyon Raporunda öngörülen ölçüde yavaşlamıyor olabileceği değerlendirilmektedir.

“Doğal gazda ilk 25 metreküpün bedelsiz olarak kullandırılması uygulamasının sona ermesi mayıs ayı manşet enflasyonunu 0,64 puan yukarıya çekti”

Tüketici fiyatları mayıs ayında yüzde 3,37 oranında artmış, yıllık enflasyon 5,65 puan yükselişle yüzde 75,45 olmuştur. Yıllık tüketici enflasyonundaki baz etkisi kaynaklı belirgin artışa karşın, bu dönemde çekirdek B ve C göstergelerinin yıllık değişimleri ana endekse kıyasla daha ılımlı bir seyir izlemiştir. Meskenlerde doğal gazda ilk 25 metreküpün bedelsiz olarak kullandırılması uygulamasının sona ermesi mayıs ayı manşet enflasyonunu 0,64 puan yukarıya çekmiş, söz konusu etki arındırıldığında aylık tüketici enflasyonu sınırlı bir iyileşme kaydetmiştir.

Mayıs ayı özelinde kira, lokanta-otel ve eğitim kalemleri fiyat artışları ile öne çıkan sektörler oldu”

Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Hizmet sektöründe hâkim olan fiyatlama davranışı önemli bir atalete ve şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir süreye yayılmasına neden olmaktadır. Yıllık enflasyon mayıs ayında, temel mal grubunda yüzde 56,5 olurken, hizmet sektöründe yüzde 95,9 ile yaklaşık 40 puan yukarıda gerçekleşmiştir. Ayrıca, hizmet sektörüne ait yayılım endeksi mayıs ayında tarihsel ortalamasının yaklaşık yüzde 40’ı kadar üzerinde seyrederek, artışların sektör geneline yayılmaya devam ettiğini göstermektedir. Bu bakımdan, yakın dönem tüketici enflasyonu gerçekleşmeleri dikkate alındığında, belirli hizmet kalemlerinde enflasyonun bir süre daha yüksek seyretme riski bulunmaktadır. Mayıs ayı özelinde kira, lokanta-otel ve eğitim kalemleri fiyat artışları ile öne çıkan sektörler olmuştur.

“Göstergeler aylık kira artış oranının haziran ayında, kontrat güncelleme oranında beklenen artışın etkisiyle bir miktar yükseleceğini ima ediyor”

Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler, yeni ve yenilenen sözleşmelerde kira artış oranının, tüketici fiyat endeksindeki mevcut yıllık kira seviyesinin altında olmakla birlikte nispeten yüksek seyrettiğine işaret etmektedir. Ayrıca, göstergeler aylık kira artış oranının haziran ayında, kontrat güncelleme oranında beklenen artışın etkisiyle bir miktar yükseleceğini ima etmektedir. Öte yandan, konut fiyatları yıllık artışı nisan ayı itibarıyla yüzde 48,4 seviyesine gerileyerek, reel olarak azalışını sürdürmüş, mevsimsel etkilerden arındırılmış veriler de bu kalemdeki aylık artış eğiliminin son aylarda önemli ölçüde yavaşladığına işaret etmiştir. Konut fiyatlarındaki bu durumun, ilerleyen dönemde kira enflasyonunu sınırlayacak bir unsur olduğu değerlendirilmektedir. Diğer taraftan, kira artışını yüzde 25 ile sınırlayan regülasyonun yakın gelecekte yürürlükten kalkacak olmasının kira enflasyonuna etkisi de yakından takip edilecektir. Kısa vadede kira enflasyonunun yüksek seyrini koruyarak, tüketici enflasyonunda beklenen yavaşlamayı sınırlayacak ana grup olacağı değerlendirilmektedir.

Yurt içi üretici fiyatları mayıs ayında yüzde 1,96 oranında artmış, yıllık enflasyon 2,02 puan yükselerek yüzde 57,68 olmuştur. Türk lirasındaki ılımlı seyri takiben üretici fiyatları aylık artışı önemli ölçüde zayıflamış, yıllık üretici enflasyonu ise düşük bazın da etkisi ile yükselmiştir. Ana sanayi gruplarına göre incelendiğinde, enerji fiyatları temelde doğal gaz ve şebeke suyu üretici fiyatlarına bağlı olarak yüzde 3,32 oranındaki artış ile öne çıkarken, ara malı ve sermaye malı başta olmak üzere kalan gruplarda aylık fiyat artışının daha ılımlı seyrettiği izlenmiştir.

Enflasyon beklentileri tüm vadelerde gerilese de mevcut seviyeler enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk teşkil etmeye devam etmektedir”

Haziran ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre enflasyon beklentileri tüm vadelerde düşüş göstermiştir. 12 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi 1,4 puan aşağı yönlü güncellemeyle yüzde 33,2’den yüzde 31,8’e, 24 ay sonrasına ilişkin beklenti ise 1,0 puan aşağı yönlü güncellemeyle yüzde 21,3’ten yüzde 20,3 seviyesine gerilemiştir. Cari yıl ve gelecek yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentileri 0,1 puan ile sınırlı bir düşüş göstererek sırasıyla yüzde 43,5 ve yüzde 25,5 olarak gerçekleşmiştir. Beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 11,8’den yüzde 11,6 seviyesine gerilemiştir. Enflasyon beklentileri tüm vadelerde gerilese de mevcut seviyeler enflasyon görünümü üzerinde yukarı yönlü risk teşkil etmeye devam etmektedir. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir.”

Kaynak: anka