Haber:Hakan KAYA-Kamera: Mehmet ÇALPAR
(İSTANBUL)- Maltepe Kitap Fuarı'nın son gününde “Toplumcu Belediyecilik ve Kamuculuk” konulu söyleşi düzenlendi. Ekinliğe katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, 2019 yerel seçimlerinde CHP'nin gösterdiği başarıya dikkat çekerek, partiye geçen belediyelerde yapılan çalışmaları anlattı.
Maltepe Cumhuriyet Meydanı’nda 7-15 Eylül tarihleri arasında düzenlenen Maltepe Kitap Fuarı'nın son gününde “Toplumcu Belediyecilik ve Kamuculuk” konulu söyleşi düzenlendi. Etkinliğe CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, İPA Başkanı Buğra Gökçe, Rize Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu ve Sol Partili Alper Taş katıldı.
Gökan Zeybek: "2019 yılında CHP'nin Büyükşehir Belediyesi'ni kazanmasından sonra önemli değişiklikler oldu"
2019 yerel seçimlerde CHP'nin gösterdiği başarıya dikkat çeken Zeybek, CHP'ye geçen belediyelerde yapılan çalışmaları anlattı. Zeybek şöyle konuştu:
“Merkezi yönetim yapanın yanına kar kalsın diyerek imar barışı, imar aflarıyla kentteki bütün kaçak yapılaşmayı, yasa dışı yapılaşmayı kamu alanları üzerindeki tahribatlara göz yummuşken, yerel yönetimler de kimi zaman popülizm, kimi zaman da ortak görüşlü olmamaktan kaynaklanan bir anlayışla plansız büyümeyi, plansız büyümeye bağlı olarak da kentin git gide yönetilemez hale gelmesini öngöremeyen bir yerel yaklaşımla karşılaştık. Bu da yerelde pek çok siyasi aktörün hızlı bir biçimiyle toplum tarafından al aşağı edilmesi ve siyasetin olabildiğince başka etmenler etrafında oluşmasına yol açtı. Ama 2019 yılından itibaren Büyükşehir Belediyesi'nin Cumhuriyet Halk Partisi tarafından kazanılmasından sonra önemli değişiklikler oldu.
"Belediye Meclisi'nde sayısal çoğunluk yoktu ama..."
Bunlardan bir tanesi büyükşehir belediye meclislerinde parsel bazında plan tadilat düzeni tarihe karıştı. Bu önemli bir kırılma noktasıydı. Gerçi belediye meclisinde sayısal çoğunluk yoktu ama buna direnen bir belediye başkanının Sayın İmamoğlu'nun varlığı, Ankara'da Mahsur Yavaş'ın, diğer belediyelerde çok sayıda CHP'li başkanın meclislerde sayısal çoğunluğu bulunmamasına rağmen kararlı duruşları sayesinde gerçekten de artık birilerinin parsel bazında plan tadilatının yapılmamalı ve bunun da bir biçimde durdurulması gerektiği...
"CHP, Hatay dışında kazanmış olduğu hiçbir belediyeyi kaybetmedi"
O zaman ne yapmak gerekir? Kaynaklar, nasıl kullanılması gerekir? Burada kent meclislerinin kurulması, meslek odalarının, sivil toplum örgütleriyle olan siyaset ilişkisinin daha aktif hale gelmesiyle birlikte yeni bir süreç ortaya çıktı ve bu süreç sevgili halkımız tarafından da kabul gördü. Öyle ki 2019 yılında Cumhuriyet Halk Partisi, Hatay dışında nüfusu 100 binin üzerinde kazanmış olduğu hiçbir belediyeyi kaybetmedi. Hatay'ın depremden dolayı yaşadığı özel travmayı çıktığımızda uygulanan yönetim anlayışının giderek yeni kazandığımız yerler açısından bir örnek oluşturduğunu ifade etmek istiyorum.”
Çervatoğlu: "Kültür-sanat etkinlikleri mutlaka köylere, mahallelere taşınmalı"
Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, CHP'nin ikinci yüzyılda iktidar olacağına inandığını belirterek, "Biz demokrasiyi yeşerteceksek topluma dokunabilecek en önemli organizasyonun yerel yönetimler olduğunu düşünüyorum. Kültür-sanat etkinlikleri aynası oluyor bu işlerin. Bu tür etkinliklerin mutlaka köylere, mahallelere taşınması gerektiğini düşünüyorum. Daha yoksul mahallelerdeki bir yurttaşımızın kültür-sanat etkinliklerinden faydalanmasını sağlayabilirsek, eşitlik kavramına ve adalet duygusuna erişebileceğimizi düşünüyorum" dedi.
Buğra Gökçe: "Sizden yana, yoksuldan yana olanlara imkan verin"
İPA Başkanı Buğra Gökçe de şöyle konuştu:
"Belediye yöneticileri de, kamu yöneticileri de sizden yana mı, yoksuldan yana mı, toplumun dezavantajlı kesiminden yana mı? Yeşilden yana mı, yoksa dolar yeşilinden yana mı tavır alıyorlar. Farklı tavrı olanlar sizin için değil, birilerinin zenginleşmesi için bu işi yapıyorlar. Sizin için bu işi yapacaklara imkan verirseniz önümüzdeki dönem Türkiye için her şey çok güzel olacak."
Sol Partili Alper Taş ise, Türkiye'nin ve dünyanın içinden geçtiği bu dönemlerde kamuculuk ve toplumculuk meselesinin artık bir tercih meselesi değil, bir zorunluluk olduğunu, özelleştirmecilikten ve neoliberalizmden toplumculuğa ve kamuculuğa dönülmesi gerektiğini vurguladı.
