(MALATYA) - Malatya'nın en önemli gelir kaynağı kayısıdaki fiyat istikrarsızlığına çiftçiler tepki gösterdi. Malatya Ziraat Odası Başkanı Yunus Kılınç, "Çok zorluk yaşıyoruz. Suda sıkıntı yaşıyoruz, ilaçlamalarda sıkıntı yaşıyoruz, afetlerle karşı karşıya kalıyoruz. Yetmedi 6 Şubat depreminde şehrimizi kaybediyoruz ve bugün toplamış olduğumuz kayısılarımızı götürüp sac olan konteynerlerin içinde saklıyoruz. Benim çiftçime 80 lirayı reva gören insanlara buradan sesleniyorum; sabrımızı taşırmayın. Bu ülkede isyan koparsa çiftçiden kopar" dedi.

Kayısı hasadının sona yaklaştığı Malatya'da kayısı alım fiyatlarının 100 liranın altını düşmesi ve buna karşılık başta işçilik maliyetleri olmak üzere mazot ve gübre girdilerinin artması kayısı üreticisini zor durumda bıraktı. Akçadağ Ziraat Odası'nda onlarca çiftçiyle bir araya gelen Malatya Ziraat Odası Başkanı Yunus Kılınç, basın açıklaması yaptı. Başkan Kılınç, şunları söyledi:

"Ürünümüze sahip çıkılmıyor"

Bursa Osmangazi Belediyesi, Ece Sokak'ta yolda yürüyenlerin düşmesine neden olan çukuru onardı Bursa Osmangazi Belediyesi, Ece Sokak'ta yolda yürüyenlerin düşmesine neden olan çukuru onardı

"Ürünümüze sahip çıkılmıyor. Bakın yıllardır Toprak Mahsulleri Ofisi, fındığı alıyor, tahılı alıyor, inciri alıyor niçin kayısı almıyor diye feveran ettik ve en sonunda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin alım listesine kayısıyı zor bela koydurduk. Akabinde devletimiz Malatya'mıza 11 bin tonluk lisanslı kayısı alım deposu yaptı. Bu depolar yapıldığı günden beri listeye alındığımız günden beri sadece 2020 yılında Bekir Pakdemirli bakanımızın döneminde bir taban fiyat açıklandı; 21 lira ve 23 lira olarak ama 1 kilogram kayısı dahi TMO tarafından lisanlı depolardan alınmadı. Neden alınmadı, bu ticaretçi, ihracatçı doymak bilmeyen insanlar oraya malı kaptırmadı. 30 liraya kadar fiyat verdi. Bu çiftçinin elindeki kupkuru malı alarak, nemlendirerek yüzde 30 da arttırarak bunu ranta çevirdiler. O günden bu yana ne TMO alıp yaptı ne de depolarımız.

"Kayısılarımızı götürüp sac olan konteynerlerin içinde saklıyoruz"

Çok zorluk yaşıyoruz. Suda sıkıntı yaşıyoruz, ilaçlamalarda sıkıntı yaşıyoruz, afetlerle karşı karşıya kalıyoruz. Yetmedi 6 Şubat depreminde şehrimizi kaybediyoruz ve bugün toplamış olduğumuz kayısılarımızı götürüp sac olan konteynerlerin içinde saklıyoruz. Peki bu lisanslı depolar neye yarıyor? Ne için yaptı devlet bunu? Çiftçi için mi yaptı, Ticaret Borsası için mi? Alım yapmıyor Toprak Mahsulleri Ofisi. Yapmıyor, değil açık konuşuyorum aldırtmıyorlar. Siyasetçilerimize sesleniyoruz; "eğer vicdanınız varsa 6 milletvekilimiz, 6’sı da sayın Cumhurbaşkanımızın huzuruna çıksın desin ki; 'biz afet yaşadık, şehrimizi kaybettik. Biz kayısı koyacak yer bulamıyoruz'. Sıcak konteynerlerde bu kayısıların hepsi bozulacak. Hepsi çöpe gidecek. Ondan sonrada Malatya çiftçisi kayısısını çöpe atarken vatan haini ilan edilecekler. Nerede, ne zaman sahip çıkılacak bize? Bugün 4 tane ticaretçinin, 4 tane ihracatçının elinde çocuk oyuncağı olmuş bu üretici. Temmuzun, ağustosun sıcağı sırtında geçiyor, maliyetlerin altından çıkamıyor. Bir işçi yevmiyesi geçen yıl 500 liraya mal olurken bu yıl bin liraya mal oluyor ama geçen yıl 180 lira hatta 200 liraya sattığımız kayısıya utanmadan 80 lira teklif ediyorlar.

"Bu ülkede isyan koparsa çiftçiden kopar"

Bu çiftçi ne yapsın? Üretmesin mi, terk mi etsin? 11 milyon kayısı ağacını söksün atsın mı? Ne yapmak istiyorlar? Kim sahip çıkacak? Herkes lafta.  Biz hangi günleri özledik, biliyor musunuz? O maliyecilerin bakkal esnafına gelip 'sen bu domatesi halden 10 liraya 10 kuruşa  almışsın, 12 kuruştan fazlaya satamazsın, sana ceza yazarım' dedikleri günleri bugün arar olmuşuz. Nerede denetim, niye denetlenmiyor? Bugün benim kayısım Avrupa’da 20 Avroya tüketici alıyor. 20 Avro 660 lira. Bugün Ankara, İstanbul’a gittiğinde 1 kilo kuru kayısının 500- 600 lira. Malatya’daki kayısı ticaretinin elindeki 300 lira, 350 lira. Benim çiftçime 80 lirayı reva gören insanlara buradan sesleniyorum; sabrımızı taşırmayın. Bu ülkede isyan koparsa çiftçiden kopar."

 

Kaynak: anka