(ANKARA) - Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, dijital çağın yükselişi ve sosyal medya üzerine bir makale hazırladı. Mumcu makalesinde, "güçlü araç" olarak nitelendirilen sosyal medyanın, itibar suikastine imkan verdiğini belirtti.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, sosyal medyada kişilerin hayatındaki rolü üzerine yazdığı makalede, "Kişiler ve kurumlar, bilgi paylaşımı, etkileşim ve toplumsal hareketliliğin merkezi olan bu platformlarda geniş kitlelere ulaşabiliyor. Ancak bu güçlü araç, aynı zamanda yeni bir tehdidin de yayılmasına imkan veriyor, itibar suikastı" ifadelerine yer verdi.

"Dezenformasyon stratejilerine zemin hazırlamıştır"

Sosyal medyanın modern iletişiminin merkezine yerleşmesinin ardından dezenformasyon ve manipülasyon stratejilerine zemin hazırladığını belirten Mumcu makalesinde şu görüşleri dile getirdi:

"Dijital çağın yükselişi, iletişim dinamiklerini köklü bir şekilde değiştirmiş ve sosyal medyanın hayatımızdaki rolünü önemli ölçüde artırmıştır. Bu çağın en belirgin özelliklerinden biri, bilgi akışının hızının ve erişiminin olağanüstü derecede artmış olmasıdır. Sosyal medya platformları, bireylerin ve grupların bilgi üretme, paylaşma ve tüketme biçimlerini tamamen değiştirmiştir. Bu dijital devrim, sadece bilgiye erişim imkanı sunmakla kalmamış, aynı zamanda dezenformasyon ve manipülasyon stratejilerine de zemin hazırlamıştır."

Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu makalesinde, 2022 yılında Basın Kanunu'nda yapılan değişikliklerle TCK'ye eklenen "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçunu ifade eden 217/A maddesine de değindi. Mumcu şunları ifade etti:

"Anayasanın ilgili hükümleri ile tanınan ve koruma altına alınan temel hak ve özgürlüklerin, gerçek dünyada olduğu gibi, dijital dünyada da korunmasının amaçlandığı, dijital dünyada da insanların onur, şeref ve saygınlığının, kişisel haklarının, özel hayatlarının dokunulmazlığının ve kişisel verilerinin korunmasının gerektiği, bu bağlamda, yalan haberi kasıtlı olarak üretme ve yayma eyleminin (dezenformasyon), birey ve toplum iradesini ipotek altına alan ve vatandaşların gerçek bilgiye ulaşma hakkını engelleyen ciddi bir tehdit haline geldiği; bu tehdidin, aynı zamanda çeşitli özgürlükleri istismar etmek suretiyle başta ifade özgürlüğü ve haber alma özgürlüğü olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını engellemeye yönelik olduğu, gelişen teknoloji ile birlikte dezenformasyonun vardığı noktanın, temel hak ve özgürlükleri korumak adına bu tehditle mücadele etmeyi zorunlu kıldığı ifade edilmiştir. Kanunun gerekçesine bakıldığında, Devletin bu alanda, temel hak ve özgürlüklerin korunması, aynı zamanda ifade özgürlüğünün de güvence altına alınacağı düzenleyici bir rol üstlenmesi yükümlülüğünden ve bunun sonucunda devletlerin vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini hem diğer kullanıcılara hem de sosyal medya platformlarına karşı koruması gerektiğinden söz edildiği görülmektedir."

İstanbul Şile'deki kayıp balıkçıdan 8 gün sonra acı haber İstanbul Şile'deki kayıp balıkçıdan 8 gün sonra acı haber

Mumcu makalede, "Dijital çağın getirdiği risklerle başa çıkabilmek için tüm paydaşların, bilgi akışını doğru yönetme ve dijital dünyada etik değerleri koruma konusunda ortak bir çaba içinde olmaları önem arz etmektedir. Bu çaba, dijital ortamda daha güvenli ve saygılı bir etkileşim ortamı oluşturulmasına katkıda bulunacaktır" ifadelerine yer verdi.

Kaynak: anka