KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Elazığ'daki programı kapsamında Fırat Üniversitesi'ndeki Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen 'Geçmişten Günümüze Kıbrıs Türk'ünün Mücadelesi' konulu konferansa katıldı. Elazığ Valisi Erkaya Yırık, Elazığ milletvekilleri Metin Bulut, Sermin Balık, Zülfü Demirbağ, 8'inci Kolordu Komutanı Vekili Tuğgeneral Saadettin Alp Ergin, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları'nın katıldığı konferansta Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a fahri doktora belgesi verildi. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, konferansta yaptğı konuşmada şunları söyledi: "Kıbrıs'ta bir mücadele vardır. Bu mücadelenin şehitleri vardır, bu mücadele hala devam etmektedir, bir süreç vardır. Bu süreçte de tarihimizi unutmayacağız. Çünkü unutursak gelecekte nerede olacağımızı bilemeyiz. O bakımdan Kıbrıs'ın tarihini iyi bilmek lazım. 3 hafta sonra 20 Temmuz'da 1974'ün 47'nci yıl dönümünü kutlayacağız. O gün de Kurban Bayramımızın ilk günüdür. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan büyük bir heyetle Kıbrıs'a gelecektir, büyük bir tören olacaktır çünkü iki bayramı aynı anda kutlayacağız. Dolayısıyla 1974'ten 47 yıl sonra Kıbrıs'ta barış devam etmektedir. Biz eğer egemenliğimizi kabul ettiremezsek, tescil ettiremezsek uzun vadede bizi burada yine aynı tehlikeler bekler. Çünkü yıllardır bu federasyon görüşmeleri içerisinde niyet edilen tek egemenlik çatısı altında bizleri bir bakıma Rum'a yama yapmak. Biz buna hiçbir zaman müsaade edemeyiz. Dolayısıyla milli menfaatlerimiz, Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmeler, enerji kaynakları bakımından stratejik olarak gerek mavi vatanda gerek hava sahasında gerek su öz kanal ve Libya'ya kadar uzanan bu bölgenin stratejisine baktığımızda Türk hükümetinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da söyledikleri ve gelen aşamadaki duruş bundan sonra bizim politikamız Kıbrıs'ta egemenliğimizin ve dolayısı ile Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kabul görmesi ile Türkiye Cumhuriyeti ile olan antlaşmalar, sözleşmeler ve bağlantılarımızın daha da güçlendirilmesi ve haliyle huzur, güvenlik ve rahatlık içerisinde o bölgede varlığımızı sürdürebilmemiz. İki eşit egemen bağımsız devletin yan yana ve iş birliği içerisinde o şekilde bir anlayışın kabul edilmesi ile Kıbrıs'ta bir anlaşma olursa o zaman tamam. Ama aksi takdirde bizi tehlikeye götürebilecek çok tehlikeli bir süreçle karşı karşıya kalabiliriz. Onun için şu anda Türkiye'nin de tam desteğiyle yürütmekte olduğumuz politikanın çok değerli, çok anlamlı olduğunu bir kez daha buradan paylaşmak istiyorum."