Haber: TENZİLE AŞÇI Kamera: ÖZGÜR ŞENGÜL

(İZMİR) - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay, geçen hafta kentteki orman yangınları nedeniyle gündeme gelen "yangın söndürme uçağı" ile ilgili tartışmalar konusunda "Bize ‘Sizin görevinizde olan orman yangınlarına müdahale için bizim elimizde yeterince uçak, helikopter yok. Siz alın, elinizde olsun. İhtiyaç olursa sizden alırız’ diyen olursa biz bu sorumluluğa almaya hazırız” dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, geçen hafta İzmir’in birçok bölgesinde çıkan ve söndürülmesi günler süren yangınlara ilişkin bilgi vermek amacıyla basın toplantısı düzenledi.

Yangınlara müdahalede yerel yönetimlerin yetkilerinin artırılması ve havadan müdahale araçları almalarına izin verilmesi konusundaki tartışmalara değinen Tugay, yerel yönetimlerin afetlere müdahalede yetkilerinin artılması gerektiğini belirterek, merkezi yönetime öneride bulundu.

Merkezi yönetimin yangınları yönetemediğini ve yangına müdahale etmelerine izin vermediğini söyleyen Tugay, "Biz belediyemizin itfaiyesini daha çok kanunların bize verdiği yetki çerçevesinde yerleşim yerlerindeki yangınları söndürmeye yönelik yapılandırdık. Ancak bunları yaparken bin 500 civarında norma kadro sahibi olmamıza rağmen şu anda 730 itfaiye eriyle hizmet veriyoruz. Neden daha fazlasını alamıyoruz? 2022 yılında belediyemiz 120 kişilik kadro istedi, 50 kişi için izin veriliyor. 19 Ağustos günü, yani yangınlardan hemen sonra yeni başvuruyu yaptık. 30 itfaiye eri almak için Bakanlığımızdan izin istedik. Şu anda bunun cevabını bekliyoruz" şeklinde konuştu.

Manisa'da toprak sağlığına uluslararası proje Manisa'da toprak sağlığına uluslararası proje

“Bugün için daha fazlasına ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz”

Afetlere müdahalede yerel yönetimlerin yetkisinin artırılması çağrısını yineleyen Tugay, şunları söyledi:

“Afetler, bölgesel olarak gerçekleşiyor. Yaşattığı acılar da yerelde daha ağır hissediliyor. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde afetler yerel yönetimler üzerinden yönetiliyor. Bizim de yerel yönetimlerin afet müdahale kapasitelerini artırmaya ihtiyacımız var. Bunlar öz eleştiri olarak hepimizin, devletin kurumlarının cevabını vermesi gereken sorular. Yerel yönetimlere aktarmamız gereken kaynaklar yerine bugün tam tersi yapılıyor. Merkezi yönetim yerel yönetimlere ‘Siz karışmayın, biz yapacağız’ diyor. Ama yangın söndürmede başarısız olmamızdan çıkaracağımız sonuçlar... Merkezi yönetim bu yangınları yönetemiyor. Bir iş birliği ve koordinasyondan kaçıyor. Afetleri merkezi hükümet- yerel yönetim koordinasyonuyla çok daha az zararla atlatabiliriz. Bunlar kader değil. Yangınlar daha erken aşamada söndürülebilir. Bunun için bize gereken şey Ankara’dan talimatla işlerin yürütülmesi değil, halkın daha çok yüzünü döndüğü yerel yönetimlerle koordinasyon içinde çalışılması. Karşıyaka’da yanan alan 14 bin futbol sahası büyüklüğünde bir alan. Biz belediyemizin itfaiyesini daha çok kanunların bize verdiği yetki çerçevesinde yerleşim yerlerindeki yangınları söndürmeye yönelik yapılandırdık. Ancak bunları yaparken bin 500 civarında norma kadro sahibi olmamıza rağmen şu anda 730 itfaiye eriyle hizmet veriyoruz. Neden daha fazlasını alamıyoruz? 2022 yılında belediyemiz 120 kişilik kadro istedi, 50 kişi için izin veriliyor. 19 Ağustos günü, yani yangınlardan hemen sonra yeni başvuruyu yaptık. 30 itfaiye eri almak için bakanlığımızdan izin istedik. Şu anda bunun cevabını bekliyoruz. 800 civarında eksiğimiz olmasına rağmen daha önce 120 tane istenmiş olmasına rağmen bize sadece 50 tane verildi. Bugün için daha fazlasına ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz.”

“Biz bu sorumluluğa almaya hazırız”

Yerel yönetimlerin yangın söndürme uçağı bulundurmasına ilişkin polemiklere de değinen Tugay, şu ifadeleri kullandı:

“Akıllardaki bir soru da uçak alımıyla ilgili konu oldu. Mevzuat gereği belediye şu anda uçak alamıyor. Böyle bir alım yapılabilmesi için Orman Bakanlığı ve bazı bakanlıklarla aramızda bir protokol yapılması gerekiyor. Henüz bununla ilgili bir adım atılmış değil. Uçak alımı konusu, yangına havadan müdahalenin yetersiz olduğunu gözlemlediğimiz için yine çoğunlukla vatandaşımızın talebi üzerine gündeme gelen bir konu. Bırakın uçağı, helikopteri, karadan itfaiyemizin ormana girmesi ve yangına müdahale edebilmesi Orman Genel Müdürlüğü’nün iznine tabi. Bu yangında da yaşadık. Bazen bazı noktalara ‘Hayır siz girmeyeceksiniz’ dedi, Orman Müdürlüğü yetkilileri. Karada durum böyleyken havada belediyeye uçak uçurması, helikopter uçurması için izin verilmesi zor bir şey. Bunu, yangınlara ve afetlere müdahalenin AFAD gibi sonradan türetilmiş kurumlara değil, her gün orada olan yerel yönetimlere yetki verilmesini savunuyoruz. Eğer devletimiz bize ‘Sizin görevinizde olan orman yangınlarına müdahale için bizim elimizde yeterinde uçak, helikopter yok. Siz alın elinizde olsun. İhtiyaç olursa sizden alırız’ diyen olursa biz bu sorumluluğa almaya hazırız.”

“Kampanyada toplanan paranın nerede kullanıldığı Valiliğe iletilmiş”

Tugay, "2019’da çıkan yangınlar sonrası başlatılan kampanyayla uçak alınacağı ancak alınmadığı" iddialarına şu yanıtı verdi:

“Tunç Soyer zamanında 2019’daki yangınlardan sonra sonra uçak alımı için bir kampanya başlatıldığı ve bu kampanyada bir miktar toplandığı halde uçak alınmadığı eleştirisi var. Yangın sonrasında ‘İzmir Küllerinden Doğacak’ isimli bir bağış kampanyası başlatılmış, bu kampanyada toplanacak paranın kullanımıyla ilgili pek çok madde bildirilmiş. Bunlardan biri de hava aracı alınması. Ancak 1 milyon 700 bin lira toplanabilmiş. Bu rakam uçak alımı için çok yetersizdir. O dönemde belediyemiz yetkilileri bu parayla 50 tane yangın tipi römork almışlar. Toplam 30 bin fidan alınmış. Nerelerde kullanıldığıyla ilgili bilgi de Valiliğe iletilmiş. Dolayısıyla cevabı devlet makamlarında belli olan bir sorunun insanların kafasında şüphe oluşturacak şekilde sosyal medyada siyasiler tarafından paylaşılmasının etik olmadığını düşünüyorum.”

(GÖRÜNTÜ EKLENECEK)

Kaynak: anka