İYİ Parti Gençlik Yapılanmasından Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Mehmet Aslan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu kararıyla 1999'dan itibaren her yıl "Uluslararası Gençlik Günü" olarak kutlanan 12 Ağustos dolayısıyla açıklama yaptı. 12 Ağustos'u “kutlama değil, mücadele günü” olarak nitelendiren Aslan, Türkiye'de gençlerin yaşadığı sorunlarına ilişkin konuştu, şunları kaydetti:
“Türkiye gençliği bir dizi yakıcı sorunla hemen her gün temas halinde. Bu sorunların tamamı çözülebilir, engellenebilir halde bir köşede bekliyor. Ancak gelinen noktada açık bir şekilde görebiliyoruz ki, ne engellenmeye çalışılıyor ne de olduğu yerde öylece duruyor. Çözemediğimiz her an katlanarak büyüyor gençliğin sorunları. Son belirli verilere göre 85 milyon 372 bin 377 olan Türkiye nüfusunun 12 milyon 872 bin 39'u da genç nüfus, yani 15-24 yaş arası. Bu, toplam nüfusun yüzde 15,1’ine tekabül ediyor. Yaklaşık 13 milyon gencimizin yüzde 20’si ne okulda, ne de işte. Nerede bu beş gençten biri? Kayıp, bilinmiyor. Ne yaptığından devletin bile haberdar olmadığı 15-24 yaş arası 2,6 milyon genç demek bu. Böyle bir nüfusun ne yaptığını bilmemek, bu nüfusu planlamaya katmamak gibi bir seçeneği olabilir mi Türkiye Cumhuriyeti’nin.”
"'Genç ülke' olma sıfatı yakında kaybolacak"
TÜİK'in 3 farklı senaryo üzerinden yaptığı nüfus projeksiyonlarına göre, Türkiye’nin genç nüfus oranının 2050 ve 2100 yıllarında gerileyebileceğini ortaya koyduğunu belirten Aslan, “Buna göre, TÜİK 2050 yılında genç nüfusun yaklaşık 9,1 milyona, düşük senaryoya göre ise 8,3 milyona gerilemesini bekliyor. TÜİK’in en yüksek senaryosunda ise sayı 9,9 milyon. Yine TÜİK’e göre 2100 yılında Türkiye’nin genç nüfusu yüzde 3,9 milyona kadar gerileyebilir. Yani Türkiye aleni bir şekilde ‘genç ülke’ olma potansiyelini toptan kaybedebilir” dedi.
"Uçurumdan yuvarlanma aşamasına geçmek üzereyiz"
Söz konusu verilerin devlet kurumu olan TÜİK’in verileri olduğunun altını çizen Mehmet Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Oysa bugün 2,6 milyon gencimizden haber alamıyoruz. Yüz binlerce genç yurt dışında okumak, çalışmak, kısacası hayatının geri kalanını Türkiye’de geçirmemek üzerine planlar yapıyor. Gençlik, sosyo-kültürel bir hegemonyanın içinde debeleniyor. Uyuşturucu bağımlılığı oranı gün geçtikçe yükseliyor. Özellikle büyük şehirlerde hayata daha yeni atılmış, atılmak üzere olan gençlerin barınması mümkün değil. İstanbul’un merkezinden uzaktaki ilçelerinde bile kiralar 50-60 bini aşmış durumda. Hiçbir ek gerekçeye gerek yok, kira bedellerinin patlaması bile gençlerin büyük şehirlerde yaşayamaması için yeterli gerekçedir. Seferberliği andıran acil önlemler alınmaz ise uçurumun kenarında durmaktan yuvarlanma aşamasına geçeceğiz.”
"Geleceğimizi memleketimizle barıştırmak zorundayız"
Sadece gençler arasında yapılan ve sonuçları geçen mayıs ayında açıklanan bir araştırmaya göre; gençlerin yüzde 56’sının ‘imkanı olduğu takdirde’ yurt dışında yaşamayı seçeceğini belirten Aslan, “Üstelik bu oran 15-24 yaş aralığında bu oran yüzde 60’a ulaşıyor. Yani yaş gençleştikçe Türkiye ile bağlar zayıflıyor, memlekete olan umut azalıyor. Körelen bu ilişkiyi yeniden tesis etmek, güçlendirmek zorundayız. Bu memleketin geleceği olan gençleri küstükleri yurtlarıyla tekrar barıştırmak zorundayız. Israrla çizilmek istenen ‘sıkıyı görünce kaçmak istiyorlar’ tablosu bir yalandan ibarettir. Gençlerimiz memleketlerinde tutunmak için her yolu deniyorlar ama tutunacak sağlam ve gerçekçi bir dal uzatılması dışında hiçbir çözüm, aslında çözüm değil. Bu çözümü üretmek de çok zor değil. İYİ Parti olarak Türk gençliğine nitelikli bir eğitim, eğitimini hayata geçireceği bir düzen ve bunları yapmaya çalışırken de ekonomik olarak ayakta duracağı güvenli alan sözü veriyoruz. Gelin hakkımız olanı almak için birlikte mücadele edelim. Gençliğimizi kutlayacağımız gün bu mücadeleyi kazandığımız gün olacak” dedi.