(ANKARA) İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydemir, sosyal medya hesabından partiden istifa ettiğini duyurarak, gerekçelerini sıraladı. 

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Birol Aydemir, X hesabından yaptığı açıklamada, “İYİ Parti'deki görevlerimden ve üyeliğimden istifa ettiğimi kamuoyunun bilgilerine sunarım." ifadesini kullandı.

CHP’Lİ ZELİHA AKSAZ ŞAHBAZ: “MENENJİT VAKALARI ARTIYOR, VERİLER GİZLENİYOR. BAKANLIK, ÜCRETSİZ AŞI YAPSIN” CHP’Lİ ZELİHA AKSAZ ŞAHBAZ: “MENENJİT VAKALARI ARTIYOR, VERİLER GİZLENİYOR. BAKANLIK, ÜCRETSİZ AŞI YAPSIN”

Siyaseti sadece ülke ve milletimiz için güzel şeyler yapmanın bir aracı olarak gördüğünü, bu nedenle siyasete girdiğini belirten Aydemir, partiden istifa gerekçesini şöyle anlattı:

"Çünkü kurumsallığın oldukça zayıf olduğu ülkemiz; sosyal, ekonomik, hukuki tüm bileşenleri ile siyasetten aşırı derecede etkileniyor. Ülkemizin mevcut siyasi atmosferindeki ‘doğru’ alternatif olma yolunda partimizin karar alıcı organlarında fikirlerimi beyan etmekten geri durmadım. Ancak maalesef partideki çalışma arkadaşlarımla aynı rotada ilerleyemeyeceğimizi üzülerek müşahede ettim. Bu sebeple İYİ Parti’den ayrılmaya karar verdim. Ancak, bundan sonra da bilgi ve tecrübemi ülkemizin hizmetine sunmaya ve bu doğrultuda çalışmaya/üretmeye inşallah devam edeceğim.

"TÜRKİYE’NİN BEKÂ SORUNU BİTAP DÜŞMÜŞ İNSANLARDIR”

Cumhuriyet tarihinin en sıkıntılı dönemlerinden geçiyoruz. Genç, yaşlı kimsenin umudu kalmamış vaziyette. Bugün ülkenin gerçek ihtiyacı, ‘ideolojik düşüncelerin yaşatılması’ değil. Evine giderken çocuğuna ‘istediklerini’ alamayan babadır bu ülkenin problemi. Faturalarını ödeyemeyen milyonlardır. Kirasını ödeyemeyenlerdir. Şehir dışında üniversiteyi kazanmış çocuğunu okutamayan ailedir. Türkiye’nin bekâ sorunu bitap düşmüş insanlardır. Adaletin neredeyse hiç bir alanda olmadığı, hukukun ayaklar altına alındığı, yargının işlemediği, özgürlüklerin kısıtlandığı, kurumların oldukça zayıfladığı, liyakat yerine sadakatin esas alındığı, kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirliğin olmadığı bir süreç yaşıyoruz. Bütün bunlar güzel ülkemiz için gerçek bir bekâ sorunudur. Ve bütün bunlardan iktidar ve muhalefeti ile bütün siyaset sistemi sorumludur. Ülkemiz siyasetinde dil, üslup ve oyun kuralları yozlaştırıldı ancak bir şey değişmedi: Halkına teveccüh eden hep teveccüh gördü. Belirli etnik/sosyal ayrımlara odaklananlar ise bol retorikli ancak mahallesini asla terk edemeyen/etmeyen dar bir pencereye sıkıştı.

"MEVCUT SİYASİ PARTİLERİN MERKEZ SİYASETİ YAPABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM”

31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde ortaya çıkan resim, bize tek bir şey anlatıyor; o da kutuplaşmadan uzak, tutarlı bir merkez siyasetin hayati önemde olduğu gerçeği. Mevcut siyasi partilerin ve/veya ideolojik partilerin merkez siyaseti yapabileceğini düşünmüyorum. Ülkemizin demokratik, özgürlükçü, katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir bir siyaset sistemine, düzenine olan ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Merkez siyaset aslında ideolojilerden uzak, makulün, ‘değerlerin’ siyasetidir. Türkiye’nin geleceğinin demokrasi, özgürlük, adalet, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, şeffaflık, hesap verebilirlik ve liyakat gibi değer ve ilkelere inanmış ve bunu içselleştirmiş siyasetçi ve siyasi partilerden geçtiğini düşünüyorum.

"AKŞENER’E ŞÜKRANLARIMI SUNARIM”

Buradan geçtiğimiz dönemde ortak yol yürüdüğüm, şahsıma önce başdanışman, sonrasında genel başkan yardımcılığı görevini tevdi eden Sayın Meral Akşener'e bir kez daha şükranlarımı sunarım. Beraber çalışma fırsatı bulduğum bütün arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. 27 Nisan 2024 tarihinde yapılacak olan İYİ Parti olağanüstü kongresinin başarılı bir şekilde geçmesini temenni ederken mevcut başkan adaylarına başarılar dilerim. Saygı ve sevgilerimle.”

Kaynak: anka