Haber: Duygu Güvenç Kameraman: Aziz Metin Turan
(PARİS) - İstanbul’un 2036 Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapması için tanıtım amacıyla Paris’in ünlü moda müzesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Milli Olimpiyat Komitesi iş birliğiyle oluşturulan İstanbul Evi'nin kapıları ziyaretçilere açıldı. "Yüzyıllık Hayal" sergisinin küratörü olan İzzeddin Çalışlar, sergiyi ANKA Haber Ajansı'na değerlendirdi. Çalışlar, "İstanbul’la olimpiyatlar arasında hep böyle canlı tutulan karşılıklı saygı ve önem verme ilişkisi var... İstanbul, 2036 Olimpiyatlarına ev sahipliği yapma yeterliliğini ve bunu yapabileceğini daha önce kanıtladı" dedi.
Türk atletizminin ve kültürel Türkiye’nin 2036 yılında yapılacak Olimpiyat Oyunları’na ev sahipliği yapması hedefiyle tanıtım yapmak üzere Paris’te açılan İstanbul Evi, iki gün boyunca tanıtım etkinliklerine devam edecek.
İstanbul Evi'nde açılacak ''Yüzyıllık Hayal'' sergisinin küratörü de olan İzzeddin Çalışlar, ANKA Haber Ajansı'na Cumhuriyet tarihinde yüzyıllık olimpiyat geçmişinin anlatıldığı sergiye ilişkin bilgi verdi.
"1924 koşullarında birçok branşın kuralları bile bilinmiyor, yeni yeni oluşuyor"
Türkiye’nin olimpiyatlara ilk kez 1924 yılında katıldığını hatırlatan Çalışlar, şunları söyledi:
"Her şeyden öte herkesin gurur duyduğu bir olay olmuş ve Türk bayrağının da diğer ülke bayraklarının da burada bulunması, herhangi bir sportif başarı kazanılamamasına rağmen olaya küsülmeyip 1928’de yine aynı şevkle Amsterdam oyunlarına katılınması Olimpiyat yöneticileriyle, kafile başkanlarıyla ki, iki tanesine özellikle yer verdik Selim Sırrı Tarcan ve Ali Sami Yen, onların başarılı olamayacaklarını biliyor olarak hükümeti uyarmaları, ama buna devam etmek gerekliliği sporda daimi başarının ancak on yıllar boyu süren yatırımlar, disiplin, eğitim ve bir niyetle ancak gerçekleşebileceği inatla devam etmek gerekliliğini söylemeleri ve hükümet yöneticilerinin de aynı fikirde olup giderek daha çok kaynak aktarmaları bu hikayenin başlangıcı.
1924’te hiçbir elemeyi dahi geçiremiyoruz. Aslında 1924 koşullarına baktığımızda, birçok branşın kuralları bile bilinmiyor, yeni yeni oluşuyor. Oluşanların iletilmesinde büyük sorunlar var. Mesela bizim 24’te giden ekibimizde üç bisikletçimiz, bisikletleri yetişemediği için katılamıyor. Farklı sebeplerle katılamayanlar var. Ailesi izin vermeyen var, okulu izin vermeyen var, çalıştığı devlet kurumu izin vermeyen var. Her şeyin çok farklı olduğu bir dönem. Ama 1936’daki katılımda, sonuçta o madalyalara ulaşılıyor ilk defa."
"1936’da ilk defa güreş branşında madalya kazanıyoruz"
Türkiye’nin ilk defa 1936 Olimpiyatlarında güreş dalında bronz ve altın madalya kazandığını hatırlatan Çalışlar, "Biz, bizden çok daha ileride ve uzun yıllardır uğraşan ülkelerle yarışmaya devam edelim ama asıl kendi gücümüzü gösterebileceğimiz bir branş seçelim. Bu da nedir? İşte meydanlarda yapılmakta olan geleneksel yağlı güreş. Yağlı güreşin modernize edilerek olimpik standartlarda kurallarda buluşması sporcuların o yönde yetiştirilmesiyle hemen sonuç alınıyor" diye konuştu. Güreşte madalya kazanan 2 güreşçinin, "ulusal kahraman" olarak Türkiye’ye döndüğünü, on binlerce kişi tarafından karşılandıklarını belirten Çalışlar, "Bütün basında yani aylarca geçiyor, isimleri ölümsüzleşiyor. Ondan sonra da zaten olimpiyatlar tarihimizde bizim hep en iddialı olduğumuz ve en çok madalya kazandığımız branş, güreş oluyor" dedi.
"İstanbul’la olimpiyatlar arasında hep canlı tutulan karşılıklı saygı ve önem verme ilişkisi var"
"Yüzyıllık Hayal" sergisinde de şimdiye kadar güreşte madalya kazanmış olan bütün sporcuların adını anmaya dikkat ettiklerini söyleyen Çalışlar, olimpiyat tarihinde diğer branşlarda, sıra dışı başarıların olduğunu kaydetti.
Çalışlar, "1974’te, bu ilk olimpiyatlara katılışımızın 50. Yılı kutlanıyor. İstanbul'da halen hayatta olan ilk kadro, onurlandırılıyor, onlara plaketler veriliyor, törenler yapılıyor. İstanbul ve olimpiyatlar arasında hep bir bağ olmuştur. İstanbul’la olimpiyatlar arasında hep böyle canlı tutulan karşılıklı saygı ve önem verme ilişkisi var" ifadesini kullandı.
"Bir şehir ben olimpiyat yapmak istiyorum diyorsa sonunda yapıyor"
2036’da olimpiyatlarının İstanbul’da yapılma ihtimalin ide değerlendiren Çalışlar, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu konuda çok dedikodu üretiliyor her alanda olduğu gibi. Ama olimpiyat düzenlemek demek aslında dünyada her şehir ister, her şehrin hayalinde vardır. Ancak bazı seviyedeki şehirler bu hayali kurmaya layık bulunabiliyor. Her yer isteyemez, her yer yapamaz diye bir durum var. Bunu yapabilmenin ne kadar zor, kapsamlı ve pahalı bir iş olduğunu anlamak için işte bir olimpiyat kentinde birkaç saat geçirip hayatın nerelerine kadar dokunduğunu görmek gerek.
Ama şöyle söyleyeyim bir şehir ben olimpiyat yapmak istiyorum diyorsa sonunda yapıyor. İsteyip de yapamayan yok. İstanbul da yapacak bir gün. Bunun ne zaman olduğu birkaç dışsal parametreye de bağlı.
"İstanbul yeterliliğini ve bunu yapabileceğini daha önce kanıtladı"
İstanbul yeterliliğini ve bunu yapabileceğini daha önce kanıtladı. Nerden biliyoruz? Çünkü en son 2021’de gerçekleşen 2020 Tokyo Olimpiyatları’nın iki aday şehrinden biriydi. O iki adaya kaç aday arasından elenerek gelindi. Yani kısa listede “ya bu, ya da bu” olacak durumuna gelmişken olamadıysa artık orada yapılabilirdi demektir. Orada Tokyo’nun tercihe dilmesinin kim bilir parametreleri ve kriterleri nelerdir?
Bütün bu sürecin tamamı siyasidir çünkü kentlerin olimpiyat yapılabilir hale getirilmesi siyasi kararlarla olur. O kaynaklar siyasi kararlarla ayrılır. Bu politikalar siyasetle düzenlenir."
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bu konudaki çalışmalarını değerlendiren Çalışlar, "Ekrem İmamoğlu’nun benim gözümde koyduğu en önemli fark, Belediye Başkanı olarak işe sahip çıkması. Çünkü aslında bunlar kentlerindir ve birinci aktörün hep belediye başkanı olması lazım" dedi.
İzzeddin Çalışlar, Dışişleri Bakanlığı’nın da projeye destek verdiğini sözlerini ekledi.
Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo, İmamoğlu ile bir görüşecek
Etkinlikler kapsamında gün boyu farklı sergi ve gösteriler yer alacak. ''Türkiye'de Jimnastiğin Tarihini Değiştiren Takımın Hikayesi'' başlıklı panelde, Türkiye’yi jimnastik alanında çeşitli düzeylerde başarılarla temsil eden Suat Çelen, Efe Öztezdoğan ve İpek Kent konuşacak.
Dünya Olimpiyatçılar Derneği Başkanı Joel Bouzou’nun da konuşmacı olarak katılacağı ''İstanbul Konuşmaları: Bir Vizyon Ötede'' oturum akşam saatlerinde başlayacak.
İstanbul Evi'nde bugün akşam düzenlenecek özel resepsiyona, Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo da katılacak. Ekrem İmamoğlu, Hidalgo ile görüşecek.