Gündem

İstanbul Barosu: Dilruba Y.’nin tutuklanması hukuki değil siyasi bir yaklaşımdır

İstanbul Barosu, sokak röportajındaki sözleri gerekçe gösterilerek tutuklanan Dilruba Y. ile ilgili "Bir vatandaşın kişisel düşüncelerini Anayasal hak olan ifade özgürlüğü bağlamında ifade etmesinin tutuklama koruma tedbiriyle cezalandırılması hukuki değil siyasi bir yaklaşımdır. Bir sokak röportajında anlık yapılan yorumdan dolayı birilerini tutuklamak hukuk devleti olmak yerine hukukun vatandaşların düşüncelerini özgürce ifade etmelerini engellemek için araç olarak kullanıldığının en büyük göstergesidir” açıklamasını yaptı. Açıklamada, Dilruba Y.'nin tahliyesi ve beraati talep edildi.

(İSTANBUL)- İstanbul Barosu, sokak röportajındaki sözleri gerekçe gösterilerek tutuklanan Dilruba Y. ile ilgili "Bir vatandaşın kişisel düşüncelerini Anayasal hak olan ifade özgürlüğü bağlamında ifade etmesinin tutuklama koruma tedbiriyle cezalandırılması hukuki değil siyasi bir yaklaşımdır. Bir sokak röportajında anlık yapılan yorumdan dolayı birilerini tutuklamak hukuk devleti olmak yerine hukukun vatandaşların düşüncelerini özgürce ifade etmelerini engellemek için araç olarak kullanıldığının en büyük göstergesidir” açıklamasını yaptı. Açıklamada, Dilruba Y.'nin tahliyesi ve beraati talep edildi.

İzmir'de bir sokak röportajındaki sözleri gerekçe gösterilerek Dilruba Y.’nin tutuklanmasına ilişkin tepkiler sürüyor. İstanbul Barosu da konuyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

"İzmir’de gerçekleşen bir sokak röportajında http://Instagram.com’a erişim engeli getirilmesine ilişkin yapmış olduğu eleştiriden ötürü haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklanan Dilruba Y. hakkında jet hızıyla düzenlenen iddianameyle CMK m.216’daki halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama ile CMK m.229’daki Cumhurbaşkanına hakaret suçlamalarıyla kamu davası açılmış ve ilk duruşma günü olarak da 3 Eylül 2024 verilmiştir.

"Tutuklama gözdağı politikasına dönüştürülmüş, bir yargısız infaz aracı haline getirilmiştir"

Bir vatandaşın kişisel düşüncelerini Anayasal hak olan ifade özgürlüğü bağlamında ifade etmesinin tutuklama koruma tedbiriyle cezalandırılması hukuki değil siyasi bir yaklaşımdır. Bir sokak röportajında anlık yapılan yorumdan dolayı birilerini tutuklamak hukuk devleti olmak yerine hukukun vatandaşların düşüncelerini özgürce ifade etmelerini engellemek için araç olarak kullanıldığının en büyük göstergesidir. Tutuklama günümüzde iktidar tarafından kendisine yönelik yapılan eleştirilerin önünü kesebilmek maksadıyla gözdağı politikasına dönüştürülmüş, bir yargısız infaz aracı haline getirilmiştir. Dilruba Y. olayı da maalesef bunun en açık örneğidir.

"Dilruba y. hakkında kamu davası açılması açıkça hukuka aykırıdır"

Haksız verilen tutuklama kararıyla Dilruba Y.’ye karşı çok açık bir şekilde TCK m.109’daki 'kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma' suçu işlenmektedir. Verilen tutuklama kararıyla vatandaşımızın özgürlüğü TCK m.109/3-d’ye göre 'kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle' sınırlandırılmış bulunmaktadır. Tutuklama tedbiri, bir cezalandırma aracı değil ancak ve ancak CMK m.100/2 ve 3’te sınırlı sayıda sıralanan şartların varlığı halinde uygulanabilecek olan bir koruma tedbiridir. Olayımızda bu madde de sayılı tutuklama nedenlerinden biri dahi (ne kaçma-saklanma şüphesi ne delilleri gizleme-yok etme-değiştirme ne de tanık veya mağdura baskı yapılması) durumu söz konusu değilken ayrıca Dilruba Y. hakkında isnat edilen her iki sözde suç da CMK m.100/3-a’da sıralanan katalog suçlardan biri de olmadığı halde Dilruba Y.’nin tutuklanması ve hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılması açıkça hukuka aykırıdır.

"Derhal öncelikle tahliyesine ve derhal beraatine karar verilmelidir"

Bir hukuk devleti olduğumuza dair inanca daha fazla gölge düşmemesi ve adalete olan güvenin sarsılmaması, için; toplumu, vatandaşı susturmaya, onlara gözdağı vermeye yönelik verilen orantısız, kanunsuz ve hukuksuz tutuklamalara derhal son verilmeli ve İfade özgürlüğü kapsamında eleştirilerini dile getiren Dilruba Y. derhal öncelikle tahliyesine ve derhal beraatine karar verilmelidir."