İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul’da yaşanan kar felaketinin son durumuyla ilgili AKOM’da bilgilendirme toplantısı düzenledi. İmamoğlu satır başlarıyla şunları söyledi:
20-30 YILIN EN YOĞUN KAR YAĞIŞI: “Kar, doğanın, kış mevsiminin en doğal süreci. Elbette kar meselesi İstanbul için iki yönüyle önemli. Şehrin zorluklarını çözmek adına hepimizin sorumluluğu ama bir başka yol ile de açıkçası İstanbul’umuzun ihtiyacı. İstanbul’un su ihtiyacını karşılaması, kuraklığın değil, her mevsimin zamanında karşılığını vermesi açısından da önemli bir husus. Ama şunu belirtelim, bir zaman dilimi içerisinde en yoğun kar yağışı alma kavramı üzerinden baktığımızda ve metrekareye düşen yağış bazında kilo miktarlarına da baktığınızda 7-8 saatte neredeyse 60 kiloyu bulan noktaları tespit ettik. Bu gerçekten son yılların belki de 20-30 yılın en yoğun kar yağışının bir anda düştüğü bir süreci tarifliyor. Bu bakımdan yoğun bir kar yağışı ile karşı karşıya kaldık.
ASLA BİZ VE ONLAR DİYE BİR BAKIŞIN SAHİBİ OLMAYACAĞIZ: İstanbul böylesi anlarda, yani afet diye tanımlayabildiğimiz bu tür anlarda nasıl yönetiliyor ya da nasıl süreç işliyor diye. Bazı yollarla ilgili farklı kurum ve kuruluşların yetki alanları var. İBB’nin yetki alanları var ki sorumlu olduğu yol ağı yaklaşık 4 bin 23 kilometre, ama bunun dışında Karayolları'nın sorumlu olduğu yol ağları var bir de anlaşma gereği 3. Köprü yol hattı ve bağlantılarının sorumlu olduğu bir özel şirket var. Yapılan ihalenin şartnamesi gereği. Dolayısıyla bu 3 hat önemli. Ana arterlerde bu 3 hat çok konuşuluyor. Bunun bilinmesi lazım. 39 ilçe belediyesinin sorumlu olduğu hatlar var. Burada sürece başından beri yani 2,5 yıllık görev süremiz süresince söylediğimiz bir şey var. Asla biz ve onlar diye bir bakışın sahibi olmayacağız. İstanbul bir bütündür. İstanbullunun her kurumu iyi niyetle İstanbulluya hizmet etmek durumundadır. Biz de bu akılla, bakışla her arkadaşımızın refleksini ona göre geliştirerek hizmet etmesi gerekir. Sadece afet anında kar yağdığında değil, hangi husus olursa olsun planlamadan yeşil alan düzenine ya da sokak hayvanlarından başka hususlara varıncaya kadar mutlak ve mutlak bizim hizmet anlayışımız budur diye her yerde dile getirdik ve bunu temsil etmeye de devam edeceğiz.
BU DİL DEĞİŞMEDİĞİ SÜRECE ÜLKENİN GÜNDEMİ GERÇEK KONULAR OLMUYOR: AKOM'da sizlerle beraber buluşmaya başladığım andan itibaren, koordineli çalışma hususundaki dilimize de sahadaki işleyişimize de tavrımıza da çok dikkat ettik ve halen de dikkat ediyoruz. Bundan sonra da edeceğiz. Kim ne derse desin. Zaten bu dil değişmediği sürece, gerçekten ülkenin gündemi, gerçek konular olmuyor. Çözüme kavuşması gereken sorunlar konuşulmuyor. Ne yazık ki bazen saçma sapan konular ya da bir kısım hususlar toplumun gündeminde ön sıralara oturmak zorunda kalıyor. Biz nasıl çalıştık değerli arkadaşlar? Öncelikle şunu söyleyeyim İstanbul'da sadece bu konuya odaklı 7 bin 421 çalışanımız bin 582 araç ve iş makinamız görev aldı. 21 Ocak cumadan hazırlık yaparak bu süreci yönettiğimizi de herkesin bilmesini istiyorum.
OLDUKÇA YOĞUN TUZ KULLANIMINA ULAŞTIK: Çok tartışılan tuz stoku konusunda şunu ifade edelim: Özellikle, 25-26 Ocak günlerinde oldukça yoğun tuz kullanımına ulaştık. İBB'nin 4 gün içerisinde kullandığı tuz miktarı 72 bin 195 ton. 32 ton solüsyon kullanmışız. Bizim kullandığımız tuzun yanı sıra biz ilçe belediyelerinin de tuz ihtiyaçlarını karşıladık. 39 ilçe belediyesinin var olan tuz ihtiyacı için bizim depolarımıza geldiler ve temin edip dönüş yaptılar. Bu bizim söylediğimiz miktarlar İBB’nin miktarları. Bunun dışında kendi sorumluluk alanlarında kullanılan miktarlar vardır. Bu dönemde ne yazık ki oldukça fazla sayıda yolda kalma yaşanıyor. 27 tane kurtarıcı vinç ve çekiciler şeklinde araç teminiyle süreci yönettik. Mücadeleyi verirken ne yazık ki İstanbulluların en fazla yaşadığı sorun bir yolda giderken bir aracın yolda kalmasıyla arkasında biriken büyük araç yığınları.
865 ARAÇ BÜYÜK TIR'LAR, KAMYON, KAMYONETLER DE DAHİL SAHADAN KALDIRILDI: Bu noktadan sonra da hizmet vermenin zorlukları başlıyor. Bunu engellemek maksadıyla hem biz hem sayın Valiliğimizin açıklaması oldu. Günün sonunda bütün tedbirleri ilan ettik çağrılarımızı yineledik. Bu çağrılarımız Cuma gününden başladı. Büyük oranda vatandaşımızın bize eşlik etmesi bizi dinlemesi bizi ziyadesiyde mutlu etti. Vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Esas güç vatandaşın gücüdür. 865 araç büyük TIR'lar, kamyon, kamyonetler de dahil sahadan kaldırıldı. 880 vatandaşa erişildi, kurtarma işlemleri tamamlandı. Bazı köylerimizde büyük ve küçük baş hayvanlar kurtarıldı. Muhtar ve çiftçilerimizle ortak çalışıldı. Vatandaşlarımıza katkı sunma konusunda toplam 167 bin kumanya ve mobil malzeme vatandaşlarımıza ulaştırıldı. Otogarlarımızda insanlar birikti, 1500’e yakın vatandaşımızı misafir ettik, gıda ve barınma ihtiyaçlarına katkı sunduk. 1500 yakın evsiz vatandaşımızı da konuk etmeyi başardık. Halen 650’ye yakın vatandaşımızı misafir etmeye devam ediyoruz.
YOLDA 1 SAAT BİLE BEKLETTİĞİMİZ VATANDAŞLARIMIZA SÖYLEYECEĞİMİZ TEK ŞEY VARDIR, ÖZÜR DİLERİM: Karın başladığı günden bu yana büyük bir ekiple, valilikle kurduğumuz irtibatlarla kendi yetki alanımızla ilgili akışkanlığı sağladık. İnsanların araçlarını bıraktıkları noktadan evlerine erişmesini teminen kesintisiz metrobüsleri çalıştırdık. O bölgede bulunan ilçe belediyelerini bizzat aradım. Vatandaşlarımızın evlerine ulaşması için ilçe belediye başkanlarından yardım istedim. Metro hatlarımızda ulaşım gece 02.00 ye kadar devam ettirdik. Köylerimize yoğunlaştık. Bu sabah Valimizle Hadımköy’de yığılan TIR'larla ilgili bir çabamız var. Bugün itibariyle İstanbul’u sorunsuz bir noktaya taşıdık ve bütün sorunları aştık. 20 milyonluk bir kentin sorunsuz bir süreç yaşamasını beklemek hayalcilik olur. Elbette mağdur ettiğimiz, yolda 1 saat bile beklettiğimiz vatandaşlarımıza söyleyeceğimiz tek şey vardır özür dilerim, bunu istemezdik. Bu bir doğal afet sürecidir. Hızlı bir çalışma yapılmıştır. Dilini bozmayan, kurumları ayrıştırmayan omuz omuza hissetmeye çalıştığımız bir süreç yönetilmiştir. Bizim tarafımızdan izlenen süreç budur. Diğer yönüyle izlenen mekanizmaları milletimizin takdirine bırakıyorum o benim konum değil. Mağdur olan vatandaşlarımızdan özür diliyorum ama büyük oranda insanlarımızın hızla normal hayata döndükleri bir süreç olduğunu ifade etmek isterim. Önümüzdeki günlerde yağış ihtimali gözükmekte. Bundan sonra da dayanışmayı, birlikte konuşabilmeyi, üretebilmeyi sürdürebileceğimiz ortamları diliyor ve istiyorum.