HABER: MEHMET OFLAZ

(SAKARYA) - Sakarya'nın Hendek ilçesindeki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda meydana gelen ve 7 işçinin hayatını kaybetmesine, yüzü aşkın işçinin yaralanmasına neden olan patlamanın 4. yılındaf abrika önünde toplanan aileler hayatını kaybeden yakınlarını andı. Davanın avukatı Can Atalay cezaevinden gönderdiği mesajda, "Türkiye’nin dört bir yanında; Hendek’te davamız, kimse ekmeğini kazanırken öldürülmesin diyedir, Türkiye kapitalizminin en ucuz maliyet kalemi olarak işçi canı kabul edilmesin diyedir" dedi.

Başbağlar'da katledilenler Beyoğlu'nda anıldı Başbağlar'da katledilenler Beyoğlu'nda anıldı

Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikası’nda, 3 Temmuz 2020’de meydana gelen patlamada yaşamını yitiren işçiler, patlamanın 4. yılında fabrika önünde anıldı. Anmaya; patlamada yaşamını yitirenlerin aileleri, avukatları, DİSK, Eğitim-Sen, Türkiye İşçi Partisi, Emek Partisi, Sosyal Haklar Derneği temsilcileri ile Çorlu Tren kazasında 9 yaşındaki oğlu Oğuz Arda Sel’i kaybeden Mısra Öz katıldı.

“Olası kast kararını alan kadar bu mücadeleye devam edeceğiz”

Müşteki avukatlarından Akçay Taşçı, yaptığı konuşmada, “Yaşar Coşkun nasıl hâl içeride? Bu mücadele sayesinde içeride, ailelerin bu davayı terk etmemesi sayesinde içeride, Türkiye’de sosyal cinayet düzeniyle mücadele edenlerin sayesinde içeride, kaybının peşinde koşanlar sayesinde içeride. Mücadele kazanım yaratır. Bizim için şuan yeterli mi? Değil. Elbette ki olası kast kararını alan kadar bu mücadeleye devam edeceğiz. Elbette ki diğer kamusal sorumluluk ortaya çıkana kadar biz mücadeleye devam edeceğiz. Biz mücadele etmeseydik bir kişi bile bir gün hapis yatmayacaktı” diye konuştu.

“Bu insanlar adalet istiyor”

Patlamayla ilgili açılan davada hayatını kaybeden işçilerin ailelerinin avukatı Can Atalay, Silivri Cezaevi’nden mesaj gönderdi. Can Atalay’ın mesajı şöyle:

“Burada tam 4 yıl önce göze göre göre bir katliam yaşandı. 7 işçi kardeşimizi, göz göre göre öldürdüler. Buradaki işverenler için, Coşkunlar için ve Türkiye’nin pek çok yerindeki işverenler için işçi canı önemsiz bir ayrıntı hatta neredeyse bir sarf malzemesi. Ateş düştüğü yeri yakar, bu insanların acısını hiçbir şey hafifletmez ama bu insanlar, işsiz kalma pahasına hiç kimseye ve hiçbir şeye boyun eğmedi ve bu insanlar başka kimse öldürülmesin diye bu davayı takip etti. Hala daha, hiç utanmadan, milyonlarca lira rant elde etmek için fabrikanın bulunduğu arazinin imarı değiştirilerek eski MÜSİAD Başkanına ait arazi, yeni MÜSİAD Başkanının kurduğu kooperatife satıldı. Biz parası olanın kayrıldığı, parası olmayanın zulüm gördüğü bir memleket istemiyoruz. İşçilerin canı bu kadar ucuz olmamalı. Bu insanlar adalet istiyor. Türkiye'nin dört bir yanında; Hendek’te davamız, kimse ekmeğini kazanırken öldürülmesin diyedir, Türkiye kapitalizminin en ucuz maliyet kalemi olarak işçi canı kabul edilmesin diyedir. Hangi mapusta olursak olalım, hangi baskıyı uygularsanız uygulayın biz bu mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Silivri’den selamlar.”

“Bu alan halkımız için ortak bir yas ve hafıza mekanı olarak kalmalıydı”

CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent de konuyu TBMM gündemine taşıdı. Taşkent şöyle konuştu:

“Bugün Hendek'teki havai fişek fabrikası patlamasının 4'üncü yıl dönümü. Adli süreçte fabrikada kaçak boru üretildiği, ruhsatsız patlayıcı depoları inşa edildiği, kapasitesinin üzerinde patlayıcı depolandığı, denetimlerin önceden haber alındığı tespit edildi fakat tüm bunlara rağmen tek kamu görevlisine denetim ihmallerinden dolayı dava açılmadı. Cumhurbaşkanı, İçişleri ve Sağlık Bakanının adı kullanılarak işçiler, aileler ve avukatlar tehdit edildi. Maalesef, facianın yaşandığı alan imara açıldı ve patlamanın olduğu gece fabrika sahibine yemek veren MÜSİAD arsanın alıcıları arasında yer aldı. Oysa bu alan halkımız için ortak bir yas ve hafıza mekanı olarak kalmalıydı. Yakınlarını kaybedenlerin tekrar başı sağ olsun. İş cinayetleri politiktir, gerekli denetimler yapılmadan, caydırıcılıktan uzak yargılama süreçleriyle önlenmesi mümkün değildir.”

Kaynak: anka