(ANKARA) -Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Slovenya Başbakan Yardımcısı ve Dış ve Avrupa İşleri Bakanı Tanya Fajon ile Lübliyana'da düzenlenen basın toplantısında; "Üye devletlerinin çoğunun Türkiye ile daha düzenli, daha yapısal istişare mekanizmalarının hayata geçirilmesi konusunda destek verdiğini görmekten memnuniyet duyuyoruz. Ama Avrupa Birliği'nde (AB) kararlar tam bir konsensüs ile alınıyor. Ama birçok konuda azami çoğunluğun Türkiye ile ilişkilerin daha da ilerletilmesi yönünde bir iradeye ve görüşe sahip olduğunu da gördüm" dedi.
Dışişleri Bakanı Fidan, Slovenya'nın başkenti Lübliyana'ya resmi ziyarette bulundu. Ziyareti kapsamında Slovenya Başbakan Yardımcısı ve Dış ve Avrupa İşleri Bakanı Fajon ile görüştü. Görüşmenin ardından iki bakan ortak basın toplantısı düzenledi. Fajon, şöyle konuştu:
"Bugün çok büyük bir memnuniyetle bir eylem planına imza attık. Önümüzdeki 3 yıl boyunca uygulanacak olan stratejik ortaklık eylem planı. İnanıyorum ki bu belge ülkelerimiz arasındaki iyi ilişkilerin geliştirilmesini sağlayacak ve aynı zamanda orta vadede ilişkilerimizi güçlendirecek. Özellikle ekonomi alanında ticari ilişkilerimizin arttığını görüyoruz. Türk firmalarının Slovenya pazarında git gide daha fazla varlık gösterdiklerini görüyoruz. Kültür, bilim ve eğitim alanında ve dijital sektörde de artan iş birliğimiz söz konusu.
"Türkiye, AB açısından kilit bir ortak"
Türkiye, AB açısından kilit bir ortak ve aday ülke. Dünkü Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda bir araya geldik. Brüksel'de bölgesel konuları ele aldık. Karşılıklı olarak fayda sağlayabileceğimiz bir Gümrük Birliği ile ilgili müzakereler devam ediyor. Vize kolaylaştırılması, serbestleştirilmesi çalışmalarımız devam ediyor. Vize serbestisinin tamamen sağlanmasıyla ilgili ilk adımları attık. İnsanlar arası temasların artmasını umuyoruz bu aşamadan sonra. Türkiye ile düzenli diyaloğumuz devam edecek. Özellikle göç alanında bu diyaloğumuz sürdü.
Rusya-Ukrayna arasındaki durum ve Gazze'deki savaş da ele alındı. Slovenya AB'nin genişlemesinin güçlü destekçilerinden biri. Bu çerçevede sayın Bakan ile yürütülen çalışmaların yoğunlaştırılması gerektiği konusunda hemfikir olduk. Batı Balkan ülkeleri için de aynı çalışmaların yürütülmesini destekliyoruz."
Fidan: Slovenya nakliyecilerimize yıllık 21 bin transit geçiş belgesi sağlıyor
Son derece verimli bir görüşme trafiği içinde bulunduklarını belirterek sözlerine başlayan Bakan Fidan ise şunları kaydetti:
"İkili ticaret hacmimizde gerçekten güvenli bir artış var, bu bizim için bir memnuniyet kaynağı. Ticari ilişkilerimizi daha da artırma konusunda mutabıkız. Bu hususta karşılıklı iradenin mevcudiyetini bugün bir kez daha teyit ettik. Keza, Karma Ekonomik Komisyonu'nun dokuzuncu dönem toplantısını da önümüzdeki dönemde ülkemizde düzenlemek istiyoruz. Bu çerçevede ülkelerimiz arasındaki sosyal güvenlik anlaşmasını bir an önce sonuca ulaştırmayı ümit ediyoruz.
Slovenya nakliyecilerimize yıllık 21 bin transit geçiş belgesi sağlıyor. Ancak Avrupa'ya yönelik ihracatımızdaki artış karşısında bu rakamın yetersiz olduğunu görüyoruz. Türkiye olarak biz kara taşımacılığı transit geçiş bölgelerinde tam liberalleşme sağlanmasından yanayız. Bunun tüm tarafların çıkarına olacağına da inancımız tamdır. Tam liberalleşmenin Avrupa ile Asya arasındaki ticari bağlantının güçlendirilmesine ciddi bir katkı sağlayacağına inanıyoruz.
Slovenya'nın haziran ayında Filistin'i devlet olarak tanıma kararından duyduğumuz memnuniyeti sizlerin huzurunda tekrar vurgulamak istiyorum. Slovenya bu kararıyla ilkeli duruşunu bir kez daha göstermiştir. Filistin'de adil ve kalıcı bir çözümü hayata geçirmek için uluslararası hukuka sahip çıkan ülkelerle ortak çabalarımızı artırabileceğimize inanıyorum.
"Netanyahu hükümeti ateşle oynamaya devam ediyor"
7 Ekim'den bu yana Gazze'de bir soykırım devam ediyor. İsrail, Gazze'deki insanları sistematik bir şekilde aç ve susuz bırakıyor. Hastaneleri, okulları, camileri ve kiliseleri bile bombalayan İsrail, tüm insani değerleri ayaklar altına alıyor. Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın tarihi statükosunu değiştirmeye yönelik provokasyonlar karşısında sessiz kalmamız mümkün değildir. İsrail, Gazze'de uygulanan sistematik vahşeti Batı Şeria'ya da maalesef taşımış durumda. İsrail savaşı farklı cephelerde yayma peşinde. Bölgedeki gerilim had safhada. Netanyahu hükümeti ateşle oynamaya devam ediyor. Koltuğunu koruma uğruna kendi ülkesi dahil tüm bölgenin geleceğini tehlikeye atıyor. İsrail'e kayıtsız şartsız destek çıkanlar başta olmak üzere Gazze konusunda sessiz kalan herkes vebal altındadır. İsrail'in barbarlığı artık bir son bulmalı."
"Üyelikle ilgili AB'de oluşması gereken bir siyasi irade sorunu var"
İki bakan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye-AB ilişkileriyle ilgili soru üzerine dün Brüksel'de yapılan AB Gayrıresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'na değinen Fidan, şunları söyledi:
"Toplantıda görüşmelerimiz kabaca iki başlık altında toplandı diyebilirim. Bunlardan birincisi, Türkiye-AB kurumları arasındaki ilişkide neredeyiz, neler yapılabilir, neler yapılmalı. Biz kendi görüşlerimizi söyledik. Üye devletlerin Dışişleri Bakanları kendi pozisyonlarını aktardılar. İkinci ana başlıkta da Dışişleri Bakanları toplantısı olduğu için Yüksek Temsilci sayın Borrell de oradaydı. AB-Türkiye dış politika perspektifleri nasıl uyumlaştırılabilir, iş birliğini nasıl daha derinleştirebiliriz, belli konularda neler düşünüyoruz, neler yapılabilir, onları görüşme imkanımız oldu. Her iki başlıkta da yapılacak çok iş var. Ama şunun altını özellikle çizdik. Türkiye'nin AB üyeliği stratejik perspektifi tam bir kararlılıkla devam etmektedir. Cumhurbaşkanımızın geçen sene mayıs ayındaki seçim zaferinden sonra bunu bir kez daha ilan ettiğini orada gündeme getirdik. Bu vesileyle, aynı iradenin, aynı siyasi iradenin AB ülkelerinde olması durumunda bunun AB kurumlarına yansıması mümkün olacak ve Türkiye-AB kurumları arasındaki ilişki daha da ileri gidecek.
Üyelikle ilgili AB'de oluşması gereken bir siyasi irade sorunu var. Bu sorunu aşmak kendi iç meseleleri. Türkiye olarak bu sorunun aşılmasında ne türden katkıda bulunabiliriz, bunu da derinlemesine tartışmamız gerekiyor.
Şu anda karşı karşıya kaldığımız cari sorunlar var. Bunlar nasıl gündeme getirilebilir, nasıl ilerletilebilir onları da görüşme imkanımız oldu. Başta Gümrük Birliği'nin güncellenmesi meselesi, vizeyle ilgili konular, Avrupa Yatırım Bankası'nın Türkiye'ye yönelik faaliyetleri başta olmak üzere bir dizi idari, siyasi ve teknik konu masaya yatırıldı.
"Filistin konusunda genel bir konsensüs sağlandığını görmekten memnunuz"
Filistin konusunda savaşın bir an önce durması, insani yardımların başlaması, İsrail'e baskı yapılması ve iki devletli çözümün hayata geçirilmesi konusunda genel bir konsensüs sağlandığını görmekten memnunuz. Üye devletlerinin çoğunun Türkiye ile daha düzenli, daha yapısal istişare mekanizmalarının hayata geçirilmesi konusunda destek verdiğini görmekten de memnuniyet duyuyoruz. Ama AB'de kararlar tam bir konsensüs ile alınıyor. Ama birçok konuda azami çoğunluğun Türkiye ile ilişkilerin daha da ilerletilmesi yönünde bir iradeye ve görüşe sahip olduğunu da gördüm."
"Görüşmelere başlamak gerekiyor"
Fidan, Rusya-Ukrayna savaşı ve Gazze'deki son durumla ilgili soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
"21'inci yüzyılda 3 yıldır devam eden bir konvansiyonel savaş var ve bu savaşın da nükleere dönüşme riski her an için mevcut. Avrupa'nın ortasında cereyan eden bir savaşta 500 binden fazla insanın hayatını kaybetmiş olması veya yaralanmış olması ve milyonlarca insanın yerinden edilmiş olması gerçekten büyük bir trajedi. Türkiye olarak coğrafyalarda yaptığımız gibi temel tercihimizi, dış politika stratejimizi bir an önce çatışmanın, savaşın durmasından ve yerini diyaloğa bırakmasından yanayız.
Savaşın maliyeti inanılmaz derecede yüksek. Şu anda ilerisi için getirdiği riskleri tahmin etmek zaman zaman mümkün olmayabiliyor. Dolayısıyla, büyük risklere açık ve halihazırda büyük bedeller ödetmiş bu savaşın durdurulmasını talep etmek kadar normal bir şey, insani bir şey, siyasi olarak stratejik bir şey olamaz. Bunun için görüşmelere başlamak gerekiyor. Zaten savaş devam ediyor. Ama diğer taraftan görüşmelerin devam etmesi, ciddi niyetler ortaya konması, bu savaşın daha fazla bölgemize ve küresel istikrara zarar vermesini engellemek için elzemdir.
Gazze'de devam eden katliamın durması için uluslararası baskının artırılmasının bir öncelik olduğunu yöntem olarak düşünüyoruz. Neden? İsrail şu ana kadar hiçbir maliyet ödemediği için sadece Gazze'de bir soykırım yapmayla değil, aynı zamanda şimdi Batı Şeria, daha sonra Lübnan, daha sonra adını tahmin edemeyeceğimiz kendisine düşman ilan ettiği başka ülkelere de bu savaşı taşıma riskini götürüyor.
Biz nasıl ki Ukrayna'nın topraklarının işgal edilmesine karşıysak Filistin devletinin de topraklarının İsrail tarafından işgal edilmesine karşıyız."