(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki dava ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un sözlerini değerlendirdi. Gökçen, “Adalet Bakanı’nın yaptığında bir atanmışın, seçilmişe parmak sallaması var. Yargı aracılığıyla halka, demokrasiye sallanmış bir parmak var. CHP’nin kararları, siyaseti, kimsenin kimseye yargı aracılığıyla parmak sallamasıyla dizayn edilemez” dedi.
CHP’de tüzük değişikliklerinin ele alınacağı 20. Olağanüstü Kurultayı başladı. ATO Congressium'da yapılan kurultaya delegeler, onur kurulu üyeleri ve eski genel başkanlar katıldı. CHP Adalet Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, kurultayda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan davaya ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un İmamoğlu’na yönelik açıklamalarına dair ANKA Haber Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
Gökçen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında açılan ve hakkında siyasi yasak istenen davaya ilişkin, “Adalet Bakanı’nın yaptığında bir atanmışın, seçilmişe parmak sallaması var. Yargı aracılığıyla halka, demokrasiye sallanmış bir parmak var. CHP’nin kararları, siyaseti, kimsenin kimseye yargı aracılığıyla parmak sallamasıyla dizayn edilemez” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin yenilenmesini ve Ekrem İmamoğlu’nun oyunu artırarak tekrar seçilmesini hatırlatan Gökçen, “Ekrem İmamoğlu halkı temsil eden, daha öncesinde seçim iptaliyle büyük haksızlığa uğrayan bir siyasetçi. Ama bu haksızlığa karşı da çok güçlü bir şekilde halka birlikte cevap vermiş bir siyasetçi. O yüzden ikinci kez bu şekilde tenezzül etmenin mantığını anlayabilmiş değiliz. İstiyorlarsa deneyebilirler.” diye konuştu.
''İmamoğlu kendisine yapılan haksızlık karşısında oyunu 800 bin artırdı''
“Adalet Bakanı’na şunu da hatırlatmak lazım. Kendisi atanmış bir kişi. Kendisi doğrudan yetkisini halktan alan bir kişi değil. Ama Sayın İmamoğlu öyle değil” ifadelerini kullanan Gökçen, şunları söyledi:
“Bu davanın seçim iptalinin üzerine yaşanan bazı tartışmalarda o zamanki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu dönüp hakaret etmişti. Ondan sonra Sayın İmamoğlu Süleyman Soylu’ya cevap vermişti. Bunu mikrofon uzatan gazeteci davaya gelip söylüyor. Tanıklık ediyor: ‘Ben bu şekilde soruyu sordum. Ona aldığım cevaptır Ekrem İmamoğlu’nun söylediği’ diyor. Süleyman Soylu, ‘Bana söyledi’ diyor. Hakim, ‘Biliyorum ben ona söylediğini’ diyor. İşin sonunda hakim değişiyor ve bir karar çıkıyor, siyasi yasakla birlikte. Kısa bir süre içinde hızlı yürütülen bir davada, bana göre ahmakça bir davada bir karar verildi. İstinaf süreci uzatıldı, uzatıldı bekletildi. Belli siyasi zamanlamaları kovaladıkları için. O siyasi zamanlamalar içinde, diyecekler ki şu dönemde biz siyaseti bu şekilde dizayn etmek isteriz. O zaman bu karar onansın veya siyaseti biz bu şekilde dizayn etmek istemiyoruz. O zaman bekletelim. Bir sopa olarak Sayın İmamoğlu’nun değil, halkın üzerinde kalsın bu sopa. Böyle bir amaçla hareket ediyorlar. İmamoğlu kendisine yapılan haksızlık karşısında oyunu 800 bin artırdı. Bazı anketlerde yüzde 5-10 geride denmesine rağmen büyük farkla, ittifaksız kazanmış bir lider. Adalet Bakanı’nın yaptığında bir atanmışın, seçilmişe parmak sallaması var. Yargı aracılığıyla halka, demokrasiye sallanmış bir parmak var. CHP’nin kararları, siyaseti kimsenin kimseye yargı aracılığıyla parmak sallamasıyla dizayn edilemez.”