Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, TBMM’den geçen Nükleer Düzenleme Kanunu’na göre Rusların Türkiye’ye vereceği teminatın yaklaşık 800 milyon dolar olduğunu belirterek, “Fukuşima faciasının maliyeti 1 trilyon dolar ve Rusya’nın Türkiye’ye vereceği teminatın tam 1250 katı Türkiye’ye kaza maliyeti riski barındırıyor” dedi. TBMM Genel Kurulu'nda hafta sonu kabul edilen ve bugün yürürlüğe giren 7381 sayılı Nükleer Düzenleme Kanunu üzerindeki tartışmalar sürüyor. Kanunu eleştiren Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal, Ukrayna’da Zaporizhzhia Nükleer Santrali'ni füzeyle vuran Rusların Akkuyu Nükleer Santrali’ni yaptığına dikkat çekti. Atal, Akkuyu’da herhangi bir kaza durumunda Rusya’nın teminatının kanuna göre 800 milyon dolar olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Fukuşima Nükleer faciasına baktığımızda Japonya’ya maliyeti 1 trilyon dolar. Kaldı ki çocuklarda tiroid vakası 500, yetişkinlerde 30 kat arttı.  Sağlık maliyetinin yanı sıra normal bir ülkeyi çökertebilecek büyük bir parasal maliyet çıktı. Geçtiğimiz günlerde Meclis’ten geçen Nükleer Düzenleme Kanunu’nda emperyalist Rusya devletine ait Akkuyu Nükleer Santrali’ni inşa eden Rosatom şirketinin ne kadar Türkiye Cumhuriyeti’ne teminat verdiğine baktık. Nükleer Düzenleme Kanunu’na göre emperyalist Rusya devletine ait Rosatom şirketinin Türkiye’ye bir nükleer kaza ile ilgili verdiği teminat 700 milyon Euro yani yaklaşık olarak 800 milyon dolar. Fukuşima nükleer faciasının Japonya’ya maliyeti 1 trilyon dolar. İkisini yan yana koyduğumuzda 800 milyon dolar nükleer faciaya ilişkin teminat öngören Rusya’nın teminatının ne kadar yetersiz olduğu ortaya çıkıyor. Fukuşima faciasının maliyeti 1 trilyon dolar ve Rusya’nın Türkiye’ye vereceği teminatın tam 1250 katı Türkiye’ye kaza maliyeti riski barındırıyor.” Atal, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla Akkuyu Nükleer Santrali’nin Türkiye için “milli güvenlik sorunu olduğunun” ortaya çıktığını kaydederek, “Rusya, eline Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde sahip olacağı bir Akkuyu Nükleer Santralini Türkiye Cumhuriyeti’ni işgal için, sıcak denizlere inmek için kalkan ve zırh olarak kullanabilir. Bu nükleer santral projesi Türkiye Cumhuriyeti devletinin tarihinde karşılaştığı en büyük milli güvenlik ve insan hakları sorunudur” dedi. Atal Rusya’nın Akkuyu Nükleer Santrali’nin yanında “askeri liman olarak da kullanılabilecek” bir liman inşa ettiğine ve bunun Türkiye için tehdit olduğuna da dikkat çekti. “CUMHURBAŞKANI AKKUYU’NUN KAPISINA BİR AN ÖNCE KİLİT VURMALIDIR” Atal, “Türkiye'de Cumhurbaşkanı Anayasanın 104. maddesindeki milli güvenliği koruma görevi ve yetkisi gereği Akkuyu Nükleer Projesi'nin kapısına bir an önce kilit vurmalıdır” dedi.