(TBMM) - Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada; "Biz topraklarımızı bir karış bile olsa parçalayan hiçbir çözüme eyvallah demiyoruz. Burada bir şeyi duyurmak istiyorum; önümüzde bir çözüm kalmadı bugün yapacağımız en iyi çözüm Filistin liderliğindeki bütün kardeşlerimle birlikte Gazze'ye gitmeye karar verdim. Herkese şu mesajı vermek istiyoruz; bunun bedeli hayatımız da olsa benim hayatım, bizim hayatımız Gazze'deki en ufak bir çocuğun hayatından daha değerli değildir. Bizler İslam'ın hükmünü uyguluyoruz; ya zafer ya şehadet" dedi.
TBMM Genel Kurulu, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın konuşması için TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş başkanlığında olağanüstü toplandı. Abbas’ın şeref konuğu olarak katıldığı Genel Kurul’da milletvekili sıralarının üzerine Türk ve Filistin bayraklarının yer aldığı atkılar bırakıldı.
Oturuma MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları katılırken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise katılamadı. Özel’in ayağında meydana gelen kırık nedeniyle TBMM’ye gelemediği açıklandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, bakanlar ve aralarında Rusya ve ABD’nin de aralarında bulunduğu büyükelçiler de oturumu locadan izledi.
"Uluslararası toplum her gün gerçekleşen katliamlara nasıl sessiz kalabiliyor?"
TBMM Genel Kurulu, Olağanüstü oturumu TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un konuşmasıyla açıldı. Kurtulmuş'un ardından Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas yaklaşık 45 dakika süren bir konuşma yaptı. Mahmud Abbas, Gazze'de hayatını kaybedenler için Fatiha okutarak konuşmasına başladı. Abbas, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Sizlere büyük acılar yaşayan halkımın mesajıyla gelmiş bulunuyorum. Halkım, uluslararası adaletten yoksun olarak toprağına, vatanına, kutsalına ve değişmez milli haklarına saldırılarak işgalci İsrail'in suçlarına karşı büyük bir mücadele yürütmektedir. Allah'ın bir gün bu mücadelemizi zaferle taçlandıracağına ve uzun zamandır devam eden bu belanın son bulacağına inanmaktadır. Konuşmama on binlerce şehidimize rahmet ederek başlamak istiyorum. En sonuncusu da lider İsmail Haniye'ye karşı işlenen suç olmuştur. Halkımızın adil davasını savunduğunuz için hepinizi selamlıyorum. Bu Meclis'te bununla ilgili tartışmalar yürüttünüz ve Filistin halkına karşı işlenen tarihi adaletsizliğe ve soykırıma karşı Filistin'in yanında yer almaktasınız. Her gün gerçekleşen katliamlara nasıl oluyor da uluslararası toplum sessiz kalabiliyor? Filistin'in haklı davasını destekleyen kardeş Türk halkına teşekkür ediyorum. Yine aynı şekilde İsrail'le 10 milyar dolarlık ticareti Türkiye, Filistin için durdurdu.
"Gazze'de bir başka devlet kurulamaz ve Gazze'siz bir Filistin devleti de olamaz"
İsrail'in Gazze, Batı Şeria ve Kudüs'te yürüttüğü soykırımın asıl amacı vatan topraklarımızdan Filistin varlığını söküp atmaktır. 1948 ve 1967'de olduğu gibi aynı trajediyi tekrar yaşatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bu asla gerçekleşmeyecek. Halkımız toprağına, vatanına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun işgalcileri defedecektir. 7 Ekim'den bugüne 40 bin Filistinli kadın, çocuk şehit edildi. 10 bin kayıp, 80 bin yaralı var. Batı Şeria'da da 10 bin şehit var. Ancak buna rağmen biz dik durmaya devam edeceğiz ve topraklarımızdan ayrılmayacağız. Geçmişte de söyledik, bugün de yarın da söylemeye devam edeceğiz; Gazze, Filistin devletinin ayrılmaz asli bir parçasıdır. Gazze'de bir başka devlet kurulamaz ve Gazze'siz bir Filistin devleti de olamaz. Halkımız teslim olmayacaktır. Bizler Gazze'nin imarını tekrar gerçekleştireceğiz. Şu anda yüzde 70'ten fazlası yıkılsa da yapacağız. Katiller ve savaş suçlularına gelince işledikleri suçlardan dolayı kurtulamayacaklar. Bu suçlar zaman aşımıyla falan düşmez.
"Filistin toprağının bir zerresini gözden çıkaran ne bizdendir ne de sizdendir"
Hepimiz çok iyi biliyoruz ki Kudüs bizde de olduğu gibi sizlerin de kalbinde tarih boyunca özel bir yere sahiptir. Kudüs konusunda hiçbir şekilde ödün vermemiz mümkün değildir. Osmanlılar da bunu söylüyordu bugüne kadar da devam ediyorsunuz, söylüyorsunuz. Evet Kudüs'ün kalplerinizdeki konumunu ve Türk halkının kalbindeki konumunu biliyoruz. Kudüs ilk kıblemiz. Sizin ve bizim için kırmızı çizgimizdir. Filistin toprağının bir zerresi ve bir taşını gözden çıkaran ne bizdendir ne de sizdendir. Burası bizlere dinin ve tarihin emanetidir. Vereceğimiz bedel ne olursa olsun, ne kadar komplo yaparlarsa yapsınlar orası bizim camimizdir. Oranın kiliseleri bizim de kiliselerimizdir. Herkes bunu duysun, işitsin; Gazze şeridi, Batı Şeria, Doğu Kudüs bağımsız Filistin devletini oluşturan tek bir meşru hükümet tarafından yönetilen coğrafi bütünün adıdır. Yani uluslararası meşruiyet tarafından belirlenen tek bir meşru hükümetin yönettiği Filistin topraklarıdır. Bu gerçekleşmezse hiçbir şekilde istikrara sükun etmez. Maalesef bu olmazsa olmaz. Ya bize hakkımızı verirsiniz ya da sizler özgürsünüz. Eğer bu yapılmazsa bu şiddet sarmalı devam edecektir. Barış ve güvenliğe giden yol Filistin'den başlar ve Filistin'le biter. Bu bağlamda İsrail'in barbar saldırısına karşı mücadelemiz tüm dünya kıtalarında adaletsizliğe karşı duran insanları da harekete geçirmiştir. İnsanlar yüksek sesle İsrail'i ve yıkım güçlerini kınamaktadırlar. Orada işledikleri soykırımları da kınamaktadırlar.
"İsrail hükümetinin yalanlarına aklı başında olan hiçkimse inanmaz"
Türkiye hastanelerinde yaralıları tedavi etti ve sokaklarında dayanışma gösterilerinde bulundu. Türk kardeşlerimiz her alanda varlık göstererek bizim yanımızda yer aldılar ve Filistin'in hakkını savundular. Her türlü tahrifata karşı mücadele ettiler. Özellikle Netenyahu'nun Amerika kongresinde yaptığı gibi bu yalanı ne ilk olmuştur ne de son olacaktır. İsrail hükümetinin yalanlarına aklı başında olan hiç kimse inanmaz. Öte yandan Gazze'nin üçte ikisinden fazlasının altyapısı tamamıyla yıkılmıştır. Okul yok, cami yok, kiliseler yok. Yine Filistin halkı tamamıyla oralarda evsiz, yurtsuz bırakılmıştır. Ama buna rağmen ABD, veto hakkını kullanmıştır tam üç kez. Yani İsrail'in düşmanca saldırısına bütün dünyanın dur dediği bir zamanda ABD, Güvenlik Konseyi'nden gelip rahat bir şekilde veto hakkını kullanabiliyor. Amerika felaketi devam ediyor.
"Bizler İslam'ın hükmünü uyguluyoruz; ya zafer ya şehadet"
İsrail Gazze şeridini Filistin Kurtuluş Örgütü'nden uzaklaştırmaya çalışıyor. Kudus-ü Şerif, Filistin'in ebedi başkentidir. Filistin halkının tüm kesimleriyle İsrail'in işgalinin bir karış toprakta dahi Gazze'de varlık göstermesini kabul edemez. Bizim önceliğimiz İsrail saldırganlığının hangi yöntemle olursa olsun durdurulması ve bedeli ne olursa olsun bunun gerçekleştirilmesidir. Biz topraklarımız bir karış bile olsa parçalayan hiçbir çözüme eyvallah demiyoruz. Burada bir şeyi duyurmak istiyorum; önümüzde bir çözüm kalmadı bugün yapacağımız en iyi çözüm Filistin liderliğindeki bütün kardeşlerimle birlikte Gazze'ye gitmeye karar verdim. Bunu yapacağım. Bütün gücümle bunu gerçekleştireceğim. Herkese şu mesajı vermek istiyoruz; bu sınır tanımayan düşmanlığa karşı beraberiz. Bunun bedeli hayatımız da olsa benim hayatım, bizim hayatımız Gazze'deki en ufak bir çocuğun hayatından daha değerli değildir. Bizler İslam'ın hükmünü uyguluyoruz; ya zafer ya şehadet. BM Genel Kurulu'na da sesleniyorum; bizler Gazze'den sonra inşallah Kudüs'e yöneleceğiz. İşgal bitinceye kadar yolumuza devam edeceğiz."
Abbas'ın konuşması AKP ve MHP milletvekillerinin alkışları ile sık sık kesildi. Abbas'ın Gazze'ye ve Kudüs'e gitme kararını açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere AKP- MHP milletvekilleri ayakta alkışladı. Konuşmasının ardından Abbas'a Meclis Başkanvekilli Bekir Bozdağ eşliğinde salondan ayrıldı.