HABER: MELTEM KARAKAŞ
(ESKİŞEHİR) - Diyarbakır’da cansız bedenine ulaşılan 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesi Eskişehir'de protesto edildi. Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklama yapan Evrim Sabur, "Hem sokaklar hem de iktidarın her fırsatta dilinden düşürmediği kutsal aile masalı, maalesef ki bu ülkede ne kadınlar ne de çocuklar için güven vermiyor" dedi.
Narin Güran’ın öldürülmesine tepki gösteren Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, Köprübaşı'ndan Ulus Anıtı’na kadar yürüyüş yaptı. 'Narin için adalet', 'Çocuk cinayetleri politiktir' sloganlarını atan Platform üyeleri, adalet çağrısında bulundu.
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu adına basın açıklaması yapan Eğitim-Sen Eskişehir Şube Kadın Sekreteri Evrim Sabur şunları söyledi:
"Bugün milyonlarca çocuk okuluna koşarken Narin’in sırası boş kaldı! Hem sokaklar hem de iktidarın her fırsatta dilinden düşürmediği kutsal aile masalı maalesef ki bu ülkede ne kadınlar ne de çocuklar için güven vermiyor. Çocukları koruyacak önlemleri uygulamayanlar elbette ki Narin’in ölümünden sorumludur. Kamuoyu baskısıyla günlendir gündemde kalan Narin'in başına ne geldiği tüm açıklığıyla ortaya çıkarılmalıdır. 19 gündür basın yasaklarıyla, soru işaretlerini yanıtsız bırakan tutumuyla, 'Çok yaklaştık, her şeyi yapıyoruz' diyenlerin yaşananların üzerini örtenlerin benzer olayların tekrarlanmasının önünü açtığı açıktır. Nitekim AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun Narin'in cansız bedenine ulaşılmasına dair gözaltına alınan üyelerinin de bulunduğu aileye ilişkin, 'Aileyle benim 40 yıllık dostluğum var. Ailenin hemen hemen tüm bireylerini tanırız' demesi kovuşturmaya siyasetin etkisinin açık göstergesidir."
Rabia Naz, Gülistan Doku, Yelda Kaharman, Nadira Kadirova örnekleri üzerinden "faillerin nasıl korunduğunu iyi biliyoruz" diyen Sabur açıklamasına şu ifadelerle devam etti.
"Çocukların takibi devlet tarafından yapılmalı"
"Narin'in ölümü bir kez daha gösterdi ki; çocukların takibinin devlet tarafından yapılmaması, çocukların tüm bakımının, gelişiminin sorumluluğunun ailelerin inisiyatifine bırakılması, çocuk koruma sisteminin etkin işletilmemesi, İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çıkılması, çocuk istismarı davalarında cezasızlık politikaları, çocukları cinsel istismardan koruyan Lanzarotte Sözleşmesi’nin hedefe konması failleri cesaretlendiriyor, çocuklar için yaşamın her alanını daha güvencesiz hale getiriyor. Narin ilk değil. Senelerdir çocuklar erkekler tarafından istismara uğruyor, kaçırılıyor, kaybediliyor.
Çocukların güvenle büyüyebileceği bir yaşam için mücadeleyi sürdüreceğiz. Narin'in öldürülmesindeki tüm sorumluların ortaya çıkartılması, cezalandırılması için sürecin takipçisi olacağız. Çocukları karanlığa teslim etmeyeceğiz!"