(İSTANBUL)- Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, ilçede yürüttüğü çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu. Özer, “Esenyurt’ta Kürt, Türk, Laz, Çerkes, Sünni, Alevi her kesimden insan var, onları barış ve kardeşlik içerisinde bir arada yaşatmak temel hedefimiz” dedi.

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Van TV’de yayınlanan Orhan Olgun ile “Ekstra Gündem” programına konuk oldu. Göreve geldiği günden bugüne ilçede yapılan çalışma ve projelere değinen Başkan Özer, ilçeyi bir ‘barış ve kardeşlik şehri’ haline getireceklerinin altını çizdi. Kültürden sanata, sosyal belediyecilikten spor faaliyetlerine kadar birçok alanda çalışmaya başladıklarını aktaran Özer, “Türkiye'de kişi başına ortalama 10 metrekare yeşil alan düşerken, Esenyurt'ta bu oran 72 santimetrekare. Biz göreve gelir gelmez iki yeni parkın açılışını yaptık. 100 bin metrekare, yani 100 dönümlük bir parkın ise çalışmaları tamamlanmak üzere. Yakın bir tarihte Sayın İmamoğlu ile beraber o parkın da açılışını yapacağız” diye konuştu.

Esenyurt sil baştan yenileniyor

Göreve geldiği günden itibaren ilk 100 günde yaptıkları çalışmalara değinen Başkan Özer şunları söyledi:

Menteşe'de Avrupa Hareketlilik Haftası etkinliklerle kutlanmaya başladı Menteşe'de Avrupa Hareketlilik Haftası etkinliklerle kutlanmaya başladı

“Siyaset halka hesap verme makamıdır. Demokrasiyi otokrasiden ayıran temel unsur da budur. O nedenle birinci hedefimiz, barış ve kardeşlik şehri Esenyurt’u yaratmak. Bu siyasi bir hedeftir. Esenyurt’ta Kürt'üyle, Türk'üyle, Laz'ıyla, Çerkes'iyle, Sünnisiyle, Alevisiyle her kesimden insan var. Onları Esenyurt'ta barış ve kardeşlik içerisinde bir arada yaşatmak ise en temel hedefimiz. Zaten siyasetin birinci amacı üretimi artırmak, ikincisi üretilenin adil bölüşümünü sağlamak, üçüncüsü de bunu toplumsal barış içinde gerçekleştirmektir. O nedenle birinci mottomuz, ‘Barış ve Kardeşlik Şehri Esenyurt’ dedik. İkinci hedefimiz ise bir ilçe belediyesinin en temel belediyecilik hizmeti olan temizlik, yollar ve ulaşım ile park ve bahçelerdir. Biz ilçeye geldiğimizde çöp dağlarıyla karşılaştık. Bu nedenle temizlik filomuzu güçlendirdik. Bünyemize onlarca yeni kamyon kazandırdık. Esenyurt şimdi pırıl pırıl tertemiz bir ilçe. Ulaşımla ilgili, yollarla ilgili çok ciddi problemler vardı. Yıllardır asfalt yüzü görmemiş caddelerimiz vardı, şu an tamamı yenileniyor. Aynı zamanda memleketim olan Van'ın nüfusu şu anda yaklaşık olarak 600 bin civarında. Biz neredeyse Van'ın üç katı büyüklüğünde bir ilçeyiz. Şu ana kadar 50 bin ton asfalt döktük. Hedefimiz 120 bin ton asfalt dökmek.”

"Günlük 15 bin kişiye sıcak yemek ikram ediyoruz"

Yeşil alanlar, park, bahçe çok önemli alanlarıdır. Biz göreve başlamadan önce kişi başına düşen yeşil alan 72 santimetrekareydi. Biz bu rakamı 2'ye, 3'e, 4'e katlamaya doğru götürüyoruz. Haklı olarak insanların nefes alması, çocuklarıyla gezebileceği alanların olması gerekiyor. Temizlik konusu ise bir diğer önemli ve hassas noktamız. Bu konunun üzerinde de gece gündüz demeden çalışıyoruz. Ulaşım sorununu büyük oranda çözüme kavuşturduk. 70 caddemizin ise asfaltlama çalışmaları devam ediyor. Esenyurt en zenginlerin ve en yoksulların yaşadığı bir şehir. Onun için sosyal belediyeciliğe çok önem veriyoruz. Bir aşevi açtık. Geldiğim günden beri en önemsediğim hizmetlerden biri de buydu. Günlük 15 bin kişiye sıcak yemek ikram ediyoruz. Bu, hiçbir belediyenin yapamadığı bir çalışmadır. Bunun yanında, kent lokantaları açmak için çalışmalarımız devam ediyor. Bugün etin kilosu İstanbul'da 1000 liraya dayandı. Herkesin cebinde bu para yok maalesef. Bize göre herkesin insanlık onuruna yakışır derecede yaşama hakkı vardır. O nedenle şimdi bu konuyla ilgili çalışmaları sürdürüyoruz.

“Hastalarımıza evde bakım hizmeti veriyoruz”

“Esenyurt 45 yıllık bir şehir. 45 yılda sadece 9 tane kreş yapılmış. Biz gelir gelmez 15 kreşin çalışmasını başlattık. Çok kısa sürede biri tamamlandı, 2 tanesinin ise temeli atıldı. 12 kreşin ise projesi tamamlandı, bu sezonda hayata geçireceğiz. Bir de Esenkart desteğimiz var. Bu kart ile ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız kimse görmeden istediği yerden alışverişini yapıyor, ihtiyacını karşılıyor. Bunun yanında yoksul ailelere koli yardımlarımız devam ediyor. Hastalarımıza evde bakım hizmeti veriyoruz. Bakıcılarımız, hemşirelerimiz var. Sağlık Bakanlığının ambulansları gibi donanımlı 10 adet ambulansımız gece gündüz demeden bu işi yapıyor. Yaklaşık 20 merkezimizde 3 bin kadına, el sanatlarını öğretiyoruz. Kendilerine iş güç sahibi olabileceği birtakım meslekler öğretiyoruz. Bunun yanında üç bin gencimizi, yüz otuz öğretmen ile üniversiteye, liseye ve fen liselerine hazırlıyoruz. Yine dört bin dokuz yüz çocuğumuz çeşitli merkezlerimizde yaz kursları görüyorlar.

İlçeye göç eden vatandaşların kent nüfusuna entegre olamadığını belirten Seçer, vatandaşların bir 'Esenyurtluluk' kimliği  oluşturamadığını, bunu oluşturmanın da kültür ve sanattan geçtiğini söyledi. Seçer,  “Kısa süre önce 35 ülkeden 550 kişiyi ağırladık bir hafta boyunca. Bu misafirler bir hafta boyunca kendi folklorunu, danslarını, müziklerini, performanslarını ilçenin çeşitli noktalarında sergilediler. Bir amfi tiyatromuz var 10.000 kişilik. Festival boyunca her akşam da bir sanatçı konser verdi. İlk gece Kardeş Türküler, ikinci gece Manuş Baba, üçüncü gece Anadolu Ateşi, dördüncü gece ise Tuğçe Kandemir ile eğlendi Esenyurtlular. Bu festivalin hemen ardından ise Barış ve Kardeşlik Festivali, Edebiyat Festivali ile bir de Film Festivali yapacağız. Türkiye'nin en büyük sanatçıları, oyuncuları, yönetmenleri ile bir araya geleceğiz. Kadın emeğini değerlendiren bir festival de düzenleyerek onların ürettiklerini kazanca dönüştüreceğiz" diye konuştu.

“Naci Görür’ü davet ettim”

Açıklamasında depremin büyük bir sorun olduğunun altını çizen Belediye Başkanı Ahmet Özer, sözlerini şöyle tamamladı:

“40bin konut mağduru var. Örneğin bir sitede 4 bin adet konut var. Şimdi onların kat irtifakı sorunlarını çözdük. İşlemler tamamlanınca hak hukuklarına kavuşacaklar. Biz bu sorunu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte çözüyoruz. En rahatsız olduğumuz konulardan biri. Aynı zamanda imarla ve çarpık kentleşme ile ilgili ciddi problemler var. Deprem toplanma alanları bile betona boğulmuş durumda. ‘Yer bizim, gök Allah'ın!’ diyerek betona boğmuşlar ilçeyi. Ancak insanı odağa almayan hiçbir projenin yaşama şansı yok. Artık biz bu betonlaşmaya son vererek insanı odağa alıyoruz. İşte onun için kültür diyoruz, onun için sanat diyoruz, onun için aşevi diyoruz, onun için üretim diyoruz, onun için yol diyoruz, otopark diyoruz, park diyoruz, bahçe diyoruz. Esenyurt’u depreme dirençli kent haline getirmek için çalışmalarımız sürüyor. Naci Hoca ile de görüştüm, davet ettim. Ekibiyle beraber İTÜ'den gelecekler ve neler yapabileceğimizi konuşacağız. Yani deprem ulusal bir meseledir. Herkesin el ele vermesi ve dirençli bir kent oluşturmamız için bir çaba sarf etmesi lazım."

 

Kaynak: anka