Yurt

Elazığlı iş insanı Demirkıran: ''İnşaat sektörü durmuş durumda. Böyle giderse birçok esnafımız işyerini kapatacak''

Elazığ'da inşaat sektöründe faaliyet gösteren iş insanı İdris Demirkıran, "İnşaat sektörü şu anda durmuş durumda. Arzımız çoktur, talebimiz çoktur, ama fiyatları tutturamadığımız için piyasada istediğimiz iş koşullarını gerçekleştiremiyoruz. Eskiden insanlar 200- 300 bin lirayla ev alabiliyorken, şu anda 2 milyon 700 bin, 4 milyon gibi afaki rakamlar çıktı ortaya. Bu afaki rakamların ortaya çıkış nedeni malzemedendir, arsa sahibindendir, alınan demirdendir, çimentosundandır" dedi.

(ELAZIĞ) - Elazığ'da inşaat sektöründe faaliyet gösteren iş insanı İdris Demirkıran, "İnşaat sektörü şu anda durmuş durumda. Arzımız çoktur, talebimiz çoktur, ama fiyatları tutturamadığımız için piyasada istediğimiz iş koşullarını gerçekleştiremiyoruz. Eskiden insanlar 200- 300 bin lirayla ev alabiliyorken, şu anda 2 milyon 700 bin, 4 milyon gibi afaki rakamlar çıktı ortaya. Bu afaki rakamların ortaya çıkış nedeni malzemedendir, arsa sahibindendir, alınan demirdendir, çimentosundandır" dedi.

Elazığ'da inşaat sektöründe faaliyet gösteren iş insanı İdris Demirkıran, inşaat sektöründe yaşanan durgunluğa dikkat çekerek ev ihtiyacının artmasına rağmen artan maliyetlerden dolayı insanların ev alamayacak duruma geldiklerini belirtti.

İdris Demirkıran, inşaat sektöründe yaşanan durgunluğa ve beraberindeki konut krizine dikkat çekerek şu şekilde konuştu:

"İnşaat sektörü şu anda durmuş durumda. İki haftadır hiç kimse bir iş yapamıyor. Arzımız çoktur, talebimiz çoktur, ama fiyatları tutturamadığımız için piyasada istediğimiz iş koşullarını gerçekleştiremiyoruz. Ülkemizde yaklaşık 12 milyon mülteci var. Bu mültecilerin de buraya yansıması çok farklı oldu. İnsanlar belki sığınmacı veya mülteci kardeşlerimizin burada bulunmasından memnuniyet duyabilirler. Veya iş gücü maliyetlerinin düşüşünden bahsedebilirler. Ama bu mültecilerin buradaki ekonomiye yansıması çok farklı oldu arz talep meselesinde. Eğer mültecilerden bugün 12 milyon diye bahsediyorsak, en az bir şekilde şu anda 3 milyon daire ihtiyacı var demektir. Veya 3 milyon dairenin bunlar için hazır olması lazım. Hazır olmayan bir konseptte, hazır olmayan bir ülkede barınma sorunu oluşur. Bu barınmayla birlikte fiyat artışları da oluşur. Fiyat artışlarından ziyade fiyat artışlarının tutarsızlığı günbegün değişir. Biz bir türlü bu fiyatları tutturamıyoruz ve takip edemiyoruz.  Biz bunları çözemediğimiz için burada oturuyoruz. Haftalarca iş yapmadığımız günleri biliyoruz. İnşallah düzelmesini temenni ediyoruz.''

''Sektör arz- talep dengesini karşılayamıyor''

Mevcut ekonomik ortamda ev almanın çok zor olduğunu belirten Demirkıran, konut kredilerinde de kolaylık sağlanmadığı için durumun daha da kötüye gittiğini belirterek şunları söyledi:

''Sektör arz talep meselesini zaten karşılayamıyor. Bu ekonomik ortamda insanların ev alımı çok zor. Faizlerin bu kadar yüksek olduğu, insanların kısıtlı bir bütçeye sahip olduğu, özellikle afet bölgesi ilan edilen illerimizdeki faiz düşüşlerinin tekrar yükseltilmesi, bunun esnaflara yansıtılması, hatta esnaf odalarımızın Ankara’ya gidiş sürecine hepimiz biliyoruz. Ama bizim mustarip olduğumuz konu, istediğimiz şey şu; eskiden konut alımlarında faiz düşüşleri olurdu yüzde 0.69 faizlerle çekilirdi. İnsanlar belli bir kaide ile belli bir düzeyde kendilerine ev alma imkanlarına sahipti. Eskiden insanlar 200- 300 bin lirayla ev alabiliyorken, şu anda 2 milyon 700 bin, 4 milyon gibi afaki rakamlar çıktı ortaya. Bu afaki rakamların ortaya çıkış nedeni malzemedendir, arsa sahibindendir, alınan demirdendir, çimentosundandır.'' 

''Sürekli küçük esnafa bir yüklenme var''

TOKİ konutlarının yerli esnaf için hiçbir faydası olmadığını da söyleyen Demirkıran, özellikle inşaat sektöründeki küçük esnafın hak ettiği desteği görmediğini belirtti. Demirkıran ''Devlet eliyle yapılan TOKİ'lerin bile bize hiçbir faydası olmadı bugüne kadar. KOBİ’ler ülkemizin kalbidir, ülkemizin geçim kaynağıdır. Ülkemizin iş yapan piyasası diyoruz. Şu an KOBİ'lerle ilgilenen hiçbir bakanlığımız veya hiçbir açıklayıcı bizi rahatlatıcı bir açıklama duymadık. İnsanlar bu konuda bizimle ilgili ne gibi düşünceye sahipler veya bakanlıklar nasıl bir karar verir bilmiyoruz. Tek bildiğimiz şu ki; sürekli küçük esnafa bir yüklenme var. Bu yüklenme içerisinde de biz biliyoruz ki, böyle devam ederse sekizinci ayın sonu itibarıyla veya dokuzuncu ayda çoğu esnafımız işi bırakıp evine gidip yatacak" dedi.

''İç yapı malzemelerine yüzde 400 ila 600 oranında zam yapıldı"

İnşaat sektöründe yapılan zamların iğneden ipliğe tüm kalemleri etkilediğini vurgulayan Demirkıran sözlerine şöyle devam etti:

"Şu an beton mikabını biz 300- 500 TL rakamlarına alışıkken; 2 bin 700, 2 bin 900 hatta 3 bin 100'e dayandı. İç yapı malzemelerine genel olarak geçtiğimiz yıllara göre yüzde 400 ila yüzde 600 arasında bir zam yapıldı. Şu anda bir banyo dolabı mesela biz başladığımızda 2016- 2018 yılları arası 185 lira iken; şu anda 2 bin 700- 2 bin 800 civarından başlıyor. En basiti bir tuvalet taşı 30 lira, 40 lira iken, şu anda 800 ila bin 700 lira arası değişiyor. Bir duşakabin mesela 2018 yılında bakıyorum 280 lira fiyat vermişim, geçen gün 6 bin 800 lira fiyat verdik. Aradaki o oranı çözebiliyor musunuz? Oradaki daire fiyatına nasıl yansıyacağını düşünebiliyor musunuz? Zam gerçeğini kimse inkâr edemez. Ama zammın da bir hakkı olur bir duruş noktası olur, insanların sabitleyeceği bir nokta olur. Karayollarına, köprülere bu kadar ağırlık verirseniz yollara bu kadar ağırlık verirseniz bir de bunlara devlet garantisi de verirseniz bu insanlar artık kendilerine barınacak yer bulamayacaklar. ''Yakıt bu ülkede 45 lira oluyorsa siz bunun boyutunu hesaplayın."