SERRA TAYLAN
(ELAZIĞ) - Elazığ'da üzüm üreticileri, 80 yıldır faaliyet gösteren ve depremlerde hasar alan şarap fabrikasının Tekirdağ ve Nevşehir'e taşınacağı iddiasına tepki gösterdi. Elazığ Üzüm Üreticileri Birliği Başkanı Cengiz Öz, "Elazığ’da 2 binin üstünde üzüm üreticisi var. Bunların hepsi aslında tedirgin. Siyasilerden bazı açıklamalar geldi ama bir çözüm şimdiye kadar gelmedi sadece kapatılmasın, yapılmasın gibi telkinlerde bulunuldu" dedi.
Elazığ'da 80 yıldır faaliyet gösteren şarap fabrikasının depremlerde hasar almasının ardından Tekirdağ ve Nevşehir'e taşınacağı iddiası, üzüm üreticilerini tedirgin etti. Üreticiler, Elazığ için bir marka değeri olan şarap fabrikasının kapanmaması gerektiğini belirtti.
"Fabrikanın binası incelenmiş ve hasar tespit edilmiş"
Elazığ Üzüm Üreticileri Birliği Başkanı Cengiz Öz şunları söyledi:
''Elazığ’da coğrafi işaretli öküzgözü üzümün yetiştiği bir bağımızdayız. Bu bağımızda Kozova’da Karaçavuş köyünde daha çok şaraplık sanayisinde kullanılan üzümler yetişmekte. Öküzgözü üzümü içeriğindeki restoratör bakımından aslında çok değerli. Uğruna 1944 yılında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla araştırmalar yapılmış. Bu bölgedeki üzümlerle ilgili üç çeşit üzüm tespit edilmiş. Şifoni beyaz üzüm, öküzgözü ve boğazkere üzümleri tespit edilmiş. Ve buraya bir şarap fabrikası kurulmasına karar verilmiş. Yani uğruna bir tarıma dayalı sanayi dediğimiz bir fabrika kurulmuş. Bu fabrika o günden bugüne üretimine devam etmekte. Ne yazık ki Anadolu'nun bir çok yerinde Cumhuriyet'in değerleri özelleştirildi. Bu fabrika da özelleştirildi. Önce bir firmaya sonra başkasına en sonda bu firmaya satılmış. Bu firma da 2- 3 tane deprem yaşanınca, fabrikanın binası bilim adamları tarafından incelenmiş, hasar tespit edilmiş binada. Özellikle sosyal alanlarda ve fabrikanın içerisinde. Daha sonra derinlemesine bir araştırma yapıldığında fabrikanın tamamı ile ilgili yıkılıp yeniden yapılması sonucu çıkmış. Bu da çok yüksek maliyet olunca firmanın yetkililerinin anlattığına göre, çok yüksek bir maliyet çıkınca aynı firmanın başka fabrikalarına taşınma kararı almış. Bu da bizim Elazığ’daki tüm üzüm üreticilerini tedirgin etmekte ve üzmekte.
''Elazığ’da 2 binin üstünde üzüm üreticisi var. Bunların hepsi tedirgin''
Fabrika yetkililerin üzümleri üreticiden almaya devam edeceklerini söylediklerini belirten Cengiz Öz, alınan bu yanıtın üretici açısından tatmin edici olmadığını belirterek şu şekilde konuştu:
"Biz bu meyanda fabrika yetkililerle görüştük, onların bize anlattıkları şu. Diyorlar ki; 'Biz Elazığ’daki üzüm üreticilerini mağdur etmeyeceğiz, yani üzüm almaya devam edeceğiz. Üzümü taşıyacağız sadece diğer fabrikalarımıza taşıyıp üreteceğiz. Yani Elazığ’ın markası olan Buzbağı veya Kayra markasını devam ettireceğiz. Öküzgözünden elde edilen, diğer markaları tekrar devam ettireceğiz.' Dünya piyasasında ve ulusal piyasada bunun üretiminin devam edeceğini söylüyorlar. Ama üreticiler yine de tedirginler. Neticede bizim ilimizde marka değeri olan uluslararası bir firmanın haritasında ya da yer alan bir fabrika bu. Dünyanın neresine giderseniz gidin burada üretilen bir fabrikanın Elazığ ismini üzerinde görürsünüz. Kayra Elazığ diye geçecekti. Ama bu ne yazık ki bu tarihten sonra yok olacak. Bir sürü tanıtım için uğraşıyoruz. Halbuki bu tamamen ilimizi, uluslararası ölçekte de yurdumuzu ilimiz adına temsil eden bir firmaydı. Gitmesi gerçekten üreticiyi üzüyor. Her gün üreticiler bizi arıyor 'Lütfen bir çare bulun' diye. Biz neticede 350 tane üyesi olan bir üretici birliğiyiz. Elazığ’da 2 binin üstünde üzüm üreticisi var. Bunların hepsi aslında tedirgin. Elazığ da tedirgin.
"Bize düşen Elazığ’da bir sanayi kuruluşunun devam etmesi için cazip teklifler götürmektir"
Ancak siyasilerden bazı açıklamalar geldi. Ama bir çözüm doğrusu şimdiye kadar gelmedi sadece kapatılmasın, yapılmasın gibi telkinlerde bulunuldu. Ama ne yazık ki şu anda devlet erkanı tarafından veya siyasiler tarafından, ülkeyi idare eden burada karar alacak kişiler tarafından üreticilerimiz ve bizi rahatlatacak bir açıklama gelmedi. Tabii ki firma uluslararası bir firma, matematik yapmıştır, hesap kitap yapmıştır. Olabilir, yani buna uymayabilir. Ama bize düşen bir iş adamına veya bir şirkete Elazığ’da bir sanayi kuruluşunun devam etmesi için cazip teklifler götürmektir. İşte arsa tahsis edilebilir, vergi muafiyetleri gelebilir. Veyahut da onların maliyetini düşürecek bahsettikleri o yüksek maliyeti düşürecek teklifler gidebilir. Ve bu bu da Elazığ’da kalıp marka değerini yüceltir Elazığ’ın. Diğer Elazığ’dan giden çok değerlerinin kaybolan değerlerinin yerine bir yenisi eklenmez. Ve uluslararası piyasada da ilimizi ve yurdumuzu temsil eder."
"Fabrikanın kapanması Elazığ ve Diyarbakır için çok büyük bir kayıptır"
Fabrikanın kapanmasının Elazığ ve Diyarbakır'daki üzüm üreticilerini olumsuz etkileyeceğini ifade eden Öz, bunun sadece üreticiyi değil bir çok sektörü olumsuz etkileyeceğini de söyleyerek şöyle devam etti:
"Neticede bu fabrika Elazığ’da 7 bin ton civarında üzüm işleme kapasitesine kadar çıkabiliyordu. Son yıllarda 3 - 4 bin ton üzüm işliyordu. Bu da piyasayı gerçekten büyük ölçekte düzenliyordu. Bu firma ulusal düzeyde de Türkiye’nin her tarafından da aslında üzüm alan bir firma. Ama Elazığ’dan gitmesi hem Elazığ hem de Diyarbakır açısından üzücü. Çünkü Boğazkere’nin bir kısmını Diyarbakır’dan alıyoruz. Bu iki bölge açısından fazla çok büyük bir kayıp. Bin 200, bin 300 kilometre fazla bir yol katedecek üzüm, işlenecek. Halbuki kapımızın önünde, ham maddenin olduğu yerde olması herkes açısından iyiydi. Neticede bir sanayi kuruluştur. Burada işte nakliyecisi, işçisi, kamyonu, sanayideki ustası. Herkes buradan yararlanıyordu. Bir an evvel yöneticilerimizin, idarecilerimizin, cazip tekliflerle firmaya gidip, firmanın kararıyla ilgili firma yetkilileri ile görüşülmesi gerektiği gereklidir. Yoksa çiftçinin tedirginliği devam edecektir."
Üretici Ali Çok: "Fabrikanın gidecek olması üretici ve çalışanları tedirgin ediyor''
Üç kuşak üzüm üreticisi olduklarını söyleyen Ali Çok, Elazığ'da üzüm üreticilerine sahip çıkılması gerektiğini belirterek şunları söyledi:
''Koruk köyünde üçüncü kuşak üzüm üreticisiyim. Elazığ’daki bu 80 yıllık şarap fabrikasının işte yerinin değiştirilmesi ya da taşınması hem üzüm üreticileri için çok kötü bir durum, çok üzücü bir olay. Şimdi eskiden devletin tekelindeyken 1944 yılında kurulan fabrikada benim rahmetli dedem Murtaza Çok, 30 yıl çalışıp emekli olan bir personelin torunuyum ben. Rahmetli dedem bağcılık yaptı, Murtaza dedem, İrfan babam ve Ali Çok olarak da ben üçüncü kuşak olarak üzüm üreticiliğine devam ediyoruz. Bu fabrika bölge için çok kıymetli, çok önemli yer teşkil eden bir durumda. Bunun taşınması Elazığ'ı terk etmesi ya da gitmesi tabii ki üzüm üreticileri ve çalışanları mağdur ediyor. Ve bir tedirginlik yaşanıyor.'
"Bu fabrika devlette kalsaydı yine başarılı şekilde devam ederdi"
Devlette iken, yani Tekel’de iken Buzbağı şarap fabrikası iken başarıları ve ödüller ile dolu bir firmaydı bu. Tekel'in işletmesinde iken. Tabi özelleştirildikten sonra yaşanan şeyler de bu şekilde oluyor. Yani özelleştirme plansız ve zamansız yapıldığında bu tür şeyler yaşanıyor. Devletimizin mühendisi, devletimizin makinecisi, devletimizin üreticisi, işçisi. Bunlar yetenekli insanlardı. Bu bizde devlette ve Tekelde kalsaydı başarılı bir şekilde yine devam ederdi diye düşünüyorum ben. Bu bakın ödül almış bir şişe orijinal bir şişe. Rahmetli dedem Murtaza Çok'tan kalma. Elazığ için bir olay Elazığ için hoş olmayan bir durum bilmiyorum artık nasıl olur nasıl yaparlar ama iyi olmasını dilerim hem üzüm üreticileri hem de çalışanlar için söylemek istediğim bu Elazığ’da çok kıymetli üzüm çeşitleri asma ve üzümlerimiz var yani sahip çıkılması lazım, geliştirilmesi ve güzel çalışılması lazım. Hem bölgenin kalkınması hem de üzüm çeşitlerinin değerli katma değere dönüşecek ürünler yapılması kaidesi ve faydasıyla ilgili söylemek istediğim bunlar.''