Spor

Dursun Özbek’ten Fenerbahçe İçin ‘Katil’ Benzetmesi!

Özbek, tartışılan sponsorluk anlaşması, karaborsa bilet iddiaları, Riva ve Florya projeleri, 3-1 kazanılan Fenerbahçe derbisi, Ali Yüce ve Cenk Ergün’ün istifaları ve Erden Timur’un ayrılığı hakkında konuştu.

Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, gündemdeki konular hakkında konuştu. Fenerbahçe’nin karaborsa bilet satış iddiaları üzerine yaptığı şikâyeti değerlendiren Dursun Özbek, sarı-lacivertli kulüp için, “Daha önce söylediğim söz vardı; diyordum ki rakip kulübün iddiaları çerçevesinde cinayet yerine ilk gelen katildir. Burada katil biraz geç gelmiştir. Bu bile nereden neşet ettiğini işaret ediyor. Bu dedikodunun peşinde koşan rakibimiz her yere şikâyet etti. Biraz aynaya bakmak lazım" dedi.

Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek, dün akşam HT Spor canlı yayında soruları yanıtladı. Özbek, tartışılan sponsorluk anlaşması, karaborsa bilet iddiaları, Riva ve Florya projeleri, 3-1 kazanılan Fenerbahçe derbisi, Ali Yüce ve Cenk Ergün’ün istifaları ve Erden Timur’un ayrılığı hakkında konuştu.

Dursun Özbek’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Biz aslında spor haberleri yapan portala sponsorluk anlaşması yaptık. Galatasaray'ın 40'a yakın sponsoru var. Bizim yaptığımız anlaşmaların hepsi de tek taraflı anlaşmalar. Galatasaray temsil ettiği markanın prestiji, ağırlığı, etik değerlerine uymayan bir şey olduğu zaman tek taraflı fesih hakkı vardır. Hassasiyeti hissedince hemen askıya aldım. Şu anda incelemede. İşin esası nedir diye inceliyoruz. Bizim konuştuğumuz kısım haber sitesi niteliğinde olan kısmıydı. Rakamsal boyutu önemli değil. Böyle bir bahis sitesinin sponsoru olup olmadığımız söz konusu. Camiaların ve toplumların hassasiyetini hissettik ve askıya aldık. Şu anda inceliyoruz. Bu marka yurt dışında birçok takımın sponsoru. Burada Galatasaray her zaman şuna dikkat etmiştir. Ülkesinin hassas olduğu konularda en çabuk reaksiyonu veren kulüplerden bir tanesidir."

“TEK TARAFLI FESİH HAKKIMIZ VARDIR. ŞU ANDA ASKIYA ALDIK VE KONUYU İNCELİYORUZ”


Bu tamamen bir haber portalı. Dediğiniz rakamlar yok. 2 sene için yaklaşık 14 milyon civarında. Hiç para almadık. Birinci gün hassasiyeti görünce askıya aldık. Rizespor maçına çıktık. Baktık ki büyük hassasiyet var hemen askıya aldık. Galatasaray kendi değerleri ve ülkesinin hassasiyetleri çerçevesinde tek taraflı fesih hakkımız vardır. Şu anda askıya aldık ve konuyu inceliyoruz. Galatasaray'ın bu tip konularda hassasiyetini tarif etmek mümkün değil, çok hassasız. İncelemenin sonunda çıkabiliriz veya devam edebiliriz. Şu an inceliyoruz."

“TFF’YE SORDUK”

“TFF'ye sorduk. Maçlardan önce TFF'ye formayı göndeririz, bakar, cevabını verir. Bu konuda cevabını verdi, isme, markaya itirazı olmadan, 'reklam boyutları tamamdır, bütün sorumlulukları size ait olmak üzere maça çıkabilirsiniz' dedi. Halbuki bu kadar bilinen bir şey ise, bize demesi lazımdı ki 'Bunda hassasız bu formayla çıkma' diyebilirdi. Hangi konuyu sorarsanız sorun, yasal bir sorumluluk varsa bunu kulübün üzerine bırakması son derece doğaldır. Kurumsal çerçevede bu işle ilgili profesyonellerimiz var. Formanın önü, arkası, yan tarafı bütün bunlara bağlı olarak bir pazarlama aktivitesinde bulunuyorlar. Bu konuyla ilgili talepleri değerlendirerek yönetime sunuyorlar. Yönetim de rakamsal boyutuna da bakmak suretiyle kabul veya reddediyor."

“BU KONU İÇERİDE TARTIŞILIR, KONUYU ASKIYA ALDIK”

"Bu konu içeride tartışılır. Konuyu askıya aldık, tekrardan söylüyorum. Yurt dışında örnekleri var. Torino kulübüne girin, o kulübün sponsoru. Olayı bu seviyeye getirmemek lazım. Elbette ki burada birçok manada reaksiyon oluştu. Merit otelleri ismimizi kullanıyorsunuz diye ihtarda bulundu. Bunlar bizim bildiğimiz şeyler değildi. Kendi içlerinde de bir tartışma varmış. Galatasaray çevresinin, ülkesinin ve bu işle ilgili kişilerin hassasiyetini her zaman dikkate alır. İncelemenin sonunda Galatasaray kararını verecektir."

“FENERBAHÇE DERBİLERİ BİZİM İÇİN DEPLASMANDA KOLAY GEÇEN DERBİLER”

Salı'dan Cumartesi'ye kadar futbol maçının, Fenerbahçe maçının heyecanı elbette ülkeyi sarmış vaziyette. Salı'dan Cumartesi'ye kadar yapacağımız o kadar çok iş var ki. Sadece derbiyle değil diğer konularla da ilgilenmemiz gerekiyor. Salı ve Cumartesi arasında o kadar rahattım ki. Başka oynadığımız maçlardan daha rahat bir Salı, Cumartesi geçirdim. Son dönemlerde kurmuş olduğumuz büyük bir üstünlük var Fenerbahçe'ye karşı. Hem deplasmanda hem de genel olarak bakıldığı zaman. 10 gol atmışız, 2 gol yemişiz. Gerçekten maçla ilgili hiçbir endişemiz yoktu. Hatta maça gitmedim. Evde yatarak izledim, o kadar rahattım ki. Gergin bir ortamdı o yüzden derbiye gitmedim. Nitekim orada bazı gerginlikler olmuş. Sahada gerginlik olmadı. Bizim için rahat maçtı. Okan hoca da takımı çok iyi hazırladı. Güzel bir maç olduğunu düşünüyorum. Galatasaray artık alışkanlık hale geldi. Fenerbahçe derbileri bizim için deplasmanda kolay geçen derbiler."

“DERBİ GALİBİYETİ İÇİN ÖZEL PRİM VERDİM”

“Derbi galibiyeti için özel galibiyet primi verdim ama rakam söyleyemem. Bu oyuncularımla benim aramdaki bir şey. 30 milyon kişiyi sevindirmiş bir takım. Dolayısıyla bunun rakamla ölçülmesi son derece yanlış. Amerika'da bile New York'ta kutlama yapıldı o gece. Böyle bir şeyi maddi değer olarak ölçebilir misiniz?"

“EĞER O UYDURUK PENALTI OLMASAYDI MAÇ 5'LİK 6'LIK MAÇTI”

“Hakemle ilgili tespitim doğruymuş. Maçın gidişatına baktığınızda her akınımız tehlike yaratıyor, golle sonuçlanıyor. Eğer o uyduruk penaltı olmasaydı maç 5'lik 6'lık maçtı. Hakemin bunu fark ettiğini düşünüyorum. O penaltıyı verince, maçın 60. dakikası, bence farkın önüne hakemin bu kararının geçtiğini düşünüyorum. Nasıl oynadığımızı gördünüz."

“FEDERASYONDAN BEKLEDİĞİMİZ TEK ŞEY ADALET”

"Trabzonspor bir açıklama yaptı TFF ile ilgili. Federasyon bizim federasyonumuz. Federasyonu biz seçtik. Daha lig başlayalı yakın zaman olmuş iken federasyon hakkında çok yorum yapmak bence doğru değil. İki aday vardı, birisini tercih etmek zorundasınız. Bir adayı seçtik. Bir tarafa oyumu kullandım. İki tane aday çıktı. Servet Bey çıkmıştı, o çekildi. Başka adaylar çıkmak istedi, çıkmadı. Önümüzde iki alternatifli seçim vardı, biz de bunlardan birisini tercih ettik. Geçmişten gelen olayları dikkate alarak tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyoruz. Federasyondan beklediğimiz tek şey adalet. Geçen sene bir hakem hakkında konuştum, Atilla Karaoğlan hakkında. Galip geldiğimiz maçtan sonra. Daha ligin başında. Başka hiçbir hakem hakkında yorum yapmadım. O gün bir başkan sezon boyunca bir tek hakem hakkında konuşmuş. O gün maçtaydım, çok kötü yönetti, Galatasaray aleyhine kötü yönetim yaptı. Maçı kazanmış olmama rağmen hakemi eleştirdim."

“ATİLLA KARAOĞLAN, FENERBAHÇE MAÇINDA VERDİĞİ PENALTIYLA MAÇIN AKIŞINI DEĞİŞTİRDİ”

"Önemli bir maça çıkıyoruz, bu böyleyken niye tekrar onu benim maçıma gönderiyorsun? Hakem mi kalmadı? İnadına mı? Bunların dikkate alınması, kulüplerin hassasiyetlerinin dikkate alınması bence önemli şeyler. Atilla Karaoğlan, Fenerbahçe maçında verdiği penaltıyla maçın akışını değiştirdi. Tarihi bir farka gidecekti maç. 4-5 olacak maçtı, görüntü öyleydi, penaltı uyduruktu."

“HAKEMLERİN DAHA DİKKATLİ, ADALETLİ OLMALARI LAZIM”

Bu dünyada da böyle, sadece Türkiye'ye mahsus değil, elbette hakemlerin daha dikkatli, adaletli olmaları lazım. Bir VAR meselesi var. VAR, hakemlere büyük destek veren sistem. Bu atamalarda MHK'nın çok daha hassas, kurumların hassasiyetini dikkate alarak atama yapmasında fayda var. Geçmişte yaşananlara bakarak yapmaları lazım. Geçen sezonda algoritmayla hakemler atanıyordu. Bu dönemde MHK nasıl atıyor bilmiyorum. Atilla Karaoğlan'ın algoritma sonucunda mı çıktığını bilmiyorum."

KARABORSA BİLET SATIŞI İDDİALARI

"Bir şeyi nasıl iddia edersin? İddia etmek için ne lazım? Elinde kanıt olması lazım. Bir fotoğraf, bir resim, bir yazı. Elinde tespit olur. İddiada elinizde kanıt olması lazım. Burada öyle bir şey yok. Dolayısıyla iddianın altını dolduracak, iddiaya temel olabilecek kimsenin elinde bir kanıt yok. Ne var peki? Bir şeyi iddia ettiğinizde kanıtınız yoksa bu dedikodu haline dönüşür. Şu anda bu dedikodudur. İddia değildir. Bu konuşulmaya başladığı günden itibaren, sponsorluk lansmanında, divanda çıktım dedim ki, 'Arkadaşlar böyle bir şeyi iddia ediyorsunuz, iddia ettiğiniz konuyu getirin bana, elinizde ne bilgi, ne kanıt var, kapım açık. Babamın oğlu olsa kafasını koparacağım' dedi. Hiçbir şey getirmediler. Son zamanlardaki konuşmalara dikkatinizi çekmek isterim. Bunu iddia şekilde ortaya atanlar, bu dedikoduyu konuşanlar sonra 'Ben Ahmet'ten duydum. Ahmet'e soruyorlar 'ben Mehmet'ten duydum'. Mehmet'e soruyorlar 'Ben Hasan'dan duydum'. Bu bir dedikodudur, iş hukuka aksetmiştir. Şu an konu yargıda. Bizzat bu talebi yaptığım zaman insanlardan elindeki bilgiyi belgeyi talep ettikten sonra kimseden bir şey gelmedi."

FENERBAHÇE’NİN ŞİKAYETİ

"Konuşulmaya başladığı günden itibaren hem içeride, hem Pasolig'e gittim. İnsanlarla konuştum. Bir kişi bazı bilgiler verdi. Belge verdi. Onun peşine gittim. Bizimle alakasının olmadığını, kulübün dahli olmadığını tespit ettim, başka da bir şey gelmedi. Karaborsa dünyada var mı, yok mu? Karaborsa dünyada var. Amerika'da basket maçına gitseniz de var, olimpiyatlarda da var. Bir sürü portal var. Bütün maçların biletleri karaborsada satılıyor. Bu karaborsa ne bir kulübün nezdinde sadece oluşuyor ne de sadece futbolda oluşuyor. Böyle bir sistem var. Sistemin içinde iddia edilen, daha doğrusu dedikodu şeklinde söylenen husus; Galatasaray'da 18 kişi konuyla sorguya alındı, bunun içinde 2 tane yönetim kurulu üyesi var. Kendi yönetimime bakıyorum kimsenin savcı tarafından çağrılması söz konusu değil. Çağırıyoruz kimse bize bilgi, belge getirmiyor. Bu bir dedikodu şeklinde kaldı. Hukuka intikal etti, yakında neticelenecek. Bu konuyu konuşan kişilerin savcılıkta ifadeleri alınıyor. Bu dedikodudan Galatasaray halka açık şirket olması hasebiyle, dolayısıyla Galatasaray'a zarar vermek üzere ortaya çıkarıldığını düşünüyorum. Önemli bir rakibimizin bu dedikodulara istinaden Maliye, İçişleri Bakanlığı, THY'ye şikâyet etmesi."

"CİNAYET YERİNE İLK GELEN KATİLDİR"

"Daha önce söylediğim söz vardı; diyordum ki rakip kulübün iddiaları çerçevesinde cinayet yerine ilk gelen katildir. Burada katil biraz geç gelmiştir. Bu bile nereden neşet ettiğini işaret ediyor. Bu dedikodunun peşinde koşan rakibimiz her yere şikâyet etti. Biraz aynaya bakmak lazım. Bunu iddia eden kişiler. Portallara girdiğinizde en başta Fenerbahçe-Galatasaray'ın biletleri karaborsada satılıyor. Maç günü yaklaşık 10 bin bilet satma hakkımız var. 10 bin biletin yüzde 92'si Pasolig vasıtasıyla satılıyor. Biz 10 bin biletin 700-800 tanesini kurumlara, futbolcuların ailelerine gönderiyoruz. Pasolig üzerinden yapılıyor. Bileti elden şu paraya alıp bu paraya satmak mümkün değil. Birileri dedi ki, 'bu karaborsadan elde edilen parayla transfer yapıyorlar'. Böyle bir şey olabilir mi? 55-60 milyon Euro karaborsadan para kazanıyor, Galatasaray bundan transfer yapıyor deniyor. Allah aşkına bütün maçları karaborsa yapsak bir sezonluk gelirimiz zaten bu kadar. Bunun net cevabını yargı verecek. Bunu konuşan isimler şu anda savcılığa davet ediliyor."

“BİLGİ VE BELGEYİ TALEP ETMEME RAĞMEN BANA VERMİYORLAR”

"Çok net söyleyeyim; bu konuyu kimler konuşuyor. Onlara çağrı yapıyorum. Yanlarına gittim. 'Bunu neye dayanarak konuşuyorsun' dedim. Ben kulübün başkanıyım, sen de Galatasaraylısın. Kime gittiysem ne elinde belge var ne bir şey. Ama bu dedikodu durmuyor. Savcılığa gittim 'Bu iddialar var, halka açık şirketim, kulübümün prestijine zarar veriyor bu iddialar. Sayın savcım lütfen bu insanları çağırın sorun' dedim. Bu bilgi ve belgeyi talep etmeme rağmen bana vermiyorlar. Ben de savcıya gittim 'Sayın savcım bu şahıslar bunları neye dayanarak söylüyorlar? Siz sorun, neye göre iddia ediyorlar? Eğer bu iddialar doğru değilse gereğini yapın' dedim. Bu iddiaların peşine düştük, doğruluğunun araştırılması ve ortaya çıkarılması için. 'Yüzde 1 şüphe arz eden konu varsa bunu yüzde 90 olarak değerlendirin' dedik."

“SAVCILIK SORUŞTURMASI YAKINDA NETİCELENİR. O ZAMAN GERÇEĞİ ÖĞRENECEĞİZ”

"Dedikodular öyle bir çerçeveye bürünüyor ki, bu kez kişiler itham ediliyor. Sadece masuniyet karinesi değil. Galatasaray Genel Kurulu bu insanları doğru düzgün kişiler olarak seçiyor. Siz bu kişiler hakkında iddia, dedikodu ortaya attığınızda herkes gibi bu kişiler rahatsız oluyor. Eray onun için öyle bir tavır sergilemiştir. Bilet karaborsası, 56 milyon Euro ile transfer yapıldı, kara paraydı dediler. İş bambaşka boyuta geldi. Halka açık şirket böyle bir şeye tahammül etmez. Savcılık soruşturması yakında neticelenir. O zaman gerçeği öğreneceğiz. İnsanlar önce ne demiş, savcıya ne demiş?"

“KOMBİNELERDE DEVİR HAKKINI 7DEN 3'E İNDİRDİK”

"Biletler Pasolig vasıtasıyla satılıyor. Kombinelerde insanlara devir hakkı veriyorduk insanlara. En son yaptığımız değişiklikle 7 hakkı 3'e indirdik. Devredilecek kişilerin T.C. kimliklerini istiyoruz. Pasolig'le görüşme yaptık. Galatasaray'ın burada hedef olması, her maçı yaklaşık 50 bin kişi oynuyoruz. Biletleri satışa çıkartıyoruz, saniyelerde bitiyor. Fenerbahçe derbisinde, geçen sene 700 kusur bilet iade geldi. Dediko yapmaya başladığınızda ne sınırı ne sonu vardır. Derbilerde veya Avrupa maçlarında oluyor bu dedikodular. Bu işin sıkı takipçisiyiz. Bu işe rakip takımın karışması, şikâyet etmesi bu işin nereden kaynaklandığının daha büyük delili. Sahada bizle baş edemeyen rakibimiz 'bunlara bir şey yapıştırabilirsem' düşüncesini kamuoyuna sunuyorum. Elinizde bir şey yoksa rakip takım hakkında böyle iddiada bulunamazsınız."

ALİ YÜCE’NİN İSTİFASI

"Ali Yüce niye istifa ettiğini açıkladı. Young Boys maçı öncesi takımın konsantrasyonunu bozduğunu söyledi. Ali benim oğlum kadar sevdiğim birisidir. Babası iyi arkadaşım. Babasının da abisiyim. Ali'yle ilgi sevgim değişmemiştir. O belgeyi sonuçlandırdım, şimdilik bende kalsın. Konuyla ilgili belge geldi. Dibine kadar araştırdım, buldum ne olduğunu. Bizim sorumlu olduğumuz bir şey. Hukuka getirmemize gerek kalmadı. İddia edilen konu; 18 kişi 2'si yönetim kurulu üyesi. Kulüp yönetimin böyle bir organizasyonla yaptığı iddia edilen durumdu."

“GALATASARAY'DAKİ BAŞARILARIN ALTINDA BU ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜNÜN YATTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

"Bunun bir dedikodu olduğunun anlaşılması savcılık soruşturmasından sonra olacak. Galatasaray eleştiriyi seven bir camia. Dursun Özbek yönetimi bundan önce 2 sene şampiyon olmuş. Dursun Özbek ve yönetimi şu dönemde konsolide olarak 5.2 milyar TL kâr açıklamış. Dursun Özbek yönetimi şu anda mağazacılıkta 3,5 milyar TL ciroya koşuyor. 1 milyon forma satışına çıkıyor. Galatasaray tarihinde ilk defa Florya'nın yapılmasından sonra 14 bin 500 metrekarelik yeni tesis yapıyor. Adayı tekrar Galatasaraylılara açmış. Özbek yönetimi stadın dibindeki 62 dönüm arsayı Galatasaray Spor Kulübü'ne kazandırmış. Özbek yönetimi Mecidiyeköy'deki binasını rezidansa çevirmiş ve başarılı satış dönemi geçirmiş. Özbek yönetimi Florya'daki tesislerinin 20 dönümü kendisine ait iken 45 dönümlük diğer kısmını satın almış, tapu etmiş, proje geliştirmek suretiyle Bankalar Birliği'nden çıkacağım diye iddiada bulunmuş. Özbek yönetimi sportif A.Ş'yi iyi bir kâr eden birimi var. Daha ne yapması lazım ki, eleştirilmesin. Galatasaray'da eleştiri kültürünün nihayetsiz olduğu, Galatasaray'daki başarıların altında bu eleştiri kültürünün yattığını düşünüyorum."

“SGK PRİMLERİYLE BERABER 3,5 MİLYAR LİRA VERGİ ÖDEMİŞİZ"

"Önemli birkaç husus var. Bunu hem Türkiye hem camiamın hem de spor camiasının bilmesi lazım. Şimdi karaborsayı yapan kişi, karaborsa yapmak isteyen yönetim, işe başladığımızdan 2 sene evvelden bugüne kadar bilet fiyatlarını 25 misli artırmışım. Kombineleri 20 misli artırmışım. Bu iddiaların, dedikoduların nasıl gerçek dışı olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Bu zihniyette olan birisi biletleri 25 kat artırır mı? Bizi bu şekilde Maliye'ye, İçişleri'ne, SPK'ya şikâyet ediyorlar. Hiçbir sıkıntı yok. İnsanların şunu bilmesi lazım; dedikodu ile suçlandığınızda insanlar 'bunlar karaborsa yapıyorlar vergiden kaçıp, masa altı iş yapıyorlar' denir. Son iki senede ne kadar vergi vermiş Galatasaray? Şu anda SGK primleriyle beraber 3,5 milyar lira vergi ödemişiz."

“VERGİ SİLİNMESİ DİYE BİR ŞEY SÖZ KONUSU DEĞİL”

"Vergi silinmesi diye bir şey söz konusu değil. 3,5 milyar lira vergi ödemişiz. Vergi verenler listesine bakın. Spor kulüpleri içinde Galatasaray Spor Kulübü özellikle vergi boyutunda temerrüde hiçbir zaman düşmedi. Çok önemli bir şey söylüyorum. Devlete olan borcunu öderken hiçbir zaman temerrüde girmedi. Şimdi hodri meydan diyorum. Diğerleri de çıksın '5 milyar ödedim' desin. Programı yapmamızdan maksadımız kamuoyunu aydınlatmak. Bu dedikodularla, bu suçlamalarla baktığınızda ilk akla gelen 'bunlar vergi kaçırıyor'. Biz öyle bir kulüp değiliz, bu gömlek bize uygun gömlek değil, başkalarına uyar mı bilmem. Bu kadar vergi ödüyorum, temerrüde düşmemişim. Bunlar o kadar önemli ki. Spor kulüplerinde finansal boyut çok önemli."

“FENERBAHÇE NE İSTİYOR? FENERBAHÇE NE ÖDÜYOR, BİLMİYORUZ”

"Bu statların hepsi Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'nün malıdır. Kullanılmasından dolayı Gençlik ve Spor Müdürlüğü'ne para ödenir. Galatasaray az ödüyor, Fenerbahçe çok ödüyor. Böyle bir şey olabilir mi? Devletin ayrım yapması mümkün mü? Biz böyle bir şeyin Galatasaray için yapılması noktasında değil. Fenerbahçe ne istiyor? Fenerbahçe ne ödüyor, bilmiyoruz. Şunu iddia ediyorum; yapılan iddiaların temeline girdiğiniz zaman şu anlaşılır, 'sen vergi kaçırıyorsun'. Rakip takım bunu da iddia ediyor. Ben de diyorum ki 'Arkadaş Galatasaray senin düşündüğün gibi bir kulüp değil'. Ben 3,5 milyar vergi ödemişim, sen de açıkla. Konu hukuka intikal ettiğinden dolayı fazla bir şey söylemek gereksiz."

ERDEN TİMUR’UN GALATASARAY’DAN AYRILMASI

"Erden'le 2 sene beraber çalıştık. Çok başarılı yönetim gösterdik. Erden'le konuştuğumda, kendisi sportif A.Ş'deydi, devam etmesinin iyi olacağını söyledim. O da kulübe fazla mesai ayırdığını söyledi. 2 sene üst üste şampiyon olduk. İşlerinin etkilendiğini söyleyerek yönetime devam etmek istemediğini söyledi. İleride mutlaka Galatasaray'ın yönetimlerinde her türlü seviyede hizmet etmeye devam edecek. Tutunacak dalım yok lafını hangi psikoloji içinde söylediğini bilmiyorum. Geçtiğimiz 2 sene boyunca Erden hakkındaki yorumlarımı hiç dinlediniz mi? Fazla kelime söylemeye gerek yok. İnsanların çeşitli sebepleri olabilir. Ali Yüce dediniz, kendisine göre sebebi var. Bu sözü kendisine sormak lazım. Galatasaray'a hizmet eden kişilerle ilgili herhangi sorunumuz olmadı. Erden'e şunu tavsiye ettim 'beraber iyi iş yapıyoruz, devam etmemizde fayda var'. Bunu söyledim."

CENK ERGÜN’ÜN İSTİFASI

"Cenk Ergün'ün istifa ediş şeklini tasvip etmiyorum. Ben onun abisiyim, onun başkanıyım. Böyle sosyal medya üzerinden istifa olmaz. Bunu bir tarafa koyun. Onun abisi olmam hasebiyle. Kırgınlık yok. Kızgınlık var. Böyle istifa olmaz. Kendisiyle geçmiş dönemde de çalıştım. Sevdiğim, becerikli, işini bilen kardeşim. Gelirsin oturup konuşuruz, nedir derdin, sıkıntın konuşuruz. Çok bunaldığı yönler var biliyorum, sosyal medyada. Bunun yolu bu şekilde istifa etmek değil. Oturup konuşma fırsatımız olmadı. Belli bir süre seyahate gitti, döndüğünde konuşacağım. Kızgınlık doğru kelime. Cenk'in neticede abisiyim ama kendisi de profesyonel. Bütün bunları dikkate aldığımızda bir usul vardır. Anlatırsın, yardımcı olabiliyorsak çözeriz. Buna fırsatımız olmadı. Transfer dönemi bitti, izine gitti. Döndüğü zaman kendisiyle konuşacağım, kızgın olduğum kesin."

FLORYA PROJESİNDE SON DURUM

"Florya meselesi şu... Florya'da bizim 65 dönüm arsamız var. Bunun 20 dönüm Galatasaray'ın tapulu malıydı. 45 dönümünü Galatasaray'a satın aldım ve parasını ödedim. Kredi aldım ve ödedim. Şu anda arsanın 5 kuruş borcu yok. Arsamızın imar durumu var. Yaklaşık 97 bin metrekare civarında konut inşaatı yapmak mümkün. 140 bin metrekare inşaat yapmak durumundasınız, otoparkı vs. var. 'Biz yaparsak ne kazanırız' mantığıyla yola çıktık. Fakat Mecidiyeköy ve Kemerburgaz işine girdiğimizde gördük ki, 140 bin metrekare inşaatı yapmak için 30-40 milyon dolar paraya ihtiyacınız var. İstanbul'da bu kabil inşaatları yapabilecek 6-7 inşaat firması var. Bunlar önemli ve büyük firmalar. Biz Galatasaray'ız. Kendimiz inşaat da yaparız, gemi lazımsa gemide yaparız iddiasına girdik. Kemerburgaz süreci bize bir şey gösterdi ki, 'arkadaş bu inşaat işine hiç bulaşma'. Mecidiyeköy'de yaşadıklarımız bize dedi ki 'Sen spor kulübüsün, kendim yapayım diye soyunma' diye bu iki proje net gösterdi. Biz buradan ders aldık. Dursun Özbek ve Erden Timur'la olacak iş değil bu. O zaman biz bunları geliştirelim, hasılat paylaşımı yapalım. En iyi firmaya, bu işi bitirecek firmaya açık ihaleye çıkalım. Bir hasılat paylaşımı suretiyle bu işi Galatasaray'a kazandıralım. Hasılat olarak ortaya gelecek delikli kuruşun bile Galatasaray'ın kursağına gitmesi lazım."

“ADNAN POLAT BAŞKANDAN RİCA ETTİM”

"Yeniden yetki almak için 6 Temmuz'da genel kurula gittik. Tekrar yetki aldık. Diğer üyelerin de talepleri vardı. Bir konsensüsle bu yetki tekrar Dursun Özbek yönetimine verildi. Şimdi bütün hassasiyetleri dikkate alarak Adnan Polat başkandan rica ettim. 'Sen bu işi iyi bilen, iyi yapan firmalardan birisisin. Bu ihale sürecini yönetir misin'. İhale komisyonu kurduk. Çok kısa sürede ihaleye çıkacağız. Sonucunda hasılat paylaşımı ihalesi olacak. Adnan başkan çok titiz çalışıyor, teşekkür ediyorum. Adnan Başkan bir konuşmada şunu söylüyor 'Bu projeden asgari 300 milyon dolar Galatasaray'ın payına para düşer' diyor. Buna açıklık getirmek için şu ifadeyi kullanıyorum; bu bir hasılat paylaşım projesidir, yüzdesi belli değildir, satış fiyatı belli değil. Pahalı satılırsa Galatasaray'ın kursağına çok para gider. Çabuk davranmaktaki maksadım senede 1,5 milyara yakın faiz ödüyorum. Bir an evvel bu projeyi devreye sokayım ki, Bankalar Birliği'nden yaptığım anlaşmadan çıkmak istiyorum. Konsorsiyumun içinde kaldığım zaman gelirimin yarısı bankaya gidiyor. Florya var, adada bazı tadilatları yapmamız lazım. Ada 6 bin 500 metrekare. 2 bin 500 metrekaresi Galatasaray'ın tapulu malı. Bizim dönemimizde diğer yerin tapusunu almışım Milli Emlak'tan. Yönetim kurulu arkadaşlarımızın katkısıyla bu hale getirmişim. Erden de orada bayağı bir destek verdi, elemanlarıyla, parasıyla puluyla. Dünya güzeli bir yer. Bankalar Birliği konsorsiyumundan çıkmak isteğimizin sebebi büyük faiz ödüyoruz. Ana para ödemesini bir an önce yapmamız lazım."

“BUGÜN RAKİPLERİMİZ BİZİM ÇİZGİMİZE GELDİLER”

"Bizim o gün ifade ettiğimiz kıblemizden hiçbir şaşma yok. Bu fonu kullanmak istiyorsan, genel kurula getir projeni, ikna et nitelikli çoğunluğu sağlarsan bu parayı kullan. Bütün bu yaptıklarımız, yönetimdeki arkadaşlarla beraber hakikaten çok güzel işler. O tarihlerde bizi 'Galatasaray inşaat firması mı, gayrimenkul şirketi mi' diye tenkit edilirken bugün rakiplerimiz bizim çizgimize geldiler. Ben bunu 7 sene evvel söylemişim. Bizden sonra gelen yönetimler bu işlere pek ilgi duymadılar. Mustafa başkanın Florya'yı geri alması bu projelerin başlangıç noktasını oluşturuyor. Onu inkâr etmek mümkün değil. Geri alması yeni bir ufuk açtı bize. Güzel bir arsa, güzel getirisi olan proje ortaya çıktı."

YENİDEN BAŞKAN ADAYI OLACAK MI?

"Dediklerimi yaptıktan sonra bir daha aday olmayı düşünmüyorum. Bu üçüncü dönemim. Arkadaşlarımla beraber koyduğum hedefleri tamamlamak istiyorum. Florya'nın ihalesinin tamamlanması, Bankalar Birliği'nden çıkmış olmak. Stadın yanında 60 dönümlük arazimiz var. Orada spor salonu yapma projemiz var. İmar durumuyla uğraşıyorum. Galatasaray bu tesisleşme sorununu bitirmeden spor kulübü olarak beklenen başarıyı sağlaması mümkün değil. Judoyu Anadoluhisarı’nda, voleybolu bilmem nerede, bir kısmını Burhan Felek'te, bir kısmını Taçspor'da yapıyorum. Altyapı için belediyeden salon yalvarıyorum. Bu kadar dağılmışlık hem yönetimi zorlaştırıyor hem de maliyeti artırıyor. Bu 60 dönümde amatör sporları bir araya getirirsek. Aslan vadisi şekline getirme hedefim var. Orada bir talihsizlik yaşadık. Verdiğimiz sözün arkasındayız. Maalesef müteahhit firma konkordato ilan etti. Yoksa hedefte şaşma yoktu. Ne finansal ne hizmet boyutuyla. Müteahhidin konkordato ilan etmesi bizi rötara soktu. Bir inşaat işinde sizden kaynaklanmayan sebeple müteahhit konkordatoya gitmiş. Şimdi bitirme aşamasına geldik. Nazar değer diye tarih vermiyorum. Çok kısa sürede Kemerburgaz'a geçeceğiz. Orada herhangi bir sıkıntımız söz konusu değil.

BARIŞ ALPER YILMAZ İÇİN TRANSFER TEKLİFİ GELDİ Mİ?

"Barış Alper'le ilgili önüme bir teklif gelmedi. Kerem'e geldi ve gitti. Barış Alper'e teklif olmadı. Kerem Aktürkoğlu transfer yapmak istiyor. Onun hem abisi hem başkanıyım. O benim kaptanım. Avrupa'da oynamak üzere büyük bir iştahı var. Sportak Moskova'dan teklif geldi 'Başkanım oraya gitmem' dedi. Kendi kariyerini şekillendirmek istiyor. Kerem bizim evladımız olma hasebiyle önüne geçmeyi hiç düşünmedik. Bizde emek verdi. Şampiyonluklarda etkisi var. Bir teklif gelmiş. Galatasaraya'a para kazandırarak gitmiş. Bu transfere mâni olmak istemedik."

“YAKLAŞIK 23 MİLYAR TL MERTEBESİNDE İPOTEK VAR”

"Mecidiyeköy'de doğrusu şu; Galatasaray'ın yapılandırmasından kaynaklı olarak bütün gayrimenkulleri üzerinde Bankalar Birliği Konsorsiyum'un ipoteği var. Yaklaşık 23 milyar TL mertebesinde ipotek var. Bütün kulüplere var. Bankalar Birliği ile yaptığımız anlaşma şöyle; ben kat irtifakına geçmişim. Numaralandırmışım. Yaptığımız bütün satışların nakdi ve senedi Bankalar Birliği'ne gidiyor. Önce nakit bir kısmı gidiyor yarısını Bankalar Birliği kendi hesabına borcunuza mukabil alıyor. Senetler de ödendikten sonra ilgili dairede borç kalmazsa Bankalar Birliği ipoteği kaldırıyor. Borcun tümünü ödedikten sonra müracaat ediyorsunuz, tapumu ver diyorsunuz. Bankalar Birliği tapuyu yazıyor. İpoteği çözüyor. Bizdeki sistem bu."

“SİLAHLI OLAY GALATASARAY'LA İLGİLİ BİR ŞEY DEĞİL”

"Silahlı olay şu; oradaki taşerondan orada iş yapan adamın alacağı var. Adam şantiyeye geliyor, silahını çekiyor 'Bana taşeronu getirin' diyor. Galatasaray'la ilgili bir şey değil. Bizim silahla ne işimiz olur? Orada iş yapan bir adamın mevcut alacağını tahsil etmek üzere geliyor, insanlara silah çekiyor, polis gelip adamı alıp getiriyor."

“RİVA’DA 125 VİLLAMIZ VAR”

"Riva olayında Galatasaray'ın şu anda yaklaşık 130'a yakın inşa halinde villası var. Yaklaşık bu villaların değeri 2,5-3 milyar arasında. Bugün satışlar biraz yavaş gidiyor. Ekonomik durumun getirdiği zorluklar nedeniyle. Orada bizim 125 villamız var. Bu villalar Galatasaray'ın malıdır."

“ALİ KOÇ MAÇ BİTTİKTEN SONRA İNSANLARI DARP EDEREK SAHAYA ÇIKMAK İSTİYOR”

"Bir üslup sorunu olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki; spor kulüplerinin mücadele ettikleri yer sahanın içi. Futbolu ele alırsak 11 kişi bir tarafa 11 kişi bir tarafa. Ortaya top konuyor, birisi atıyor, birisi atamıyor. İş orada bitmesi lazım. Büyük camiaların problemi şu; bir takım düşünün, bir başkan geliyor 6 sene şampiyonluk bekliyor olmuyor. O zaman seyirci baskısı, sosyal medya baskısı insanları başka söyleme, tavra itiyor. Gerginlik orada çıkıyor. Biz bir maç oynadık. Geçen sezonun sonuna doğru Galatasaray-Fenerbahçe maçı oynandı. Galatasaray 1-0 kaybetti. Fenerbahçe başkanı Ali Koç, maç bittikten 1,5-2 saat sonra Ali Sami Yen’e geliyor ve oradaki insanları darp ederek sahaya çıkmak istiyor. Buna gerek var mı arkadaş? Maça gelmemişsin zaten. Evet galip geldin. Bunun sevincini yaşa. Oradaki stat görevlisinin boynunu kırmaya ne gerek var? 'Gidin hakemleri tokatlayın hakemleri' diye bunlara gerek yok. İnşallah bu aks değişir. Bu konuda herkes şikayetçi. Bu iklimin değişmesinin gereği var. Bu iklim kabul edilebilir bir iklim değil. Galatasaray Spor Kulübü özellikle yönetime geldikten sonra, bundan önceki yönetimler zamanında bu konunun itidalle çözülmesi gerektiğini defalarca söyledim. Bu sezon inşallah benzer durumları yaşamayız. Geçmişte ders aldığımız olaylar inşallah tekrarlanmaz. Bu sezonda böyle bir beklenti içinde değilim. Fenerbahçe maçında sadece yöneticilerin bulunduğu yerde ufak tefek şeyler oldu ama saha içinde herhangi bir şey olmadı. Şeref tribününde bazı tavırlar sergilendi, şişe attılar, bir bayan yöneticimizin kafasına geldi. Onun dışında bir şey olmadı. İnşallah bu tutum devam eder. Taraftarın stada alınış şeklini izlemişsinizdir, o kabul edilebilir bir şey değil. Dar bir koridordan 2500 kişiyi sokmak son derece yanlış."

"GALATASARAY'A HİZMET ETMENİN GURURUNU YAŞIYORUM"

"Çocuklarım büyüdü, yetişti. Kardeşim var. Üzerimdeki o yükü alıyorlar. Ben daha çok şirkette yatırımlar kısmına bakıyordum. Şu anda yapamadığımız tek şey yeni yatırımları kovalamamak. Galatasaray'a hizmet etmenin gururunu yaşıyorum. Galatasaraylı olmak, Galatasaray'ı anlamak. Galatasaray Spor Kulübü'nün oyuncuları, Galatasaray Lisesi'nin öğrencileri Çanakkale'de, Kafkaslar'a vatanları için gittiler. Galatasaray sevgisi de öyle bir sevgidir. Torunlarıma, çocuklarıma bırakacağım en büyük miras Galatasaray'a başkan olmamdır. Para pul çok önemli şeyler değil. Torunum bana 'Başkan dedem' diye sarılıyor. Bu insana gurur veren, insanı sevince boğan bir husus. Onun için benim aileme, çocuklarıma bırakacağım en büyük miras Galatasaray'a yaptığım hizmet. İnşallah hayalimdeki projeleri de gerçekleştiririm. Galatasaray'a başkanlık yapmış olmanın gururuyla emeklilik dönemine geçerim. Galatasaray bizim kulübümüz. Her konuda hizmetim olmuştur. Şurada 1,5-2 sene süremiz var. Bu süre zarfında hizmete devam edeceğim. Benim derdim bizden sonra gelecek neslin takip edici olmalarıdır. Bizden sonraki jenerasyonların bu işe el atması gerektiğini düşünüyorum. Biraz bu işi yapabilecek kapasitede olan Galatasaraylılar çekiniyorlar."