BURHAN DEMİRCİOĞLU                  

(OSMANİYE) - Osmaniye’nin Toprakkale ilçesinde, yüzde doksan fiziksel engelli depremzede Hüseyin Köksal, 4 bin lira civarında aldığı engelli aylığıyla geçinmeye çalıştığını belirterek, "Bedensel engelliyim, belden aşağım tutmuyor. Artık hayat mücadelesinden yoruldum. Dert üstüne dert, olay üstüne olay geliyor” dedi.

Osmaniye Toprakkale'de Fatih Sultan Mehmet Mahallesi’nde kız kardeşi ve kanser hastası yeğeniyle yaşayan yüzde doksan fiziksel engelli Hüseyin Köksal, engelli aylığı ile geçenemediğinden yakındı. 

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde evlerinin yıkıldığını söyleyen Köksal, şunları anlattı:

Asu Kaya:  "Kadirlili emekliler,  kent lokantası sayesinde dışarıda yemek yiyebiliyor" Asu Kaya: "Kadirlili emekliler, kent lokantası sayesinde dışarıda yemek yiyebiliyor"

"Evsiz kaldık, oturacak yer yok, rezillik diz boyu. Neyse ki yerimiz vardı da sağdan soldan yardımla bir tane konteyner getirdiler onun içine sığındık. Borç harç elektrik çektik ona. Her şeyi kendi imkanlarımızla yaptık bunları. Bedensel engelliyim, belden aşağım tutmuyor. Artık hayat mücadelesinden yoruldum. Dert üstüne dert, olay üstüne olay geliyor. Arabama geçen doğal afette üzerine ağaç düştü, tabela düştü, arabam mahvoldu. Okuttuğum bir öğrencim var. Bir tane yeğenim var kanser hastası onun tedavisi ile uğraşıyoruz. Artık yetiştiremiyorum. Engelli maaşım 4 bin küsur lira alıyorum. Onunla geçinmeye çalışıyoruz. Ben ufak tefek bir şeylerle uğraşıyorum, yetiştirmeye çalışıyorum. 

“Kanser tedavisi gören yeğenimin tedavi parasıyla mecburen arabayı yaptırdım”

Arabamın o afette camları kırıldı, kaportası gitti. Şimdi çocuğu hastaneye götürüyorum. Hastaneye mi götüreyim, masrafımı mı düşüneyim, bunu mu yaptırayım? Mecburen arabayı yaptırdım, çocuğun masrafına harcayacağımız parayı arabaya verdim. Şimdi ben bu çocuğu nasıl tedavi ettireceğim onu düşünüyorum, kara kara düşünüyorum. Yapacak bir şeyim yok. Lisede okuyan oğlum var ona nasıl para göndereceğim? Artık büyük sıkıntı yaşamaya başladım. Bu harcamalardan hariç, bizde sosyal hayat zaten yok. Gideyim, gezeyim tozayım, şurada bir yemek yiyeyim, çocuklara bir dürüm ısmarlayayım... O bizde yok zaten, imkânı yok. Ben zaten bu parayla ancak mutfağımızı geçindirebiliyorum. Mutfağıma bir şeyler alayım da onların karnı doysun bitti, hepsi bu kadar. Ben yoksa gidip bir yerde denize gireyim, şuraya gideyim, şurada tatil yapayım, bir gün bile yok bizde.’’  

 

Kaynak: anka