-Asıl iş vatandaşlarımızın kendinde bitiyor. Kalabalık etkinliklerden uzak durmadığımız, sokakta ve evde kurallara uymadığımız sürece ne açtığımız hastaneler ne cezai tedbirler bizi tek başına virüsten koruyabilir. Seferberlik ruhuyla bu sürece destek vermeye davet ediyorum. Sonbaharın yaklaşmasıyla birlikte soğuk algınlığı ve grip gibi mevsimsel hastalıklar başlamadan mümkünse günlük vaka sayılarını 100’ün altına vefat sayılarını 0’ın altına indirmeliyiz. Salgının başından beri 141 farklı ülkeden 100 bin vatandaşımız kurduğumuz ulaşım köprüleriyle ülkemize getirdik. Biz bize yeteriz kampanyası ile toplanan 2 milyar 76 milyon liralık meblağı sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı teşvik fonu üzerinde hane başı 1000’er liralık ödemelerle ulaştırıyoruz.
-Vaka ve vefat sayılarındaki kısmi yükselişten derin üzüntü duyuyoruz. Kafe ve restoranlar kurallara uygunluk bakımından çok daha sıkı denetlenecektir. Toplu taşımalarda tüm illerde ayakta yolcu alınmasına kesinlikle müsaade edilmeyecektir. Riskli illerde kapasite sınırlamasına gidilebilecektir. Esnek mesai yaygın şekilde tatbik edilecektir.
-Yeni dönemde eğitim öğretime salgın şartlarına dikkate alarak hem uzaktan hem yüz yüze eğitim birlikte hayata geçireceğimiz bir sistemle devam edeceğiz. Burası çok önemli: Ailelerin tercihine göre okul öncesi ve ilkokul 1’inci sınıf öğrencilerin den başlayarak okullarımızı eğitim öğretime açıyoruz. Bu uygulama salgının seyrine göre şehirlerimize göre farklılık gösterebilecektir.
-(Doğu Akdeniz) Bizimle masaya oturmak yerine kırık dökük askeri güçleriyle efelenenlere son 4 yıldır yaptığımız diploması çalışmalarımızı ve askeri harekatlarımızı iyi inecelemelerini tavsiye ediyorum. AB başta olmak üzere kör bir taassupla ülkemize karşı tavır alanları da hakkaniyete ve sağduyuya davet ediyorum. Türkiye Dogu Akdeniz’de sonuna kadar kararlı ve aktif bir politika izlemeyi sürdürecektir.